Kayapınar Belediyesi, Ekin Parkı’nda bulunan ve kayyum tarafından TÜGVA’ya tahsis edilen taşınmazla ilgili yürüttüğü hukuki sürece dair yeni açıklamalar yaptı. Belediyenin açtığı davada mahkeme, tahsisin hukuka aykırı olduğuna karar verip iptal ederken, TÜGVA’nın yaptığı yürütmeyi durdurma başvurusunun bir gün içinde karara bağlanması dikkat çekti. Hukukçular, bu hızın olağan dışı olduğuna dikkat çekerek TÜGVA’nın yargıdaki ayrıcalıklı konumunu sorguluyor.

Kayapınar Belediyesi’nin açıklamasında, tahsisin kamu zararına neden olduğu, belediyenin hizmetlerini aksattığı ve hukuka aykırı olduğu ifade edildi. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, 2024 yılında alınan belediye meclisi kararını haklı bularak tahsisin iptaline hükmetmiş ve TÜGVA’nın itirazını reddetmişti. Bu karar doğrultusunda taşınmazın tahliyesi için resmi işlemler başlatılmıştı. Ancak, başka bir idare mahkemesi tarafından aynı taşınmazla ilgili yürütmenin durdurulması kararı verilerek sürecin önü kesildi. Kayapınar Belediyesi yetkilileri, bu kararın hukuka aykırı olduğunu, anayasanın 138. maddesine ve kesinleşmiş yargı kararlarının bağlayıcılığına aykırı bir şekilde alındığını belirterek, sürecin takipçisi olacaklarını ifade etti.

TÜGVA’nın Ayrıcalıklı Konumu Sorgulanıyor

TÜGVA’nın, hukuki süreçlerde diğer kurumlara kıyasla neden bu denli hızlı ve olumlu kararlar alabildiği kamuoyunda tartışma konusu oldu. Belediyenin açıklamasında, “Hukuken kesinleşmiş bir yargı kararının uygulanmasını engelleyen bu yürütmeyi durdurma kararı, halkın hakkı olan taşınmazların geri alınmasını geciktirmektedir. Mahkemelerin böylesine hızlı bir şekilde TÜGVA lehine karar alması, hukukun üstünlüğü ilkesini zedelemektedir,” denildi.

Bu durum, TÜGVA’nın sadece yerel düzeyde değil, yargı mercilerinde de etkili bir pozisyona sahip olduğunu düşündürüyor. Özellikle, bir mahkeme kararının uygulanması için uzun süreçler gerekmesine rağmen, TÜGVA lehine kararların bir günde alınabilmesi büyük bir çelişki olarak görülüyor.

Devir Kararını Veren Kayyum Yolsuzluktan Tutuklandı

Taşınmazın TÜGVA’ya devredilmesine karar veren dönemin Kayapınar Belediyesi kayyumu Mustafa Kılıç’ın yolsuzluk ve usulsüzlük suçlamalarıyla tutuklanmış olması da olayın dikkat çeken bir diğer boyutu. Görevde bulunduğu süre boyunca belediye taşınmazlarının başka kurumlara devri, belediye hizmetlerini aksatan kararlar alması ve kamu kaynaklarını usulsüz bir şekilde kullanmasıyla gündeme gelen Kılıç, 2017 yılında Adana’nın Yüreğir ilçesine kaymakam olarak atanmıştı.

Ancak, burada da usulsüzlükleri devam eden Kılıç, depremzedelerden topladığı 50 milyon TL’yi zimmetine geçirdiği iddiasıyla tutuklanmıştı. Kamu yararını hiçe sayarak hareket eden bir kayyumun verdiği kararların etkilerinin bugün hâlâ devam etmesi, yargı süreçlerinin güvenilirliğini de tartışmaya açıyor.

Belediyeden Kararlılık Mesajı

Kayapınar Belediyesi, yaptığı açıklamada, “Mahkeme kararlarını yok sayan ve halkın hakkını gasp eden her türlü karara karşı hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz. Taşınmazların kamu yararına kullanılmasını engelleyen hiçbir hukuk dışı işlem kabul edilemez. Bu sürecin takipçisi olacağız,” ifadelerini kullandı.

TÜGVA’nın arkasındaki gücün ve bu gücün yargı süreçlerini nasıl etkilediğinin kamuoyu nezdinde daha şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiği bir kez daha gündeme geldi. Özel bir vakfa yönelik bu denli ayrıcalık tanınması, hukukun üstünlüğü ve kamu yararı ilkelerinin zarar gördüğüne işaret ediyor.