aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat sohbet siteleri mobil sohbet Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...



DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: 11

1. Altunakar Köyü ve Şeyh Kasım Altunakar

facebook-paylas
Tarih: 29-03-2025 00:01

DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ: 11

 

 

 

 

Çınara bağlı Altunakar köyü ve medresesi, aynı zamanda şeyh olan Altunakar Ailesi ile tanınmaktadır. Köyün medresesinde müderrislik yapan aile bireylerinin başında Şeyh Kasım Altunakar gelmektedir. Şeyh Abdurrahman Aktepî ile çağdaş olan Şeyh Kasım’ın yanında okuyup ondan icazetname alan âlimlerden biri de hicri 1299 yılında vefat eden Şeyh Muhammed Hazroyî’dir.

 

Babasının adı Hasan, büyükbabasının adı Sefer olan Şeyh Kasım, ilim tahsilini Muş’un bir köyünde bitirmiş ve Nakşibendî/Halidî Tarikatı üzerine Şeyh Salih Sibkî’nin yanında amel etmeye başlamıştır. Tahsilini bitirdikten sonra köyü olan Dêrşev’e döndüğünde bütün aile fertlerinin Bedirhan Bey sürgünü bağlamında sürgün edildiklerini görür. Onlara yetişme ümidiyle yola çıkar ve Diyarbakır’da onlara yetişip helallik alır. Daha sonra Aktepe köyüne giderek burada bir süre Şeyh Hasan Nuranî’nin yanında kalır ve ondan hilafetname aldıktan sonra ardından Altunakar köyüne yerleşir.

 

Altunakar köyünde ilim ve irşad hizmetlerinde bulunan Şeyh Kasım, eser yazacak kadar meşhur bir âlim olup zengin bir kütüphanesi de vardı. Ancak Şeyh Said Hadisesi sırasında kaybolan bu eserlerden günümüze bir şey ulaşmamıştır.

 

2. Altunakar Köyü ve Şeyh Sabahaddîn Ekinci (1948-2009)

 

1948’de Tavik köyünde doğan Şeyh Sabahaddîn, Şeyh Kasım Kubbesi’nin bulunduğu Altunakar köyünde metfundur. Medrese ilmine Tavik köyünde baslamiştır. İlk derslerini Seyda Molla Hasan Tavikî’den almıştır. Daha sonra Derik Buxur Medresisnde Seyda Molla Abdülaziz Tanercan’dan ders aldıktan sonra sırasıyla Çınarîn Yuvacık ve Huccetî medreselerinde ilmini tamamlamıştır.

 

Değişik köylerde ifa ettiği imamlık ve dini hizmetlerden sonra Çınar merkez camiinde imamlık yapıp buradan emekli olmuştur. 61 yılık hayatının 50 yıldan fazlasını feqî, mela ve seyda olarak dine hizmet ederek geçirmiştir. Hayatı boyunca hiçbir insan ile kavga etmemiş vaiz ve hutbeleri korku değil, sevgi ve gönüllü dini yaşam ile alakalı olmuştur. Yüzlerce çocuk ve gencin Kur’an okuma, öğrenme ve öğretmesine vesile olmuştur. Şeyh Kasım’dan sonra ailede seyda ve molla olarak dini hizmet veren ve medrese ilmini tamamlayan son kişidir. Herhangi bir şeyhlik icazeti ve halifeliği yoktur. Seyda şeyhlikten çok ilim ile meşgul olmayı tavsiye etmiştir.

 

3. Qerelî Köyü ve Seyda Molla Hıdır

 

Halen Diyarbakır’da ilmi faaliyetlere devam eden Seyda Molla Hıdır, benim de medrese arkadaşlarımdan olan oğulları Molla Abdülvehhab ve Molla Salih Ekinci kardeşler de halen İstanbul’da ilim ve medrese hizmetlerine devam etmektedirler.

 

Ben, Sergelya köyünde Seyda Molla Ali’nin yanında “Hallü’l-Meâkıd” adlı Nahiv kitabını okurken Seydamız hac farizası için kutsal topraklara gitti. Bu nedenle bizim seydamız hacdan dönünceye kadar bize en yakın köy olan Qerelî’ye gidip Seyda Molla Hıdır’ın yanında adı geçen kitabı okumaya devam ettim. Tasavvufî yönü de olan Seyda Molla Hıdır, Seyda Şeyh Muhammed Arabkendî’nin halifesidir.

 

 

4. Yuvacık Köyü ve Seyda Molla Tahir (ö. 1964)

 

Yuvacık köyünde müderrislik yapan ve burada iz bırakan ünlü âlim, 1964 yılında vefat eden Seyda Mela Tahir’dir. Bu zatın yanında okuyan ünlü talebelerinden biri de merhum Seyda Şeyh Muhammed Arabkendî’dir. Arabkendî bu hocasının yanında Nahiv ilmiyle ilgili “Hallu’l-Meakıd”, “Sadullah Berda’î” ve “Suyûtî” (el-Behcetu’l-Mardiyye) adlı kitapları okumuştur.

 

5. Yuvacık Köyü ve Seydam Molla Muhammed Xerzî

 

Yuvacık Köyü Medresesi, benim de okuduğum köy medreselerinden biridir. Seyda Molla Muhammed Xerzî/Cîmzerqî olarak meşhur olan ve ileri yaşına rağmen halen Diyarbakır’ın Huzurevleri semtinde müderrislik hizmetlerini sürdüren hocamızın yanında Nahiv ilminde medreselerde “Molla Camî” (el-Fevaidu’d-Diyaiyye) adlı eserin ilk yarısını okudum. Bu kitaptaki “hevalders”im, halen Şırnak’ta müderrislik yapmaya devam eden Seyda Molla Ömer Koçer’dir.

 

Soyadı Ünsal olan ve 1937 yılında Xerzan’ın meşhur köylerinden biri olan Cîmzerq’te doğan Seydam Molla Muhammed’in sırayla müderrislik yaptığı ve bu bağlamda yüzlerce talebe okutup onlarcasına icazetname verdiği medreseler şunlardır:

 

Hola Köyü                           (1965-1971)

Yuvacık Köyü                     (1971-1980)

Fetla Jorîn Köyü               (1980-1987)

Haciya Köyü                       (1987-1994)

Huzurevleri                        (1994-)    

 

6. Yuvacık Köyü ve Seyda Molla Mahmud Yuwacixî (1948-2014)

 

Yuvacık Köyü Medresesi’nde müderrislik yapan âlimlerden biri de aynı zamanda bu köyde doğan rahmetli Seyda Molla Mahmud Yuvacixî’dir. Seyda Molla Mahmud, 1948 yılında Çınar’ın Yuvacık köyünde 4 erkek ve 3 kız olmak üzere 7 çocuklu bir ailede doğmuş, 2014 yılında vefat etmiştir. Babası Hacı Tahir, annesi Besna’dır. Köyünün ismi ile meşhur olan Seyda’nın soyadı Çakmak olup 48 yıl boyunca bilfiil medreselerde öğrenci yetiştirmiştir. Seyda, amcası Hacı Sait’in kızı Vesile Hanım’la evlenmiş ve bu evliliğinden sekizi kız, altısı erkek olmak üzere on dört çocuğu olmuştur.

 

Tahsili ve Müderrisliği: Seyda tahsiline ilk olarak Yuvacık Köyü’nde Molla Muhammed Yekçav’ın yanında “İbn-i Kasım”, “Emsile”, “Bina”, “İzzi” ve “Tesrîfa Kurmancî” adlı kitapları okuyarak başlamıştır. İbni Kasım’ı üç kere okumuş ve daha çocukken Molla Cami okuyan öğrencilerden daha düzgün Arapça metinler okurmuş. Daha sonraları babasının teşvikiyle köyünün dışına ilim tahsiline çıkmıştır. Köylerinin yakınında bulunan Kervanpınar (Arzuoğlu), Ulamlı ( Hola), Başaklı ( Hüccetî) gibi köylerde kısa bir süre okumuştur. Daha sonraları Mardin Mazıdağı ilçesine bağlı Yukarı Konak (Xanika Jor) köyünde Molla Muhammed Nur’un yanında ilim tahsilini yapmıştır. Seyda, o dönem Hıdırilyas köyünde müderris olan Seyda Molla Yasin Toprak’tan da bir süre ders almıştır. Daha sonraları Çınar’ın Başalan (Sergelya) köyüne giden Seyda burada Molla Abdullah Koğî’nin yanında tahsiline devam etmiş ve icazetini de 18 yaşındayken ondan almıştır. Seyda yüzlerce talebe okutmuş ve birçoğuna icazet vermiştir. İcazet verirken bütün çevre âlimlerine, bazı İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerine ve bütün köylülere haber verirdi. İcazet töreninden sonra icazet yemeğine herkes davet edilirdi. İcazet alan birçok öğrencisi halen imamlık yapmakta; bazıları ise, medreselerde ders vermektedir. Bazı talebeleri de Üniversite hocalığı yapmaktadır.

 

Seyda, ilmî icazetini Seyda Molla Abdullah Koğî’den alır almaz doğduğu köy olan Yuvacık’ta medresede ders vermeye başlamıştır. Ortalama talebe sayısı 30 idi. Talebeleri arasında yaşça ondan büyük olanlar da vardı. Askerlik yaptıktan sonra 1969 yılında, o dönem Yuvacık köyünün mezrası olan Şixretepe’de fahri imamlık yapmış ve orada da talebe okutmaya devam etmiştir. Birkaç yıl burada kaldıktan sonra Çınar’da Camiya Macira’da (Yeni Mahalle Camii) imamlık yapmış. Aynı zamanda müderrislik yaparak öğrenci yetiştirmeye devam etmiştir. O zamanın kendisine has bazı sıkıntılarından dolayı tekrar Şixretepe’ye dönmüş ve aynı şekilde imamlığa ve müderrisliğe devam etmiştir. Seyda, Şixretepe’de yaklaşık 15 yıl kaldıktan sonra tekrar kendi köyü Yuvacık’a dönmüştür.

 

Seyda, Çınar’da 4, Şixretepe’de 15 ve Yuvacık’ta 29 sene olmak üzere 48 yıl müderrislik yapmıştır. Vefat edene kadar da Yuvacık Medresesi’nde dersler vermiştir. İki yüz yıldan fazla bir süre ilim ve irfan yuvası olan, birçok talebeye ev sahipliği yapan Yuvacık Köyü, Seyda’yla beraber bu misyonunu en iyi şekilde günümüze kadar sürdürmeyi başarmıştır.

 

El Emeğine Verdiği Önem: Seyda’nın imamlıktan aldığı maaş hem ailesine hem de medresenin ihtiyaçlarına yetmediği için, köyde farklı işlerle de uğraşmıştır. Örneğin un değirmeni işletmiş ve toprak ekmiştir. Ancak bu meşguliyetler onu ilim hizmetinden hiçbir zaman alıkoymamıştır. Zira o, bütün bu dünya işlerini medresesi ayakta dursun diye yapmıştır. Onun anlayışına göre bir âlim aynı zamanda dünya işlerinde de başarılı olabilmeli ve böylece kimseye muhtaç olmamalıydı. Seyda dünya işleriyle de uğraşmasından dolayı çevresi ve birçok arkadaşı tarafından kınanmıştır. Onlara göre Seyda yanlış bir yoldaydı. Çünkü bir imam dünya işleriyle uğraşmamalıydı. Bu noktada kendisini ilk takdir eden ve destekleyen ise Şeyh Muhammed Arabkendî olmuştur. Şeyhi, değirmen işlettiği için kendisini tebrik ve takdir ettiğinde, Seyda doğru yolda olduğunu bir kez daha anlamıştır. Seyda, Şeyh Muhammed Arabkendî’nin takdir sözünü şöyle naklederdi: “Millet sana zekât verip minnet edeceğine, sen para kazanıp onlara zekât ver. Başkalarına muhtaç olacağına, muhtaçlara yardım et.”

 

Vefatı: Seyda, kalp kapakçığındaki rahatsızlık için Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uygulanan Mitra Clip (Mandallama) yöntemi ile tedavi olmak istiyordu. Ancak doktoru kendisine ileri tarihte bir randevu verince 9 Temmuz 2014 tarihinde evine döndü. Döndüğü gece rahatsızlanıp hastaneye kaldırıldı ve vefat etti. Binlerce kişi eşliğinde Yuvacık Köyü Mezarlığı’nda defnedildi. Seyda’nın vefatından sonra yerini oğlu Molla Mehmet Tahir Çakmak almıştır. Molla Tahir köyün hem resmi imamı hem de medresenin tedrisatı ve idaresini babasından devralmış ve halen bu görevini sürdürmektedir.

 

7. Seydam Molla Muhammed Dengnekir (ö. 1992)

 

Ben medreseye ilk başladığım senede “İzzî” kitabını okurken Seyda o sırada Diyarbakır’ın “Metranî” köyünde imam ve müderris idi. Ben “İzzî” kitabına onun medresesinde başladım.

 

“Dengnekir” (Konuşmayan, Suskun) lakabıyla meşhur olan Seyda Molla Muhammed, 1918 tarihinde Şorşib köyünde dünyaya gelmiştir.

Seyda’nın “Dengnekir” lakabıyla meşhur olmasının nedeni daha medresede iken, çok zorunlu kalmadıkça konuşmamasıydı. Zorunlu olarak konuştuğunda da çok az konuşurdu. Dersleri sadece dinleyerek alırdı.

İcazet alıp köylerde imamlık yaptığı zaman da çok az konuşurdu.

Ders verdiği zaman, dersin seyrine göre konuşurdu.

 

Seyda Dengnekir, medrese eğitiminin tamamına yakınını merhum Seyda Molla Yasin'den almıştır. Kendisi tıpkı Seyda Molla Şemseddin Çiçıkî, Seyda Molla Ali Çırıkî ve Seyda Molla Muhammed Saîd Taxıkî gibi, Seyda Molla Yasin'in ilk tabaka talebelerindendir. İcazetini Seyda Molla Yasin'den alan bu seydamız, aynı zamanda Seyda Molla Abdullah Qoxî'nin damadı ve Seyda Molla Muhammed Saîd Taxıkî'nin de bacanağıdır.

 

Seyda Dengnekır salih, muttaki, ilmiyle amil, sakin, vakur, çok mütevazi bir zat idi. Diyarbakır’ın Metranî, Derik'in Xerarê ve Bimilin Hola/Ulam gibi köylerde imamlık ve müderrislik yapmıştır. Buralarda feqî okutmuş ve icazetnameler vermiştir.

 

Seyda 1992 yılında Diyarbakır’ın Çermik ilçesindeki termal sıcak su tesisine gitmiş; orda tek odalı su havuzuna girerken kalbi dayanamayıp orada vefat etmiştir. Cenazesi Diyarbakır’a getirilmiş ve burada defnedilmiştir. Salih ve muttaki bir zat olarak bu seydamıza Allah’tan rahmet diliyoruz.

 

8. Sergelya Köyü ve Seydam Molla Ali Huccetî (1934-)

 

NOT: ختامه مسك diyerek Mübarek Ramazan ayı boyunca tanıtmaya gayret ettiğim Diyarbakır Âlimleri serisini aynı zamanda benim de seydam olan büyük âlim ve müderris Seyda Molla Ali ile bitirmek istiyorum.

   

Sergelya köyü medresesi daha çok yörenin büyük âlimlerinden Seyda Molla Abdullah Qoxî ve onun talebesi olan Seyda Molla Ali Huccetî ile meşhur olmuştur. Sergelya köyünde medrese hayatımın 4 yılını kendisinden ders alarak büyük istifadelerde bulunduğum Seydam Molla Ali, 1934 yılında Çınar’a bağlı Hüccetî (Başaklı) köyünde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Molla Ahmed, annesinin adı Rabia’dır. Medrese eğitimine babasının yanında başlayan Seydamız, daha sonra şu âlimlerden ders almış ve icazetini Seyda Molla Abdullah Qoxî’den almıştır:

 

1)Seyda Molla Abdüssamed Cilînî,

2)Seyda Molla Muhammed Emin Er,

3)Seyda Molla Muhammed Arabkendî,

4)Seyda Molla Abdullah Qoxî.

 

BİR ANEKDOT: Seydamız icazet aldıktan sonra o sırlarda Diyarbakır’da müftü olan Molla Salih Tanrıverdi onu müftülüğe davet eder ve bu sırada onun ilmî seviyesini anlamak için kendisine bir ibare okutur. Seydamız bu ibareyi doğru bir şekilde anlam verince müftü onu takdir eder ve imamlık-müderrislik yapabileceğini söyler.

 

Seydamız, aşağıda belirtilen yerlerde müderrislik yapmıştır:

 

1)Diyarbakır merkeze bağlı Hacıîs köyü,

2)Lice’ye bağlı Şaklat köyü (4 yıl)

3)Çınar’a bağlı kendi köyü Hüccetî (2 yıl)

4)Çınar’a bağlı Sergelya köyü (18 yıl)

5)Diyarbakır merkeze bağlı Gözeli köyü (1 yıl),

6)Diyarbakır merkeze bağlı Mermer köyü (1 yıl),

7)Kızıltepe’ye bağlı Birêmîyê köyü (11 yıl).

 

BİR ANEKDOT: Seyda imamlık ve müderrislik yaptığı Birêmîyê köyüne ilk görüşmeler için gidip köy büyüğü olan rahmetli Hacı Şakir ile şartlarını konuşurken Hacı Şakir’e başta talebe okutmak olmak üzere bazı şartlarını söyleyince Hacı Şakir şöyle demiştir: “Seyda! Şimdiye kadarki imamlarımı alırken köyün ağası olarak hep ben onlara şartlarımı söylemişimdir. Bana kendi şartlarını söyleyen ilk seyda sizsiniz”. Seyda ona başta feqî okutmak üzere zengin-fakir ayrımı yapmayacağını, köyde menhiyata izin verilmeyeceği, gereksiz yere köy ağasının odasına gitmeyeceği fakat kendi odasının her kese açık olacağı gibi şartlar ileri sürmüş ve Hacı Şakir’e bunları kabul ettirmeyi başarmıştır. Çünkü seydamız gerçekten kendisine has güzel prensipleri olan ve bu prensiplerden ödün vermeyen bir şahsiyete sahiptir. 

 

Seydamızın dikkat çekici müderrislik yönlerinden önemli bir tanesi, ders verirken çok sabırlı olması, tane tane anlatması, talebe dersi kavramadan dersi bitirmemesi ve sorulara açık olmasıdır. Onun bu ders stiline alışan talebeler, başka medreselere gittiklerinde uyum sağlamada zorlanır ve tekrar geri dönmenin yollarını arardılar ki onlardan biri de bendim.

 

Seydamız, bid’at ve hurafelerden uzak bir tasavvuf ve tarikat anlayışına karşı olmamakla beraber, tarikatın zaman alıcı adabıyla uğraşmasının kendisini çok sevdiği ilim, medrese ve talebelerinden uzaklaştıracağı endişesiyle kendisini tarikattan çok ilim ve tedrisata adamıştır.  Bundan dolayıdır ki bazı mürşid zatların kendilerine halife olması yönünde yaptıkları teklifleri nazik bir dille hep reddetmiştir.

 

Seydamızın başardığı zor işlerden biri de çocuklarının da kendisi gibi âlim olarak yetişmelerini sağlamak olmuştur. Hepsi olmasa da erkek çocuklarının büyüğü olan Molla Âdem ve Molla Muhammed Zakir babalarının yolunda imamlık ve müderrislik yapmaktadır. Seydamız 11 yıl müderrislik yaptığı Birêmîyê köyünden ayrıldıktan sonra yerine müderris olarak oğlu Molla Zakir bu hizmeti aynı köyde devam ettirmektedir. Seydamızın müderrislik yaptığı ikinci yer ve benim de doğduğum köy olan Şaklat’ta beraber ilkokul okuduğumuz oğlu Molla Âdem iyi bir âlim olup, kendi çocuklarını da ilim yolunda yetiştirmeye devam etmektedir. Seydamızın başka bir oğlu olan Molla Muhammed de medrese tahsilini görmüş ve her yıl medreselerle ilgili düzenli olarak yapılan çeşitli program ve etkinliklerde aktif rol almaktadır. Oğullarından Molla Zeki ise medrese tahsilini görmüş, fakat şimdilik basın işleriyle iştigal etmektedir.

 

Eserleri: Yaklaşık 40-50 yılını ilme ve talebe yetiştirmeye adamış olan seydamız, her gün sabahın erken saatlerinden akşamın geç saatlerine kadar zamanını hep ders vermekle geçirdiği için eser yazma zamanı bulamamıştır.

 

1)Basılmamış Hâşiyeleri: Seyda Molla Ali okutmakta olduğu bütün ders kitaplarının özellikle anlaşılması zor ve izaha muhtaç olan ibare ve ifadeleri üzerine açıklayıcı hâşiyeler yazmıştır. Bu hâşiyeler düzenli bir şekilde bir araya getirilip her kitap için ayrı bir risale halinde bastırılırsa, medrese talebeleri için çok yararlı bir eser ortaya çıkacaktır. Zira şimdi bile medrese sıra ders kitaplarında zor bir ibareyle karşılaştığımız zaman gözümüz hemen seydamızın bu hâşiyelerini aramaktadır.

 

2)Basılmamış Fetvaları: Seydamız tarafından derlenen fakat henüz basılmayan çok sayıda fetva bulunmaktadır. Nitekim seyda, Arabî ve genel İslamî ilimlerdeki üstün seviyesinin yanında çok engin bir fıkhî birikime de sahiptir. İşte bu fıkhî birikimini muhtelif alanlarda çok ihtiyaç duyulan fetvaları bir araya getirmekle taçlandırmıştır.  

 

BİR ANEKDOT: Seyda benim doğduğum köy olan Şaklat’ta imamlık ve müderrislik yaparken köylüler ona bir meselede fetva sorarlar ve seydamız fetvayı gerektiği şekilde söyler. Köylüler, “ama Şeyh İsmetullah öyle demiyor” deyince Seyda şöyle der: “Ben, Şeyh İsmetullah’ın size ne dediğini bilmiyorum ama kitap benim dediğim gibi yazıyor”. Köylüler durumu Şeyh İsmetullah’a bildiriyorlar. Birgün Şeyh İsmetullah köyde birine misafir olur ve beraberindekilerle beraber seydamızı ziyaret ederler. Fakat fetva meselesini açmazlar. 

 

Feqîlere ders verirken genelde “de ka bêje xortê Kurmanca” diye hitap ederek derse başlayan seydamız şimdiye kadar yüzlerce talebe yetiştirmiştir. İlki 1970 yılında Sergelya’da verdiği icazetname olmak üzere çok sayıda icazetname de veren seydamız halen hayattadır ve ilerlemiş yaşına rağmen Diyarbakır merkezde fırsat buldukça talebe okutmaya devam etmektedir. Ara sıra kendilerini ziyaretine gidiyorum. Allah daha verimli hizmetler yolunda kendisine uzun ömürler versin. Amin…




Bu haber 1263 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI