|
Tweet |
Berlin merkezli bir ekiple yürütülen proje, açık bilim ilkeleri doğrultusunda ilerliyor ve sonuçlarının uluslararası platformlarda paylaşılması planlanıyor. Karakaya, bu çalışmanın kısa vadeli bir proje değil, insan bilincine dair uzun vadeli bir paradigma inşası olduğunu belirterek, “DIM–IMEC, sezgisel bilgelik ile akademik zekâyı buluşturan, insanı merkezine alan bir sistem” ifadelerini kullandı.
Projenin ilk alt modeli olan IMTP (Integrated Memory Transformation Protocol), travmatik anıların ilaçsız nötralizasyonuna odaklanıyor. Zenodo platformunda yayımlanan ilk pilot verilerde, katılımcıların WHO-5 iyilik hâli skorlarında artış, kaygı düzeylerinde düşüş ve rüya içeriğinde sembolik dönüşümler gözlemlendi.
Karakaya, projenin yalnızca bilimsel değil, aynı zamanda etik bir sorumluluk taşıdığını vurgulayarak, “Bilim insanı olmak kadar, insan kalabilmek de önemli. Çünkü bilincin dönüşümü, önce kalpte başlar” dedi.
DIM–IMEC’in entelektüel temelini, Karakaya’nın uluslararası yayımlanan eserleri oluşturuyor. Yazarın “Zehir Değil Çığlık” ve “Kalbin Bütçesi” adlı kitapları dokuz dile çevrilirken, “Aşkın Haritası” ve “İnancın Anatomisi” altı dilde yayımlandı. Tüm eserler şu anda Amazon Books platformunda dünya çapında erişime açık.
Karakaya, bu kitapların projeye ilham veren birer düşünsel laboratuvar olduğunu belirterek, “Her kitap bir laboratuvar gibi; fikirler önce kalpte, sonra bilincin dilinde şekilleniyor” ifadelerini kullandı.
Sekiz yıl sürecek DIM–IMEC projesinin sonuçlarının hem akademik hem etik düzeyde literatüre kazandırılması hedefleniyor. Melike Balkın Karakaya, vizyonunu şu sözlerle özetledi; “Kendini dönüştüren insan, bilimi de dönüştürür.”
