Çocuk Hakları Sözleşmesinin dünya ülkelerinin kabul ettiği en geniş katılımlı sözleşme olduğunu belirten Baro Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Mehmet Ali Çoban, imzacı ülkelerin Sözleşmeye riayet etmediğini söyledi. Salih YEŞİL Diyarbakır Barosu tarafından 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ne ilişkin basın toplantısı düzenlendi. Baroda yapılan toplantıda açıklama yapan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü avukat Mehmet Ali Çoban, Birleşmiş Milletler tarafından 1989’da kabul edilen Dünya Çocuk Hakları Günü’nün Türkiye tarafından 1995’te kabul edildiğini hatırlattı. ‘KATILIM ÇOK UYAN YOK’ Çocuk Hakları Sözleşmesinin dünya ülkelerinin kabul ettiği en geniş katılımlı sözleşme olduğunu, taraf ülkelerinin çocuk haklarına riayet etmediğini vurgulayan Baro Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü Çoban, “Hak ihlallerinin tüm dünyada olduğu gibi ne yazık ki ülkemizde de artarak devam ettiği ve son günlerde bölgemiz özelinde çocuğun yaşam hakkı ihlalinin ciddi anlamda arttığını görmekteyiz.” ifadesini kullandı. ‘ÇEKİNCELERİN KALDIRIMASI GEREKİR’ Türkiye’nin Sözleşmeye yer alan çocukların eğitim, ifade özgürlüğü, kendi kültürünü yaşatma ve kendi dilini özgürce kullanma haklarını içeren 17., 29. ve 30. maddelerine koyduğu çekincelerin derhal kaldırması gerektiğini isteyen Baro Çocuk Hakları Merkezi Koordinatörü, “Ülkemiz özelinde de çocukların uğradığı hak ihlalleri giderek atmaktadır.” dedi. ‘RAKAM TELEFFUZ ETMEK BİZİ YARALIYOR’ Bölgede Kürt sorununa paralel olarak son 3 yılda toplumsal olaylarda devletin çocuklara yönelik yaşam hakkı ve diğer haklarının ihlal edildiğini ifade eden Mehmet Ali Çoban, çocukların yaşam ve diğer haklarının ihlal edilmesine ilişkin rakam telaffuz etmenin kendilerini yaraladığı için rakam telaffuz etmekten kaçındıklarını dile getirdi. ‘CEZASIZLIKLA SONUÇLANMAKTADIR’ Türkiye’de çocukların yaşam hakkının ihlal edilmesindeki örnekleri sıralayan Çoban, yürütülen soruşturmaların etkin olmadığına dair endişelerine işaret ederek, “Kamu görevlilerinin faili olduğu birçok çocuk ölümü cezasız kalmakta failleri adeta sistematik bir şekilde ödüllendirilip, yargılamaları cezasızlıkla sonuçlandırılmaktadır.” diye konuştu. ‘HUKUK DEVLETİNİN OLMAZSA OLMAZI’ Türkiye’nin imzaladığı sözleşmede, devletin çocukların yaşam hakkını etkin bir biçimde koruma yükümlülüğünün bulunduğunu, bunun için gerekli önlemleri alması gerektiğinin altını çizen Çoban, “Yaşam hakkı ihlal edilen çocuklara yönelik soruşturmaların etkin bir biçimde yürütülmesi, tüm delillerin toplanması, soruşturma ve dava aşamalarında ölüm olaylarında hayatını kaybedenlerin yakınlarının hukuki süreçlere katılımının sağlanması ve soruşturmanın makul bir süre içinde sonlandırılmasının hukuk devleti olmanın olmazsa olmaz gereğidir.” şeklinde konuştu. ‘KORUMA KANUNU HIZLANDIRILMALI’ Türkiye’de cezaevinde bulunan çocukların sorunlarına değinen Çoban, cezaevlerinin çocuklara uygun olmadığını vurgulayarak, sözleşmeye taraf ülkelerin sözleşmeyi içselleştirmediğine işaret etti. Türkiye’nin 2005 yılında yürürlüğe giren Çocuk Koruma Kanunu halen gerekli altyapısı hazırlanmadığını, Çoban, bu altyapıyı hızlandırılması gerektiğini sözlerine ekledi.