Hastanelerdeki doktor açığının giderilmesiyle ilgili olarak Diyarbakır’ın taleplerini bildiklerinin altını çizen Eker, “Hem merkezdeki Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma, Çocuk Hastalıkları, Kadın Doğum ve Çocuk, Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi ve hem de ilçelerimizde hastanelerimiz var. Örneğin Silvan’da 150 yataklı hastanemiz var. Bismil’de hakeza öyle. Diğer ilçelerimizde hastaneler var. Çermik’te 60 yataklı hastane yapılıyor. Bunların ihtiyaçlarını biz biliyoruz. Büyük ihtiyaçları var. Fakat bazı branşlarda Sağlık Bakanlığındaki takipçisiyiz” dedi.

“SAĞLIK BAKANLIĞI DİYARBAKIR’A POZİTİF AYRIMCILIK YAPIYOR”

Eker, Sağlık Bakanlığının olabildiğince Diyarbakır’a pozitif ayrımcılık yaparak, imkanlarını zorladığına değinerek, şöyle dedi:

“Sayın Bakanımıza bu anlamda teşekkür ediyoruz. Geçen günlerde yapılan atamalardaki branşlarda Diyarbakır en çok uzman doktor alan iller arasında. Burada genel bir sıkıntı var. Sağlık Bakanlığı ilana çıkıyor, yeteri kadar o alanda diyelim ki özel branşlar vardır Çocuk Nürolojisi, Sinir cerrahisi gibi bazı özel branşlarda yeteri kadar uzman ya kamuya müracaat etmiyor ya istifa ediyor. Dolayısıyla bunların telafisi cihetinde Sağlık Bakanlığı uzun vadede bu devam ederse başka arayışlara girilecek. Ya hekimlerin şartlarının iyileştirilmesi gibi tedbirler alınacak. Ya da dışarıda serbest çalışan bu branşlardaki hekimler için kamu hastanelerinin daha cazip hale getirilmesi için bir takım tedbirler alınır. Sonuçta bir çözüm ve çıkış yolu bulunur. Ve bu eldeki mevcut imkanlarla da en iyi şekilde sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesi çabası içerisinde eksiklikler veya problem olduğunda biz bildiğimizi devletimizin ilgili denetim mekanizmaları bunları denetler ve gereğini yapar. Sonuçta sağlık bizim en temel hizmet alanımızdır. Bütün toplum için sağlıktan daha önemli bir şey yok. Hepimiz bütün kurumlar sağlık hizmetlerinin iyiye gitmesi iyileştirilmesi ve buralarda vatandaşlarımıza en iyi hizmeti sağlanması için azami çabayı ve gayreti göstermek durumundayız”

“SAĞLIK ÇALIŞANLARINA YÖNELİK ŞİDDETİN ÖNLENMESİ İÇİN MECLİS’TE DÜZENLEME YAPILIYOR”

Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, Şiddetin toplumun önemli bir sorunu olduğunu belirterek, “Kadına, çocuğa, doktorlara, hekimlere, sağlık çalışanlarına yönelik özellikle pandemi sürecinde maalesef şiddet yaşandı. Ama biz bunlarla ilgili yani sağlık çalışanlarına yapılan saldırılarla ilgili adli olarak Devletin alabileceği ceza uygulamaları konusunda, bu şiddet kültürünün ortadan kaldırılması anlamında Meclis’te bir düzenleme yapılıyor.

“ŞİDDET KÜLTÜRÜ İLE MÜCADELE ETMEMİZ LAZIM”

Bizim aslında bu şiddet kültürü ile mücadele etmemiz lazım. Bu topyekûn bir mücadele. Aile içindeki eğitimde başlayan, eğitim kurumlarında devam eden kamusal alanının hepsinde görülebilen bir maalesef şiddet eğilimi var. Ve bizim bunlara yönelik bizim her sahada mücadele etmemiz lazım. Bilinçli mücadele edilmesi lazım. Bunun yolu da eğitimdir. Bizim aslında kendi medeniyet değerlerimiz içerisinde birbirimize karşı merhametli olmasını öğrenmemiz lazım. Bizim şiddetin yerine merhameti koymamız lazım. Merhamet acıma duygusundan ibaret değildir. Merhamet rahmet kelimesinin tecellisidir. Yani birbirimize karşı merhametli olacağız. Merhametlilerin en merhametlisiyle merhametin kaynağından Cenabı Allah’ın rahmetinden mahrum olmayalım. Birbirimize şiddet uyguladığımız müddetçe bireyler olarak biz buraya erişemeyiz. Burada da hepimize, herkese, medyaya, kamu kuruluşlara, ailelere, anne ve babalara güç sahibi olanlara, sonuçta şiddet gücü birine yeteceğine düşündüğünde şiddete başvuruyor. Bu bin bir çeşidi var. Buna karşı merhameti, samimiyeti,  empati yapmayı, bunu davranışlarımıza yansıtmamız lazım” diye konuştu.

BAĞLAR’DAKİ KENTSEL DÖNÜŞÜM

Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi kentsel dönüşümde 20 yıllık bir kaybının olduğunu hatırlatan Eker, “Hüseyin Beyoğlu ilk belediye başkanlığı mazbatasını aldığında beni aradığında ilk söylediğim şey; Diyarbakır’ın en acil sorunu Bağlar İlçesi’dir. Kentsel dönüşüm Çünkü orası 1960’lardan beri bazı mahalleleri kesinlikle sağlıklı yerleşme göstermiyor. Ve Diyarbakır bu alanda 20 yıllık bir zaman kaybetti. Yani 1990’lı yılların sonundan itibaren belediyeyi alan siyasi anlayış, siyasi parti bırakın orada kentsel dönüşüm projelerini hayata geçirmeyi bizim daha önceden TOKİ ya da Çevre Şehircilik Bakanlığı eliyle merkezi hükümet tarafından yapmaya çalıştığımız kentsel dönüşüm çalışmalarına da o tarihte destek vermedikleri gibi bir şekilde engel olacak tutum içerisine girdiler. Sonrada mevzuat değişti. Büyükşehir Yasasında değişiklik yapıldı. Merkezi hükümetin bir takım tedbirler almasında imkân sağlandı. Bağlar’da bu işin örneğinin gerçekleşmesi yönünden de benim şahsi olarak Bağlar Belediye Başkanına en başta söylediğim şey oydu. Hatta kentsel dönüşümle ilgili başarılı olmuş Türkiye’nin değişik İl ve ilçelerindeki belediye başkanları ile görüşmesini sağladım. Mesela Altındağ İlçesinde kentsel dönüşümü çok başarılı bir şekilde yapan geçmiş dönemlerde AK Parti Belediye Başkanlığı yapan Veysel Tiryaki Bey ile görüştürdüm. Ondan sonra Hüseyin Bey ile Çevre ve Şehircilik Bakanımızla görüştürdüm. Yine Çevre ve Şehircilik Bakanımızı Diyarbakır’da ağırladığımızda kendisine Bağlar’daki kentsel dönüşümü öne aldırmasını ve şimdi Kaynartepe mahallesinde başlatılan kentsel dönüşüm Çevre ve Şehircilik Bakanımızın onayı ve desteğiyle merkezi hükümetinde destekleriyle yapılacaktır.

“KENTSEL DÖNÜŞÜM TÜM DİYARBAKIR’I KAPSAYACAK”

Kentsel Dönüşümün sadece Bağlar ile sınırlı kalmayacağına işaret eden Eker, “Bence Diyarbakır’da en önemli yapılması gereken sağlıklı bir kentleşme için Bağlar başta olmak üzere Yenişehir’in bazı bölgelerinde, Dicle Vadisi, Ferit köşk gibi mahalleler var. Şılbe, Peyas var. Dolayısıyla Diyarbakır’ın büyük ihtiyacı var. Saydığımız tüm ilçe ve mahallelerimizde kentsel dönüşüm yapılacak. Diyarbakır’ın geçmişte yaşayanları yani atalarımız mezarından kalkıp Diyarbakır’a baksalar bize çok kızarlar. Derler ki; siz yani bizim medeniyet mirasımızı, değerlerimizi ne hale getirdiniz derler, Ve bu konuda çok haklılar. Onun için o dedelerimizin, Diyarbakır’ı kuran, Diyarbakır’da 33 medeniyet sahipliği yapan, besleyen, doğuran zihniyet ve anlayış bugün hayata geçmek zorundadır. Başka çaremiz yok. İnşallah o günleri de biz görürüz. Ve Diyarbakır bundan çok faydalanır” dedi.

“ERGANİ’DEKİ SEZAİ KARAKOÇ MÜZESİ GENİŞLETİLECEK”

Eker, Ergani’deki Sezai Karakoç Müzesinin zenginleştirilmesine yönelik atılacak adımların takipçi olacağını ifade ederek, “Ergani’de müzenin ilk yapıldığında dönemin Kaymakamı ile görüştüm. Hatta oradan Sezai Bey’i de aradım. Ergani’deki Müzede çok fazla bir şey yok. Müzenin zenginleşmesi lazım. Kaymakam bey o tarihlerde Biz Sezai Karakoç’u tanıtalım, bilelim, insanlar Karakoç’un Erganili olduğunu bilsinler’ diye iyi niyetli bir çalışma yapılmış. Şimdi esas biraz daha profesyonelce bir tasarımla hazırlanan bir projeyi hayata geçirmemiz gerekiyor.

“SEZAİ KARAKOÇ BİZİM DEĞERİMİZDİR”

Diyarbakır’lı gençlere ve öğrencilere şiirleriyle Sezai Karakoç’u anlattım. Dolayısıyla onu tanıttım. Sezai Karakoç bizim değerimizdir. Sadece Diyarbakır’ın değil İstanbul’un, Mavera ün nehire, Balkanlara kadar Bütün bir medeniyet tasavvurunun en önemli taşıyıcılarından, şairlerindendir. Diyarbakır’da bu akşam yapılan programın en anlamlı kısmı şuydu; Sezai Karakoç’un adının verildiği Kültür Merkezi’nde yapılıyor olmasıydı. Rahmetli Sezai Bey’in de bundan haberi oldu. Kendisiyle konuştum. Bir gün nasip olursa adını verdiğimiz Kültür Merkezinde ağırlamak istedik. Ama nasip olmadı. Diyarbakır’da Sezai Karakoç adına böyle bir Kültür merkezinde, belki bir Üniversite’de bir enstitüsüne ismi verilebilir. Çünkü Sezai Karakoç esasen bir edebi akım geliştirdi. Onun adına yakışır onunla özdeşilecek yerlere kültür kurumu gibi yerlere verilebilir. Biz Diyarbakır’ın en büyük kültür merkezine Sezai Karakoç adına verdik. Önemli olan bu. Diyarbakır’da onun adına bütün Türkiye’ye Ortadoğu’ya hitap edebilecek önemli onun yaptığı işlerle ilgili merkezler ve enstitüler kurulmalıdır. Orada yaşatmak ve onunla ilgili araştırmaların yapılmasını sağlamak lazım. Sezai Karakoç Türkiye’de ikinci yeni şiir akımının yolunu açan, onu inşa eden en önemli şairdir. Türkiye’de modern şiir dediğimiz Türk Edebiyatında modern şiir Sezai Karakoç en önemli yol açıcılarındandır. O yolu o açtı” ifadelerini kullandı.