14 ve 28 Mayıs 2023 seçimlerinin, devletin bütün olanaklarını kullanmasına rağmen, AKP-MHP iktidarının tekçi-diktatoryel iktidarının, istediği sonucu elde edemeyip seçimin asıl kaybedeni olduğunun altı çizilen açıklamada, “Seçim sürecinde, tüm hukuk kurallarını çiğnemesi ve özellikle HDP- YSP ye yönelik operasyon ve tutuklamalar, HDP’nin kriminalize edilmeye çalışılması… Oylarının MHP ve diğer partilere yazılması, yaşanılan durumu daha iyi anlamamız açısından önem arz etmektedir. Ancak tüm bu olumsuzluklar, HDP-YSP’nin oylarının düşmesi, milletvekili sayılarının eksilmesi, istenilen hedeflere ulaşılamaması gibi. Yaşanılan başarısızlığı yalnız başına açıklamaya yetmediğinin altının önemle çizilmesi gerekmektedir...” denildi.

“HDP SİYASET ÜRETME VE KOŞULLARA GÖRE SÖYLEM GELİŞTİRMEDE YETERSİZ KALDI”

Açıklamada, HDP’nin siyaset üretme ve gelişen koşullara göre söylem geliştirmede yetersiz kaldığını ve bir Kürt legal siyasi partisi olarak ilk defa oylarının yaklaşık yüzde 25’ini kaybettiğini ifade edilerek, bunun nedenleri de şöyle sıralandı:

“Gerek kayyum atamaları, gerekse HDP nin binlerce kadrosunun tutuklu bulunması nedeni ile Partinin altyapısı ciddi bir şekilde zayıflatılmış durumdadır.

Cumhurbaşkanı adayı çıkarılmayarak kilit rolünün gelişen milliyetçi akıma kaptırması, tüm beklentilerini Erdoğan’ın kaybetmesi üzerine planlayarak B planını oluşturmamıştır.

Kürd ittifakına gerekli önemin verilmemesi. Katılımın yeterli olmaması istenilen sinerjinin yaratılmasında yetersiz kalmıştır.

İttifak politikasında, Türk soluna angaje olması ve TİP ile yapılan ittifakın, siyaset tekniğine uygun olmayan bir ittifak olması, Kürt seçmeni küstürmüştür

Milletvekili aday listeleri, kimi koysam seçilir mantığı, gerek Kurt halkını gerekse HDP tabanını demoralize etmiş, kitleleri harekete geçirecek motivasyondan uzak kalmıştır”

“KÜRT SİYASETİNE VE TÜRKİYE’DEKİ DEMOKRASİ MÜCADELESİNE MALİYETİ AĞIR OLMUŞTUR”

Bütün bu öngörüsüzlüğün, gerek Kürt siyasetine, gerekse Türkiye’deki demokrasi mücadelesine maliyeti ağır olduğuna işaret edilen açıklamada, şöyle denildi:

“Demokrasi mücadelesinde Kürt siyaseti eli ile TİP öne çıkarılırken, Kürtlerin kolektif hakları konusunda da Devlet-AKP eli ile geçmişte olduğu gibi bu seçim sürecinde de “milli ve yerli”,” bir devlet aparatı” olan HÜDAPAR-Hizbullah öne çıkarılarak Kürtlere pazarlanmaktadır. Bu Tehlikeler ciddi bir değerlendirmeye tabi tutularak Kürt siyasetinin bir an önce özüne dönerek Kürt halkının değer yargıları dahil tüm değerler ele alınıp jakoben ideolojik dayatmalardan vaz geçilmelidir.

Özellikle Türk solu ile yapılan ittifaklar konusunda HDP-YSP nin tüm öneri ve uyarılara rağmen, bildiğini okuması, Ben ne yaparsam doğru yaparım özgüveni, bilinen başarısız sonuca gidilmesini gösteriyordu. Kürtlerin, geçmiş tüm seçimlerde kendine sahip çıkma refleksi ile destek vermesinin, alınan tüm kararlarının doğru olduğu anlamına geldiği algısı, bir güç zehirlenmesine neden olduğu anlaşılmaktadır. Bu da, siyasette büyük bir tehlike olduğu gibi siyasette öngörüsüzlüğün önemli bir nedenini oluşturmaktadır”

Mehmet Zeki ÖZER