Görsel ve yazılı medya organlarında sık sık kadına şiddet veya kadın cinayetleri haberlerine şahit oluyoruz. Kendini bilmez kişilerin bu insanlık dışı eylemlerin önünü kesmek ve onları etkisizleştirmek amacıyla mevcut yasa güncellenmiştir.
Bu yasanın gerekliliğini dile getirmeden önce kısaca yasanın içeriğinden söz edelim. Bu yasa, şiddete uğrayan veya uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların ve aile bireylerinin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlemesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor. Kanunun devamında şiddetin yalnızca fiziksel şiddetten ibaret olamadığını, fiziksel şiddetle beraber psikolojik ve ekonomik yönde acı çekme veya acı çekme muhtemel hareketler diye tanımlanıyor.
Bu kanun, kendini layüsel ve her istediğini yapma gücüne sahip olduğu hayali kuran kişiler için bir şamar, ekonomik bağlamda kocasının mali desteğine bağlı olduğu için, kocanın yaptığı bütün pisliklerini sineye çekme zorunda kalan mağdur kadınlar için de can simididir. Ekonomik yönde bağımsız olan kadınların koca şiddetine maruz kalma olasılığı, ekonomik yönde kocanın maddi desteğine kendini zorunlu hisseden kadınlardan daha az olduğu istatiki olarak tesbit edilmiştir.
Bunu şöyle de izah edebiliriz: ekonomik güçten yoksun kadınlar, kocalarının maddi desteklerini çekmesi halinde işsiz güçsüz, parasız pulsuz ortada kalacakları korkusu onları ,eşlerinin yaptıkları ekonomik ve psikolojik baskılarını sineye çekme pahasına tahammül etmeye çalışıyorlar. Ta ki, bıçak kemiğe dayanana kadar o zaman aç ve perişan olma pahasına olsa bile gereğini yapıyorlar. Fakat ekonomik güce sahip olan bir kadın ne kendisi şiddete prim verecek ne de eşi olabileceklerin farkında olduğu için şiddete yeltenecek.
Bazı erkekler bu yasaya karşı çıkabilirler. Çünkü onlar erkekçe düşünüyorlar insanca düşünmüyorlar, insan gibi düşünecek olgunluğa ulaşmamışlar. Fakat bir bayanın bu yasaya karşı çıkmasını ve eleştirmesini ancak onun ülke gerçeklerinden bi haber olması ile izah edilebilir. Ülkemizde genelde çalışmayan kadınların, eşleri çalışıyorlar ve evinin geçimini sağlıyorlar . Kadınlar ise evin işlerini ve çocuklarının hizmeti ile meşguller. Aslına bakarsan kadın en azında erkek kadar emek veriyor fakat emeğinin karşılığı paraya dönüşmediği için, emeğinin karşılığını bulamıyor. Dışarda çalışmasının karşılığını paraya dönüştüren koca, kazandığı bu parayla eşinin ve evinin geçimini sağladığı karşılığında eşine istediğini kabul ettirme uğraşını veriyor. Kadın, eşinin ona her istediğini kabul ettirme isteğine ve onu sömürmeye yeltenmesine karşı çıktığı andan itibaren evde huzursuzluk ve şiddet baş gösteriyor. Bu yasa devreye girdiği andan itibaren her kes sınırını ve haddini bileceği için evde sorun çıkma ihtimali sıfırlamasa da sıfıra yakın olacaktır. Çünkü, bu yasada kadının şiddet görme ihtimali ve olasılığı kocanın cezai müeyyideye uğramasına yeterlidir. Bu konunun önemine binaen, bir dahaki yazımda bu konuyu daha da teferruatli ele alacağım. Sağ ve selamette kalınız.