Ulu Camii, İslam dünyasında beşinci önemli hac yerlerinden biri olarak kabul edilir ve binlerce yıl boyunca inananlar için manevi bir merkez olmuştur. Bu nedenle, camii çevresine yansıtılan görsel figürler, hem inanç hem de kültürel açıdan büyük bir hassasiyeti ihlal etti.

Görsellerin cami duvarına yansıtılmasının ardından, Müslüman topluluğunun tepkileri hızla yükseldi. Camii cemaati, bu olayı dinlerine ve ibadethanelerine yöneltilmiş bir saygısızlık olarak değerlendirdi. Bu tepkiler, din ve kültürel değerlerin korunması ve kutsal alanların saygıyla muamele görmesi gerektiğini savundu.

Bununla birlikte, etkinliği düzenleyen festival organizatörleri ve yerel yetkililer, bu tür etkinliklerin kültürel anlayışı artırmayı ve farklı topluluklar arasında diyaloğu teşvik etmeyi amaçladığı düşünülsede, Ancak, bu çalışma dini hassasiyetleri göz ardı edildiği düşüncesiyle tepki çektiği düşünülüyor.

Diyarbakır şehrindeki bu olay, dini ve kültürel hassasiyetlerin toplumun farklı kesimleri arasında nasıl denge sağlanması gerektiği konusunda birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Din ve kültürel mirasa saygı, aynı zamanda kültürel etkileşim ve anlayışı artırmak için yapılan etkinliklerle nasıl bir arada bulundurulabilir, bu soruların cevapları hala aranmaktadır.