Ulu Camii’den başlayan yürüyüş, Dörtyol kavşağında yapılan; Kuranı Kerim tilaveti, basın açıklaması ile devam etti. Etkinlik dua ile nihayete erdi.

İslam ülkelerinin liderleri artık kınama mesajlarını terk etmeli ve fiili olarak harekete geçmelidir

Basın metnini okuyan Atik Bingöl, “Gün yokki; siyonist terör örgütü israil tarafından tüm dünyanın gözleri önünde masum bebekler ve çocuklar, mazlum kadınlar ve sivil insanlar katledilmesin. Bu vahşet ve dehşet her gün ciğerimizi yakmakta, canımızı acıtmaktadır. Bizler tüm dünya halkları gibi siyonsit işgalci israile karşı başta Türkiye olmak üzere vicdan sahibi hükümetleri ve devlet liderlerini harekete geçirmek için meydanlara akın etmeye devam edeceğiz. Gazze’de siyonistlerin saldırı ve soykırımına karşı İslam ülkelerinin liderleri artık kınama mesajlarını terk etmeli ve fili olarak harekete geçmelidir.” dedi.

HAMAS’ın hesaba katılmadığı hiçbir anlaşma ve teklife itibar etmemelidir

Bingöl, devam etmekte olan zulme karşı kayıtsız ve ilgisiz kalmanın zulmün ortağı olmakla aynı olduğunu vurgulayarak, “Unutmayalım ve unutturmayalım; “Zulme sessiz kalan dilsiz şeytandır.” diyen bir Peygamberin ümmetiyiz. Evet, bu can bu bedende olduğu müddetçe bizler siyonist vahşete karşı duracağız ve Gazzeli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Ne mutlu o kimselere ki; Gazze’de yaşanan insani drama karşı tepki gösterip, dimdik ayakta kalanlara ve bu soykırıma dur diyenlere!

Ceng meydanında kaybeden siyonist işgalci israil hile ve desiselerle masa başında kazanma hayallerini kurmaktadır. Bu amaçla da HAMAS’ın yok sayıldığı barış görüşmesi teklif etmektedir. İslam ülkeleri siyonist oyunlara gelmemeli, Filistin halkının meşru temsilcisi olan HAMAS’ın hesaba katılmadığı hiçbir anlaşma ve teklife itibar etmemelidir. Gazze bir bütün olarak ateş altıdayken siyonist işgalciler ile müzakere kabul edilemez. Her şeyden önce saldırı ve katliam durdurulmalıdır.” açıklamasını yaptı.

Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir

Bingöl, son olarak, “İşgal tamamıyla son bulana kadar siyonist işgal rejimi ve ticari kurumlarına askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm ilişkilere son verilmeli, asla yeni iş birliği yapılmamalıdır. Siyonistlerin her bir saldırı, katliam, cürüm ve hukuk tanımayan uygulamalarına karşı mutlaka caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Siyonistler ancak güçten anlar, İslam ümmeti bu gücünü göstermelidir. Müslümanlar izzetli bir şekilde yaşamak istiyorsa aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp siyasi, ekonomik ve askeri birliklerini kurmalı ve siyonist vahşete dur demelidirler.

Filistin davası ümmetin ortak davasıdır. Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır.” ifadelerine yer verdi.