Türkiye genelinde yaşanan kuraklık tarım bölgesi olan Mardin'de de ciddi şekilde kendini hissettirdi. Yağışların beklenenden çok daha az olması çiftçiyi endişeye sürüklüyor. Mardin Artuklu Üniversitesi Kızıltepe Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Yusuf Doğan, bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle yüzde 65'i kuru tarım olan Mardin'de çiftçinin hasat yapamayacağını öngördüklerini söyledi. Son zamanlarda küresel ısınma ile birlikte kulaklığın hem dünyada hem Türkiye'de büyük bir sorun olmaya devam ettiğini bildiren Doç. Dr. Doğan, “Bu sene itibarı ile baktığımız zaman meteorolojik verileri üzerinde bir değerlendirme yapmak gerekirse 2019-2020 ve 2021'in içinde olduğumuz dönemlerde bir kıyas yaptığımızda ekim ve kasım ayı ortalamalarında 2021'in ekim ve kasım ayında ciddi bir yağışın olmadığını görmek mümkündür. 2019 yılı itibariyle ortalama yıllık yağış yaklaşık olarak 536 milimetre iken, 2020 itibariyle bu değer 566 milimetre, 2021'in ekim ve kasım aylarında şuan toplam olarak 10 milimetrelik bir yağış olduğunu görmek mümkündür. Yıl ortalamasına baktığımız zaman bu oran 206 milimetre civarında diğer iki yıla göre bir oran yaptığımız zaman 400-450 milimetre bir yağış aldığından bahsetmek mümkündür. Uzun yıllar ortalamasında ise bu oranın yaklaşık olarak 639 milimetre yağış olduğunu söyleyebiliriz. Mardin bölgesinde genel anlamda baktığımız zaman 2.7 milyon dakikalık bir tarım arazimiz mevcut olmasının yanında bunun yaklaşık olarak yüzde 35'i sulu tarım, yüzde 65'i ise kuru tarım yapılmaktadır” dedi.

“KURU TARIMIN YAPILDIĞI YERLERDE EKİMİN YAPILMAMASI SÖZ KONUSU OLABİLMEKTEDİR”

Geçen seneki deneyimlere de baktıklarında yağışın azlığından dolayı çok çiftçinin kuru tarımda ürün hasadı yapamadıklarını belirten Doğan, “Çiftçinin beklentisinin bu senede bu yönde olduğu ve büyük bir tarım arazisi yani kuru tarımın yapıldığı yerlerde ekimin yapılmaması söz konusu olabilmektedir. Çünkü tarım sistemlerini biz değerlendirdiğimiz zaman sulu tarım, kuru tanım ve nemli tarım olarak sınıflandırıyoruz. Mardin bölgesinde sulu ve kuru tarım yoğun bir şekilde yapılmaktadır. Kuru tarımın yağışa bağlı olmasından dolayı yağış miktarının düşmesi ile beraber ekim alanlarında bir azalma bekliyoruz işin açıkçası. Çünkü sadece yağış değil diğer taraftan gübre ton fiyatının artması ve mazot gibi etkenlerle beraber su kıtlığı da yaşanması ciddi manada tarım sektörünü etkileyeceğini görmekteyiz” diye konuştu.

“İKİNCİ ÜRÜN OLARAK SOYA VE FISTIKTAN OLUMLU SONUÇ ALDIK”

Daha önce yaptıkları çalışmalarda bölgede ikinci ürün olarak mısır ekimi yoğun bir şekilde yapıldığını dile getiren Doğan, “Mısır ekimi ile su tüketimi çok fazla olan bir bitki olduğu için sulu tarımda alternatif bitki çalışmalarımız devam etmektedir. Bununla ilgili ikinci ürün olan soya ve fıstık çalışmasını yaptık ve iyi bir sonuç aldık. Hem su miktarı mısıra göre daha az ve su tüketimi bakımından da daha düşük olmasına bağlı olarak yer fıstığında olumlu sonuçlar aldık ikinci ürün olarak” şeklinde konuştu.