aohbet islami chat omegla türk sohbet cinsel sohbet dini chat sohbet siteleri mobil sohbet Penis Büyütme Ameliyatı Meme Büyütme Ankara Burun Estetiği Ankara Lazer Epilasyon Ankara Lazer Epilasyon Ankara Kürtaj Ankara Kızlık Zarı Dikimi Ankara Lazer Epilasyon Konya Cilt Bakımı Konya Kıl Dönmesi Tedavisi Ankara Hemoroid Tedavisi Ankara Meme Ultrasonu Ankara Radyolog Ankara Selülit Tedavisi Konya Göz Kapağı Estetiği Ankara
Bugun...



DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ-5

BİSMİL ÂLİMLERİ - 1. Seyda Molla Muhammed Arabkendî (1911-1987) Arabkend (yeni adıyla Bayındır) köyü Bismil’e 20 km. uzaklıkta Savur Çayı’na yakın yüksek bir yerde kurulmuş bir köydür. Bu köyde yapılan medresenin kurucusu bölgenin en ünlü âlimlerinden biri olan Seyda Şeyh Muhammed Arabkendî’dir.

facebook-paylas
Tarih: 22-03-2025 00:01

DİYARBAKIR’IN FİKİR VE İLİM ÖNCÜLERİ-5

 
 Qamişlo’ya bağlı Amûdê beldesinde Seyda Mela Abdullatif’in (ö. 1974) yanında medrese tahsilini bitiren Seyda Arabkendî, doğmuş olduğu Arabkend köyüne dönerek burada caminin bitişiğinde bir oda ve bir holden oluşan “Hücre” tipi bir medrese yaptırarak müderrisliğe başlamıştır.  Seyda Arabkendî, mütevazi medresesinde okutmuş olduğu talebelerine sadece hocalık değil, aynı zamanda babalık ve abilik de yapardı. Bu bağlamda 10 talebenin “ratıb” veya “tayin” denilen öğün yemeklerini köylüler karşılarken, 10’dan fazla olanlarınkini de Seyda karşılardı. Talebelerin sıcak ekmeklerini her gün tandırda bizzat Seyda’nın fedakâr hanımları pişirirdi. Fakir ve yetim olan talebelerin kitap paraları ve diğer birçok ihtiyaçları Seyda tarafından karşılanırdı.
NOT: Ben, Çınar’a bağlı Sergelya Köyü Medresesi’nde Seyda Mela Ali’nin yanında okurken fırsat buldukça Arabkend köyüne giderek rahmetli Seyda Arabkendî’yi ve medresesindeki talebeleri ziyaret ederdim. Zaten Seyda Arabkendî aynı zamanda hocam Seyda Mela Ali’nin de hocasıydı (Kadri).
Hayatı 
Seyda Şeyh Muhammed Arabkendî, 1911 yılında Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Arabkend (Bayındır) köyünde dünyaya gelmiştir. Babası, mezarı bu köyde olan Seyyid Yusuf, Annesi de Bismil’in Mîrzabega (Mirzabey) köyünden Seyyid Abdülkadir’in kızı Rabia Hatun’dur. Daha çok küçük iken babası vefat eden Seyda, annesinin himayesi altında büyük abisi Hacı Mehdi ile birlikte zor şartlarda büyümüştür. Annesi onu okutmak için elinden gelen çabayı harcamıştır. 
 Medrese Tahsili
İlk tahsiline köyün imamı Molla Said’in yanında Kur’an-ı Kerim okuyarak başlayan Seyda Arabkendî, daha sonra aşağıda belirtilen âlimlerin yanında tahsil görmüştür.
1) Molla Abdüsselam (ö. 1959?): Mardin’in Savur ilçesine bağlı Cevizli köyünden olan bu âlim, medrese tahsilini bitirip icazetname aldıktan sonra Bismil’in Şeyh Yusuf köyüne yerleşerek burada müderrislik yapmıştır. Seyda Arabkendî, bu ilk hocasının medresesinde temel eğitim olarak şu kitapları ve ait oldukları ilimleri okumuştur:
Ğâyetü’l-İhtisâr (Fıkıh)
Emsile (Sarf)
Bina (Sarf)
İzzî (Sarf)
Avâmil (Nahiv)
Zurûf (Nahiv)
Terkîb (Nahiv) 
 
2)Molla Hasan (ö. 1966): Seyda Arabkendî, 15-16 yaşlarındayken Bismil’in Fetlê köyünde müderris olan Molla Hasan’ın medresesinde bu hocasından aşağıdaki kitapları ve ait oldukları ilimleri okumuş ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkınca bu medreseyi terk etmek zorunda kalmıştır:
Sadullah Sağîr (Nahiv)
Şerhü’l-Muğnî (Nahiv)
Sadînî/Sadüddîn (Sarf)
 
3)Molla Tahir (ö. 1964?): Seyda Arabkendî, Diyarbakır Yuvacık köyünde ikamet eden bu üçüncü hocasından 17 yaşındayken okuduğu kitaplar ve ait oldukları ilimler şunlardır:
Hallü’l-Meâkıd (Nahiv)
Sadullah Berda’î (Nahiv)
Süyûtî (Nahiv)
4)Şeyh Kemâl (ö. 1948?): Bu zat, Seyda Arabkendî’nin dördüncü hocası ve ilk mürşididir. Seyda, Savur’un Ahmetli köyünde müderrislik yapan bu hocasından “Molla Camî” (el-Fevâidü’d-Diyâiyye) ve onu takip eden kitapları okumuş ve ilk tasavvuf-tarikat derslerini de yine bu hocasından almıştır.
5)Molla Abdüllatîf (ö. 1974?): Seyda Arabkendî, tahsilini Qamişlo ilçesine bağlı Amûdê beldesinde müderrislik yapan bu hocasının yanında tamamlamıştır.  Denildiğine göre Orada tahsilini sürdürürken gözlerinden ve başından çok rahatsız olmuş, gözleri okuyamaz hale gelmiş ve bu yüzden memleketine geri dönmek zorunda kalmıştır. Bu durum on seneden fazla devam etmiştir. Bu sürede ilim tahsilinden uzak kalmış ve böylece bazı ilim dallarında usulen okunması gereken ِönemli kitapların bir bölümünü okuyamamıştır. Aradan geçen bu süreden sonra, bir gün misafirliğine gelen bir derviş, gözleri için bir ilaç verip kullanmasını tavsiye etmiştir. Gece o ilacı kullanınca çok şiddetli bir ağrı duymuş ve bir ara gözlerinin artık hiç görmeyeceği hissine kapılmıştır. Fakat ortalığın aydınlanmasıyla birlikte gözlerindeki rahatsızlığın iyiye doğru gittiğini fark etmiş ve kullandığı ilacın bir benzerini Mardin’den temin ederek kullanmış, neticede gözleri eski sağlığına kavuşmuştur. Böylece medresede takip edilen metoda göِre okuyamadığı kitapların mukaddimesini veya başından teberrüken bir-iki ders okuyup Şeyh Ahmed Haznevî’nin büyük oğlu Şeyh Masum’dan icazetname almıştır.
Seyda Arabkendî’nin hocalarından birisinin de Norşinli Şeyh Muhammed Diyauddin (Hazret)’in halifelerinden Şeyh Mahmud Tileylunî (Karaköylü Şeyh Mahmud) olduğu ve Kızıltepe ilçesine bağlı Avênâ köyünde bu hocasından bazı dersler aldığı söylenmektedir.
Tasavvufî Yönü
Tasavvufî terbiyesini, o yörede meşhur olan Şeyh Kemal’in yanında alan Seyda, Şeyh Kemal vefat edene kadar onun yanında kalmış ve kimseye intisap etmemiştir. İlim tahsili sırasında Şeyh Ahmed Haznevî’nin müritleriyle bir süre beraber kalmış, fakat ona intisap etmemiştir. Arabkend köyünde imam iken oralardan geçen bir kervan kendisine birkaç risaleden oluşan bir kitap vermişlerdi. Risaleler arasında bulunan Şeyh Sibğatullah’ın “el-Mineh” adlı risalesini okuyunca çok etkilenmiştir. Bundan dolayı Nakşibendî tarikatının Seyyid Sıbğatullah’tan gelen koluna çok sempati duymuştur. Bundan sonra kendisine en yakın hissettiği Nakşibendîlerden Şeyh Ahmed Haznevî’nin büyük oğlu Şeyh Masum’a intisap etmiştir. Şeyhine olan bağlılığından dolayı her türlü hizmeti yapmaktan geri durmamış, hatta Şeyh Masum’un yanında tasavvufî sülûkuna devam ederken, sıradan bir mürid olmayıp büyük bir âlim olmasına rağmen, elleri şişip hiçbir şey tutamayacak hale gelinceye kadar amele gibi çalışmıştır. Öyle ki, Şeyh Masum’un Tilmaruflu köylüleri, Şeyh Muhammed’i tanımadıklarından kendi aralarında şöyle fısıldamışlar:  “Ne güzel hizmetçi, keşke Şeyh efendi ona ücret verseydi de sürekli hizmet etseydi. Şeyh efendinin darılmayacağını bilsek aramızda onun ücretini karşılayıp burada kalmasını sağlardık”
Tasavvufi terbiyesini Şeyh Masum’un yanında tamamlayan Seyda, ondan halifelik de almıştır. Tarikat hayatı, sofilerin hurafe ve şatahatlarından uzak bir üslupla devam etmiştir.
 İlme Hizmeti
Çocukluğu ve gençliğinin büyük bir bölümü ilim tahsili ile geçen Seyda, Arabkend köyüne dِöndükten sonra sağlığı elverince ilim tedrisatına tekrar başlamıştır. Kِöy sakinleri su ihtiyaçlarını yağmurdan sonra sarnıçlarda biriken su ile karşılayan köylüler fakirlik ve yoksulluk içinde idiler. Bu zor şartlar içerisinde 50-60 talebeyi sürekli okutmuştur. Köylüler ancak 10’a yakın ِtalebenin ihtiyacını karşılarken, geri kalan öğrencilerin tüm ihtiyaçlarını Seyda karşılamıştır. Tüm gelirini talebelere harcayan Seyda, evinde de hiçbir şey kalmayınca köyünde her türlü hizmetini yapan sırdaşı Hacı İbrahim’i çağırıp, hiç kimseye anlatmamasını da tembih ettikten sonra, çok değerli cübbesini satıp, karşılığında da buğday almasını istemiştir. Bu şekilde satın alınan buğdayla öğrencilerin eğitimini sürdürmüştür. İki hanımı da öğrencilerin yemeğini ve ekmekleri pişirip ihtiyaçlarını karşılıyorlardı. Hatta su sıkıntısından dolayı Arabkend köyünden Mirzabey köyüne gitmek zorunda kalan Seyda ve ِtalebeleri orada da tahsil faaliyetini aksatmadan sürdürmüşlerdir. Bu şekildeki zor şartlar altında birçok büyük âlim yetiştirmiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
Molla Muhammed Emin Gercûsî, 
Molla Nuri Xanikî, 
Molla Muhammed Salih Ğursî, 
Molla Muhammed Ğursi, 
Molla Hıdır Ğursî, 
Molla Rıdvan, 
Molla Nusreddîn, 
Molla Celal Yıldız, 
Molla Burhan, 
Molla Selahaddîn, 
Molla Hüsnü, 
Molla Said, 
Molla Şerif Eroğlu, 
Molla Hasan, 
Molla Ramazan ve daha niceleri... 
Bu hocaların büyük çoğunluğu ilim tedrisatına devam etmektedirler. Seyda’nın müderrislik hizmetleri sağlık durumu elverinceye kadar devam etmiştir. Birçok hastalığa müptela olunca bedenen yorgun düşmüş ve tedris faaliyetini bırakmak zorunda kalmıştır. İlimde büyük bir üstünlük sahibi olan Seyda hakkında yörenin âlimleri, “alet ilmi dünyadan kalkmış olsa Şeyh Muhammed onu tekrar icat eder” demişlerdir.
İrşad Hayatı
Sağlık durumu artık tedrisata el vermeyince bırakıp irşada başlayan Seyda, halk tarafından büyük bir teveccüh gördü. Özellikle o yörede bulunan hocaların çoğu ona mürid oldular. Müridlerinin çoğu âlim olduğundan dolayı bidat ve hurafelerden tarikatı muhafaza etmişlerdir.
Vefatı ve Geride Bıraktığı Halifeler
Seyda, hastalığından dolayı tedavi için gittiği Ankara İbn-i Sina Hastanesi’nde Çarşamba günü 1 Nisan 1987’de, sabah 09.00 civarında, Hakk’ın rahmetine kavuştu. Cenazesi Ankara’dan Arabkent’e getirildi ve on binlerce kişiden oluşan bir kalabalık tarafından defnedildi. Seyda, isimleri aşağıda verilen 13 kişiye halifelik vermiştir:
1-Yeğeni Said Muhammed Naci: Halen Arabkent köyünde ikamet etmektedir.
2-Molla Muhammed Emin Gercûşî: Halen Batman’da ikamet etmektedir. Bir süre tedrisatla uğraştıktan sonra şartların müsait olmamasından dolayı tedrisata ara vermiştir.
3-Molla Bekir el-Hasbinasî: Bu zat halen Gaziantep’de ikamet etmekte ve ilim-irşad faaliyetleri devam etmektedir.
 4-Molla Abdulhalim Hesterikî: Halen Batman’a bağlı Anculîn köyünde ikamet etmektedir.
5-Molla Nasruddîn: Halen Van’da ikamet edip hizmet ve irşatla meşguldür.
6-Molla Reşat: Halen Batman’da ikamet etmektedir.
 7-Molla Muhammed: Şu anda Mardin’in Kızıltepe ilçesinde ikamet etmektedir. İlmi hizmetlerini ve medrese tedrisatını sürdürmektedir.
 8-Molla Muhammed Salih Ğursi: Asrımızın en seçkin âlimlerinden biri olan Seyda Molla Salih Xursî, halen Konya’da ikamet etmekte ve yüzlerce talebeye müderrislik yapmaktadır. 
9-Molla Ahmed Halêlî: Diyarbakır’ın Çınar ilçesinin Omera köyünde imam olarak görev yaptığı sıralarda vefat etmiştir.
 10-Molla Sabri: Batman’ın Kozluk ilçesinde ilim ve irşada büyük katkıları olan Seyda Molla Sabri yakın zamana kadar tedrisatla meşgul idi. Fakat hastalığı nedeniyle bırakmak zorunda kalmıştı. Vefat etmiştir.
 11-Molla Rıdvan: Halen Mardin’in Kızıltepe ilçesinin Selaxê köyünde ilim tedrisatıyla meşguldür.
 12-Molla İbrahim Kerxî: Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Aktepe köyünde ikamet etmektedir.
 13-Molla Hıdır: Halen Diyarbakır’da ilmi faaliyetlere devam etmektedir. Benim de medrese arkadaşlarımdan olan oğulları Molla Abdülvehhab ve Molla Salih Ekinci kardeşler halen İstanbul’da ilim ve medrese hizmetlerine devam etmektedirler. 
Seyda Şeyh Muhammed Arabkendî’nin Bediüzzaman 
Said Nursî’nin Vefat Ettiği Gün Söyledikleri
Seyda Molla Muhammed Salih Ekinci Hoca’nın aktardığına göre; Bediüzzaman Said Nurrsi vefat ettiği gün Ramazan idi. Ortalık birden kararmıştı. İkindi vaktinde dünya kararmıştı. Sanki akşam ile yatsı arası gibi olmuştu. Bir yağmur yağdı. Kan gibi yağıyordu. Sabah kalkıp baktıklarında her yer kan gibi kıpkırmızıydı. Taş, toprak, ağaç her yer kızarmıştı. Seyda Arabkendî o gün bu durumu görünce; “bugün büyük bir zat vefat etmiş” demiştir. Hatta gözü Til Maruf tarafındaydı. Oradan tarikat almıştı. Oradan bir şey olabilir diye düşünüyordu. Tabii herkes kendine yakın olan şeyleri düşünüyor. Sonradan Bediüzzaman’ın o gün vefat ettiği haberi gelince çok üzülmüş ve demiş ki: “Bu zatın bu kadar büyük olduğunu bilseydim, mutlaka ona ulaşır, onu ziyaret ederdim.”
Eserleri
Seyda, “durum ve zaman müsait olmadığından dolayı yazma imkânı bulamadık” demiştir. Bununla birlikte geride aşağıda belirtilen iki üç risale bırakmıştır:
1)e-İkdu’l-Cevherî fî Şerhi Luğazi Behaüddîn el-Âmilî: Seyda Arabkendî bu risalesinde Bahaüddîn el-Âmilî’nin “Keşkül” adlı eserinde Nahiv ilmiyle ilgili geçen ve bir nevi bilmece türüne giren anlaşılması zor  “luğaz”ları şerh etmiştir. 
2)Şeyh Masum Haznevî’ye gönderdiği belâgat dolu şiirlerle zenginleştirmiş olduğu bir “Risale” 
3)Nikâh ile ilgili bir mesele hakkında kaleme aldığı bir “Risale”.
Seyda ayrıca Nakşibendî Tarikatının adabı ile ilgili küçük bir risale ve Arapça bazı kasideler yazmıştır. 
2. Molla İbrahîm Bellî (ö. 1963) 
3. Oğlu Molla Abdülbaki Bellî (ö. 2010)
Bismil’in Bellî köyünde inşa edilen medresenin kurucusu Molla İbrahîm Bellî, bunu şöhrete kavuşturanı da oğlu Molla Abdülbaki Bellî’dir. Şimdi baba-oğul bu iki âlimi biraz tanıyalım.
Molla İbrahim Bellî (1891-1963)
1891 yılında doğmuştur. O kendisini Molla İbrahim Halil el-Xiyanî şeklinde ifade etmiştir. 12 yıl Bismil’in Bameydan köyünde, 8 yıl da Başko köyünde kaldıktan sonra Belli köyüne yerleşmiştir. Aynı zamanda kayınpederi olan Molla Yahya Ferhandî’den icazet almıştır. Çok sayıda öğrenci yetiştiren bir müderristir. İcazet verdiği bazı âlimler şunlardır:
1)Diyarbakır eski müftülerinden Salih Tanrıverdi,
2)Kendi oğlu Molla Abdulbaki Aslan, 
3)Damadı Molla Şemseddin Ğarzî, 
4)Seyfülmüluk köyünde Şeyh ve müderris iken 2008 yılında vefat eden Şeyh Mehdi,
5)Silvan’ın Salik köyünden Molla Ömer, 
6)Molla Abdullatif Şemami, 
7)Çınar müftülüğü yapmış olan Molla Muhammed Emi 
8)Molla Salih Akikî.
Seyda 1963 yılında 72 yaşında iken Bellî köyünde vefat etmiştir. Mezarı bu köydedir.
Molla Abdulbaki Bellî (ö. 2010 )
Molla İbrahim-i Belli’nin oğludur. Soyadı Aslan’dır. 1923 yılında Şeyh Hamza (Hamzalı) köyünde doğmuştur. Yanlarında okuduğu bazı hocaları şunlardır:
1)Babası Molla İbrahim, 
2)Molla Yahya, 
3)Molla Salih (Müftü), 
4)Molla Ömer.
Seyda, ilmî icazetini babasından almış ve kendisi de Bismil’in Başko ve Belli köylerinde uzun yıllar imamlık ve müderrislik yapmıştır. 2010 yılında vefat eden Seyda, yaklaşık 40 kişiye icazet vermiştir. Bunlardan bazıları şunlardır:
1)Molla Salih Kandemir, 
2)Molla Hedyetullah Kandemir, 
3)Molla Zeynelabidin Çiçek,
4)Haydereka köyünde Molla Cemal, 
5)Molla Galip, 
6)Molla Salih Kanika,
7)Gaziantep’te müderrislik yapan Molla Ramazan.
4. Şeyh Ömer Tilşahmî
Bismil’in Tilşahm Köyü’ndendir. Şeyh İbrahim Bilcunî’nin damadıdır. Özellikle fıkıh konularındaki derin bilgisi ile tanınmıştır. Şeyh Said-i Bahçe ve Molla Yahya Ferhandî onun talebeleridir. Seyda eser olarak şu iki çalışmayı yapmıştır:
 
1)Kadı Beydavî (ö. 685 / 1286)’ ye ait bir Fıkıh Usulü kitabı olan ve medreselerde ders kitabı olarak okutulan “Minhacu’l-Vusûl ila İlmi’l-Usûl” üzerine yazdığı şerh.
2)Namaz vakitlerine dair bir “Takvim”.

1. Seyda Molla Seyfeddîn (1950-)
20 Ekim 1950 yılında Amed’in “Huseynik” köyünde doğan Seyda Molla Seyfeddîn, henüz 6.5 yaşındayken bu köyde Şeyh Masum Hoca’dan ilk Kur’an-ı Kerim dersleri almış ve Kur’an’ı onun yanında hatmetmiştir. 1958 yılında annesinin köyü olan “Mihrani”de dedesi Hacı Cemil’in tavsiyesi üzerine ilkokula başlamış ve 1963 yılında mezun olmuştur. 
1965 yılının sonbaharında yine dedesinin teşvikiyle Silvan’ın “Hacireş” köyünde Seyda Molla Nasır Heldawî’nin hücresinde medrese tahsiline başlayan Seyda Molla Seyfeddin, 1966 yılında yaz mevsiminin başlarında Sason’a bağlı “Zilan” köyünde Seyda Molla Muhammed Alî (Mela Exî)’nin yanında üç ay kadar okumuştur. Sonbaharda Kûreşaya Seyda Molla Saîd Taxikî’nin yanında Avâmil, Zurûf ve Terkîb (son iki kitap Kürtçedir ve Molla Yunus Erqetînî’nin eserleridir) kitaplarını okumuştur. 
1067 yılında “Hacireş” köyünde Seyda Molla Ekrem’in yanında Şerhü’l-Muğnî kitabını okumuş, aynı yılın sonbaharında “Bakuzê” köyünde Seyda Molla Tewfîk’in yanında Sa’dînî kitabını ders almış ve 1968 yılında “Kilisiyê”de Seyda Molla İhsan’ın medresesine giderek bu hocasının yanında Hellü’l-Me’âkıd ve Sadullah Gewre kitaplarını okumuştur. Farsça eğitimi için gittiği “Kurdîka” köyünde Seyda Molla Muhammed’in yanında Sadullah Gewre kitabını da bitirmiştir. Bu sırada Gülistan kitabından iki bölüm okumuş ve tekrar Kilisê köyüne dönmüş ve burada Suyûtî kitabına başlamıştır. 1969 yılının baharında “Kerxa Kîkan” köyüne giderek Suyûtî kitabını burada Seyda Molla Muhammed Şerîf’in yanında tamamlamıştır. Bu kitabı bitirdikten sonra evine dönerek bir süre ailesinin içinde kalmış ve daha sonra tekrar Kilisiyê’ye giderek dayısı Molla Seyitxan ile birlikte Molla Cami kitabına başlamıştır. 
Kilisiyê’de geçirdiği 1970 yılında evlenen Seyda Molla Seyfeddîn, 1971’in Mart ayında askere çağrılmıştır. 20 aylık askerlik hizmetinin ilk üç ayını Isparta’da ifa eden Seyda, 13 ayını Çankırı’da, son dört ayını da Siirt’te yapmış ve 1972 yılının Ekim ayında terhis olmuştur.
 Terhisin ardından kısa bir süre evinde kaldıktan sonra Kilisiyê köyüne giderek medrese tahsiline kaldığı yerde devam eden Seyda Molla Seyfeddîn 1973 yılının yaz mevsiminde tahsilini tamamlayıp evine dönmüştür. 1974 yılının Nisan ayında rahmetli hocası Seyda Molla İhsan’dan üç kişiyle birlikte icazetname almıştır. Bu üç icazetname arkadaşı şunlardır: Rahmetli dayısı Molla Seyitxan, teyzesi oğlu Molla Muhammed Sıddık, Molla Osmanê Qulpî.
1974 yılının mayıs ayında Mardin’e giderek Kur’an Kursu Belgesi alan Seyda Molla Seyfeddin, imam olmak için sonbaharda imamlık sınavına girmiş ve 31. 01. 1975 yılında Çermik’in “Tilindere” (Bintaş) köyünde resmî imamlık görevine başlamıştır. Bu resmî görevinden önce Sergeli köyü mezrası, Aktepe’de fahrî imamlık hizmetinde bulunmuştur.  
1976 yılının sonbaharında Hazro’nun bugünkü Türkçe adı Uzun Argıt olan “Züğür” köyünde imamlık yapan Seyda, Bu köyde feqî (medrese talebesi) olmadığı için köylülerin çocuklarına Kur’an dersleri verme hizmetinde bulunmuştur. Adı geçen köyde kaldığı 4-5 yıl zarfında her haneye 2-3 Kur’an girmesine vesile olmuştur. 
1981 yılı Haziran ayında “Cadê” (Uğrak) köyüne giden Seyda bu köyde özlemini duyduğu feqî yetiştirme arzusuna kavuşmuş ve altı yıllık verimli bir tedrisattan sonra 1987 yılında ilk kez dört talebesine icazetname vermiştir. Cadê köyünde 7,5 yıl kaldıktan sonra Bismil’in “Aslanoğlu” köyüne gitmişse de bu köyde kaldığı evin ikamete elverişli olmaması nedeniyle burada ancak dört ay kalmıştır. Bu sırada “Mara” köyünün sakinleri Seyda’ya kendi köylerinde imamlık ve müderrislik yapma teklifinde bulunmuş ve Seyda 1990 yılının bahar mevsiminde bu teklife olumlu yanıt vermiştir. 1994 yılında Bismil merkeze giden Seyda Molla Seyfeddîn, 1997 yılına kadar burada kalmıştır. 1997 yılında Silvan’a bağlı “Çirikê” köyüne giden Seyda, Cadê köyünde 1; Mara köyünde 1; Fetla Jorîn köyünde de 3 kez medrese tahsilini bitiren talebelerine icazetname vermiştir. 
Evli ve 12 çocuk babası olan Seyda Molla Seyfeddîn’in çocuklarından üçü erkek, dokuzu kızdır. 2004 yılında Bismil’e bağlı “Fetla Jorîn” köyüne yerleşmiş olan Seyda halen (2020 yılı itibariyle) bu köyde imamlık ve müderrislik hizmetlerine devam etmektedir. 
Güçlü bir ilmî kapasiteye ve mütevazi bir kişiliğe sahip Seyda Molla Seyfeddin’e ilim ve irfan yolunda muvaffakiyetlerinin devamını diliyorum. Ayrıca kendisiyle ilgili bilgileri benimle paylaştığı için kendilerine çok teşekkür ediyorum.
2. Seyda Molla Sadullah (1960-)
Kendisini “Sadullah el-Kurdî el-Fetlewî el-Amedî” olarak tanıtan Seyda Molla Sadullah resmî olarak 1960 yılında Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Fetla Jorîn (Yukarı Dolay) köyünde doğmuştur. Fakat bizzat kendisi 1960 yılında gündüz vakti havanın karardığı ve etrafın toz dumanla kaplı olduğu bir sırada insanların birbirlerine “bugün Üstad Bediüzzaman vefat etmiştir" dediklerini hatırladığını ifade etmekte ve 1957’de adı geçen köyde dünyaya geldiğini ifade etmektedir. Babasının adı Hacı Mahmûd, annesinin adı Remziye’dir. Dede tarafları Pasur’un (Kulp) Hevêda bölgesinde uzun bir süre kalmışlarsa da aslen Genç, Solhan ve Kulp üçgeninde ikamet yerleri olan TAVZ mıntıkasından ve aşiretindendir.
Annesi Kur’anı Kerim okumuş, ancak babası okumamıştır. Kuran okumak onun kalbinde hasret kaldığı için küçük oğlu Sadullah’ın okumasını çok isterdi. Seyda’nın doğduğu Fetla Jorîn köyünde eskiden beri medrese vardı. Bu köyün halkı Feqî okutmayan Seydaları köye getirmezlerdi.
Seydanın babası onu Kuran okuması için feqîlerin yanına göndermiş ve dersi ciddiye alıp almadığını hep takip etmiştir. Feqîler, küçük Sadullah derse gitmediği zaman, babasının onu fena döveceğini bildikleri için, babası derse gelip gelmediğini sorduğunda, gitmemiş olsa bile bile “gelmiştir" diye cevap verirlerdi. Seyda bu şekilde Kur’an-ı Kerim’i okumaya başlamış ve şok zeki olduğu için günde on sayfa ders almıştır.
Kısa zamanda Kur’an-ı Kerim’i ve Mevlid-i Şerif’i okuyup tamamlayan Seyda’nın köyünde okul yoktu. Köylerine komşu ve yaklaşık 45 dakika uzakta olan Mezrê (Yukarı Harım) köyünde okul vardı. Babasının karşı çıkmasına rağmen bu köydeki okula kaydını yaptırmış ve hem yaşının büyüklüğü hem de zekiliği sayesinde doğrudan ikinci sınıfa başlamıştır.
O sıralarda Fetla Jorîn köyünde Seyda Molla Muhammed Said Taxikî imam idi. Seyda Şeyh İsmetullah Karazî'nin oğlu Molla Faruk ve kız tarafından torunu Soyda Molla Fethullah'ın oğlu Molla Muhammed Fatih burada talebe idiler. Burada bir süre okuyan Seyda Molla Sadullah, köylerine komşu olan Bellê köyüne Merhum Seyda Molla Abdulbaki'nin medresesine gitmiş, Bina kitabına başlamış ve özellikle SARF ilminde bu hocasından çok istifade etmiştir. Sadullah Sağîr kitabının dörtte üçünü Seyda Molla Abdulbaki'nin yanında okuduktan sonra, Bismil'e bağlı Hola ( (Ulam) köyüne gitmiştir. Merhum Seyda Molla Süleyman bu köyde imam imiş. Ancak burada aradığı tahsili bulamadığı için bu Seydasının yanında Sadullah Sağîr kitabından geri kalan bölümü ve Şerhül’l-Muğnî kitabının bir kısmını okuduktan sonra, Çınar'a bağlı Qerelî köyüne giderek burada imam ve müderris olan Seyda Molla Xıdır Xursî’nin medresesinde okumaya başlamıştır. Şerhül’l-Muğnî kitabının geriye kalan kısmını ve daha sonra Saduddin ve Hell kitabından birinci babın dördüncü meselesinin başına kadar Qereli köyünde okuduktan sonra seydasından izin alarak komşu Hücceti köyüne gitmiştir. Orada Şêx Seyda Cezerî'nın halifesi olan merhum Seyda Molla Abdullah Fırfêlî imamdı. Bu Seydanın yanında Hell kitabını bitirmiş ve Sadullah Gewre kitabından bir kısım okuduktan sonra tekrar Qerelî köyüne Seyda Molla Xıdır’ın medresesine dönmüştür. Seydanın tavsiyesi üzerine Sadullah Gewre'yi bırakıp Şerhül’l-Kıtır kitabına başlamış; bu kitabı bitirip
Suyûtî kitabından yaklaşık 9 ders aldıktan sonra Farqîn'in Huseyna köyüne Seyda Molla Yahya'nın yanına gitmiştir. Huseyna köyü medresesine giderken, Suyûtî kitabını okuyan Molla Sadullah, seydasının isteği üzerine Molla Cami kitabına başlamıştır.
Bazı nedenlerden dolayı Hüseynadan gitmeye karar veren Seyda Molla Sadullah, arkadaşı Molla Hasan Weysikî ile beraber Kurêşa köyüne gitmiştir. Daha sonra gittiği Salıka köyünde Şêx Muhammed Emin Heyderî medresesinde yaklaşık 16 feqi kalıyormuş. Seyda Molla Sadullah’ın burada alt kademedeki feqîlere ders vermesi onun gelişmesinde önemli rol oynamıştır. Salıka köyünde yaklaşık üç ay kaldıktan sonra Mardin Kızıltepe'nin meşhur Ğurs vadisinde yer alan ve Ğursa Navê köyüne gitmiştir. O köyde aynı zamanda her iki gözü ama olan merhum Seyda Molla Abdülaziz fahri imamı idi. Seyda Molla Sadullah bu hocasından Molla Cami dersiyle birlikte iki ayrı kitaptan fıkıh dersleri de almıştır. Kendisi ibare okuyor, hocası da mana veriyormuş. Ancak burada kendisinden başka talebe olmayınca biraz sıkılmış ve tekrar Qerelî köyüne Seyda Molla Xıdır’ın yanına dönmüş ve burada Mantık ilminden Muğni’t-Tullab kitabına başlamıştır. Bu kitabı bitirdikten sonra Fenarî ile haşiyesi olan Qûl Ahmed kitaplarına geçmiştir.
 
Hastalığından dolayı bir süre kendi köyü olan Fetla Jorîn’de kalmak zorunda kalan Seyda Molla Sadullah burada iken, Seyda Molla Muhammed Said Taxikî köyde imam imiş. Molla Sadullah hasta olmasına rağmen Seyda’dan ders almaya başlamış ve Fenarî ile haşiyesinden geriye kalan kısmı onun yanında okumuştur. Sağlığı düzeldikten sonra Qerelî köyüne Seyda Molla Xıdır'ın yanına dönmüş ve ondan Vadi’ Risalesi, Usam-i İstiare ve kısmen de Molla Cami'nin haşiyesi olan Abdülgafûr Larî’yi okumuştur. O sıralarda Seyda Molla Muhammed Said Taxıkî, Fetla Jorîn köyünden Farqîn merkez Tekel Camisine gitmişti. Caminin girişinde medrese vardı. Seyda Feqileri de beraberinde götürmüştü. Bunun üzerine Molla Sadullah o sırada yanında okuduğu Seyda Molla Xıdır'dan izin alıp Tekel Camii Medresesine gitmiştir. Farqîn’e giderken artık sıra kitaplarını bitirmek üzere olan Molla Sadullah burada Larî haşiyesi le Muhtasarü’l-Meanî kitabının meani ve mecaz fenlerini bitirmiş, Bedi fenninin tam başına gelirken askere gitmiştir. 
Askerlik görevi bittikten sonra tekrar Farqin Tekel Camii Medresesine Seyda Molla Muhammed Said Taxıkî'nin yanına gelen Molla Sadullah askere gitmeden önce kaldığı yerden yani Muhtasar kitabının üçüncü bölümü olan fenni bedi'ten başlamıştır. Muhtasar kitabını, Şerhül’l-Akaid ve Cem’ü’l-Cevami’den bir bölüm okuduktan sonra, Seyda Molla Muhammed Said o sırada Farqin'in Çırık köyüne gitmiştir. 
Bu arada şunu belirtelim ki Molla Sadullah Seydanın kerimesiyle hayatını birleştirmiş ve ondan icazetname almıştır.  Düğünden bir iki ay sonra Farqîn'e bağlı Kinyat köyünde fahri imamlığa başlayan Seyda Molla Sadullah bu köye gider gitmez hemen medrese açtırmış ve 20 civarında feqî ile tedrisata başlamıştır. İki yıl Kinyat köyünde kaldıktan sonra, 1983 yılında Çınar ilçesine bağlı Hücceti köyüne gitmiştir. 1987 tarihinde Hücceti köyünden Hecireş köyüne gitmiş ve burada biri 8, diğeri 6 metre uzunluğunda iki oda ve ortada bir giriş salondan oluşan medresesinde ders vermiştir. Hecireş köyünde geçirdiği iki yıldan sonra bazı arkadaşlarının ısrarı üzerine 1989 tarihinde sonbaharın başlarında Diyarbakır'a taşınmıştır. 

Diyarbakır'da ekonomik sıkıntı had safhaya ulaşınca, 1990 yılının sonbaharında, Mardin ili Kızıltepe ilçesine bağlı Gündik/Büyüktepe köyüne fahri imam olarak gitmiştir. Burada güzel bir medrese yaptırıp Feqî okutmaya başlamıştır. 1993 tarihinde Gündik köyünden Mardin merkeze yerleşmiş ve merkezi Diyarbakır'da bulunan Abdülkadir Geylani Eğitim ve Kültür Vakfı’nın bir şubesinin başkanı olmuştur. Bunun yanında vakfın bünyesinde Feqî okutmaya devam etmiştir.
Daha sonraları Diyarbakır’a gelen Seyda Molla Sadullah tedrisat hizmetleri burada ifa etmeye devam etmiştir. Halen İmam Nevevî Medresesi’nde bu hizmetlerine devam etmektedir.
Eserleri: Üretken bir âlim ve aynı zamanda şair olan Seyda Molla Sadullah’ın basılmış ve basılmamış çok sayıda mensûr ve manzum eseri bulunmaktadır. Değişik alanlarda Arapça, Türkçe ve Kürtçe eserler yazmış, kitap tercüme etmiş ve bazı dergilerde yazıları yayımlanmıştır. Çalışmalarından bazıları şunlardır:
1)Eslê Kitaba İzzî: Kürtçe bir çalışma olup çok kez basılmıştır. 
2)et-Tibyân fi Tasrîfi Kelimâti’l-Kur’an: Arapça baskısı yapılmış.
3)Şeyh Abdülkadir Geylanî’ni Hayatı: Kısa bültenler halindedir.
4)Nebevî Sîret: 2 büyük cilt halinde olup Prof. Ali Sallabî’nin es-Sîretü’n-Nebevîyye’sinin Türkçe çevirisidir. Çok kere basılmıştır.
5)Bürde Kasidesi’nin Kürtçe çevirisi: Basıma hazır haldedir.
6)Bazı Arapça Fetvalar: Yayımlanmamıştır.
7)Selahaddîn Eyyûbî’nin Hayatı: Kürtçe olup basılmamıştır.
8)Kürtçe ve Arapça Şiirler: Basılmamıştır.
9)Bazı Reddiye ve Makaleler.
10)Sosyal Medya için bazı video çalışmaları.
Yukarıdaki resimde ayakta olanlardan sağdan ikincisi Seyda Molla Sadullah, üçüncüsü de benim. Benim de sağımda olan kişi şu anda gazetesi (Güneydoğu Güncel) için Ramazan Köşesini hazırlamakta olduğum ve aynı zamanda Seydam Molla Ali’nin oğlu olan M. Zeki ÖZER’dir. Yani Seyda Molla Sadullah ile medrese devre arkadaşıyız. Burada kendisi hakkında özetlemeye çalıştığım bilgileri benimle paylaştığı için kendisine teşekkür ediyorum ve başarılarının devamını diliyorum (Kadri).
KAYNAK: Merhum Prof. Dr. Kadri YILDIRIM’ın ‘Kürt Medreseleri ve Alimleri kitabından…




Bu haber 1116 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI