Medeniyetler beşiği Diyarbakır, bin yıllardır inanç, tarih ve kültür turizminin başkenti konumundaki yerini hep korudu.
Son 40 yıldır bölgede yaşanan siyasi istikrarsızlık, terör olayları ve bölgeler arasındaki gelişmişlikteki geri bırakılmışlığın yarattığı etkiler, Türkiye hafızasındaki Diyarbakır algısını ciddi anlamda tahrip etti.
Güneşin balçıkla sıvanmadığı gibi, Diyarbakır’ın inanç, tarih ve kültürel değerleri, tüm bu olumsuz algılarla ne kapatılabilir ne de yok edilebilir.
Bugün güzel bir haber aldım. “Turizmin Oskarı” olarak adlandırılan “Altın Elma” ödülünü bu yıl Diyarbakır almaya hak kazanmış. Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu (FIJET) tarafından verilen “Altın Elma Ödülü” Cuma günü Diyarbakır’da düzenlenecek törenle teslim edilecekmiş.
Diyarbakır’ın hakettiği ve bizleri gururlandıran gelişmelerden biri bu.
UNESCO dünya kültür mirası listesine giren Diyarbakır Surları, her medeniyetten farklı izler taşıyan eşi benzeri olmayan tarihi yapılar ve şehrin kültürel yapısı ile Diyarbakır’ın tek eksiği, yerli ve yabancı turistlerin akımı.
Turistlerin Diyarbakır’a gelmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmak ve kolaylık sağlamak için atılması gereken adımlar var.
Diyarbakır Valisi Hasan Basri Güzeloğlu’nun bu konuda çok hassas olduğunu ve bir dizi çalışmalar yaptığını biliyorum.
Tamamlanmış çalışmaların yanısıra devam eden ve tamamlanması durumunda şehrin hem algısı hem de vizyonunu ciddi anlamda değişecektir.
Sur içindeki yasaklı mahallelerdeki çalışmalar da bittiğinde flu olan alanlar daha görünülür olacak, Sur içi yeni yüzüyle Diyarbakır’dan dünyaya gülümseyecektir.
Özellikle 2019-2020 yıllarının Diyarbakır için turizmde bir sıçrama noktası oluşturacağını bekliyorum.
Tüm bu olumlu gelişmelerin ışığında bazı hususlara da özen gösterilmesi, amaçlanana katkı sunacaktır.
Su götürmez bir gerçek varsa o da medyanın şehrin tanıtımı ve algısı üzerindeki etkisidir.
Gerek yerli olsun gerekse yabancı medya mensupları ellerinde fotoğraf makinesi ya da kamerayla Sur içi bölgesine girdiklerinde mutlaka bir ya da bir kaç yerde güvenlik kontrolüne maruz kalabiliyorlar. Bu hal medya mensupları üzerinde psikolojik olarak olumsuz bir algı oluşturabiliyor.
Özellikle yabancı bir gazeteci görüldüğünde ajan şüphesiyle yaklaşılması da bunun cabası.
Diyarbakır için yoğun bir mesai harcayan ve turizmin gelişmesi için extra çaba sarfeden il valimizin bu ve benzeri hassasiyetleri de dikkate alacağından şüphem yok.