![]() |
Tweet |
Seyyid Abdullah Nehrî/Şemdînî (ö. 1235/1813)
Hayatı
Seyyid Abdullah, Seyyid Taha’nın amcası ve Mevlana Halid’in üçüncü halifesidir. Mevlana Halid’den hilafet aldıktan sonra onun emriyle kardeşi Seyyid Ahmed ile birlikte Nehrî köyü’ne yerleşmişlerdir. Seyyid Abdullah hakkında bilgilerin bulunabildiği az sayıdaki kaynaklardan bazıları şunlardır:
“el-Mecdu’t-Tâlid”: Bu eserin yazarı kısaca İbrahîm Fasîh olarak bilinen İbrahîm Fasîh b. Sibğatullah b. Esad el-Haydarî el-Kurdî’dir. 1820 yılında Bağdat’ta doğan ve 1881 yılında vefat eden bu zat Seyyid Abdullah hakkında şu kısa bilgileri vermiştir:
-Seyyid Abdullah, Mevlana Halid’in halifesidir.
-Büyük bir âlim, veli ve mürşid-i kâmildir.
-Muhammedî ahlak ve şemail sahibidir.
-Bağdat’a gitmiş ve Mevlana Halid’in yanında sülûka başlamıştır.
-Sülûkunu en iyi şekilde tamamlayıp kutsî sırlara ulaşmıştır.
-Mevlana Halid kendisine hilafet-i mutlaka bağlamında irşat izni vermiştir.
-Mevlana Halid’in emriyle memleketine dönerek irşada başlamıştır.
-Avam ve havasın şahit olduğu birçok keramet kendisinden hâsıl olmuştur.
“Tuhfetu’l-Ahbâb/Mesnevî-yi Sanî”: Seyyid Taha’nın oğlu olan Şeyh Ubeydullah Nehrî’nin mesnevî şekliyle Farsça yazdığı bir eserdir. Şeyh Ubeydullah bu eserde Nakşibendilik hakkında genelde, Şemdinli ve Nehrî köyü hakkında özelde çok önemli bilgiler vermektedir. Seyyid Abdullah hakkında da birinci elden en derli toplu bilgileri bu eserde görüyoruz. Ona göre:
1) Seyyid Taha önceleri amcası Seyyid Abdullah’ın yanında amel etmeye başlamış, sonra Mevlana Halid’in halifesi olmuştur. Amcası Seyyid Abdullah onun zekâsı, hafızası ve olgun kişiliğini Mevlana Halid’e anlatmış, Mevlana Halid “bir sonraki gelişinde onu da getir” deyince Seyyid Abdullah bu emri yerine getirmiştir.
2) Seyyid Abdullah Mevlana Halid’in çocukluk ve medrese arkadaşıydı. Bu ikili, medrese tahsilini bitirdikten sonra bir mürşit ararlar. Derken Hindistan’daki Şah Abdullah Dihlevî’nin yanına gitmeye karar verir ve yola çıkarlar. Fakat yanlarına aldıkları paranın ikisine yetmeyeceği anlaşılınca paranın ikisinden birine verilip onun Hindistan’a gitmesine, öbürünün ise eve dönmesine karar verirler. Seyyid Abdullah gönüllü olarak kendi payı olan parayı Mevlana Halid’e verir, Hindistan diyarından getireceği maneviyatı paylaşmak üzere anlaşır ve kendisi geri döner.
3) Mevlana Halid Hindistan’dan hilafet-i mutlaka ile döndüğü zaman Seyyid Abdullah hiç tereddüt etmeden ona intisap eder ve bir süre onun yanında amel eder, ardından Mevlana Halid’in tavsiyesi üzerine Nehrî köyü’ne dönüp orada ilim ve irşat faaliyetlerine başlar.
4) Seyyid Abdullah ilim ve irşat faaliyetlerini o kadar olgun bir kişilikle yürütür ki, Mevlana Halid onun hakkında şöyle der: “Seyyid Abdullah Şemzînî kusursuz biridir. Tek kusuru hiçbir inkârcısının olmamasıdır. Oysa kişinin münkirleri olursa, onda kendine çekidüzen verme arzusu doğar”.
5) Seyyid Abdullah Nehr Köyü’nde ilim ve irşat faaliyetlerinde bulunurken belli aralıklarla Süleymaniye’ye gidip mürşidi Mevlana Halid’i ziyaret etmeyi de ihmal etmezdi. Hatta Mevlana Halid bir ara Süleymaniye’den Bağdat’a gittiği sırada medresesinde vekil olarak Seyyid Abdullah’ı bırakmıştı. Seyyid Abdullah, Mevlana Halid’i ziyaret ettikten sonra dönmek istediği her defasında Mevlana Halid onu atına bindirir, yerleşim alanının dışına çıkıncaya kadar belli bir mesafe onunla yol aldıktan sonra kendisini uğurlar öyle dönerdi.
Seyyid Abdullah 1235/1813 yılında Nehrî köyünde vefat etmiş ve orada defnedilmiştir.
Seyyid Taha Nehrî/Şemdînî (ö. 1853)
Hayatı
Seyyid Taha, Halidilik misyonunu yüklenen Nehrîler halkasının en etkin şahsiyeti olup Seyyid Abdullah’ın yeğenidir. Adı Taha, lakabı Şihâbuddîn ve İmâdüddîn’dir. Fıkıh mezhebi olarak Şafiî, itikadî mezhep olarak Eş’arî’dir.
Tahsil Hayatı: Tahsil hayatına ailesinin yanında başlayan ve Kur’an-ı Kerîm’i hatmedip hıfzeden Seyyid Taha daha sonra tahsilini ilerletmek için Süleymaniye, Kerkük, Musul, Erbil, Rewanduz ve Bağdat gibi dönemin önemli ilim merkezlerine gidip okumaya devam eder, tahsilini tamamlayıp ilmî icazetnamesini alır ve köyündeki medresede talebe yetiştirir. İlmî derinliğinden dolayı yörede Âllâme” lakabıyla anılır.
Seyyid Taha, Melayê Cizîrî Dîvanı’nı okumayı ve etrafındaki âlimlerle bu dîvandaki beyitleri şerh etmeyi çok severdi. Bir gün Cizîrî’nin Divanını okurken bir beytin anlamını etrafındakilere sorar, her birinden farklı anlamlar alınca o sıralarda Nehrî Medresesi’ne yeni gelen Seyyid Fehîm Arvasî’ye “Molla Fehîm, sen ne dersin?” diye sorunca Seyyid Fehîm de kendine göre bir mana verir. Seyyid Taha bunun üzerine şöyle der: “Cizîrî’nin maksadına en yakın anlam Molla Fehîm’in verdiği anlam ise de, bu anlam ile Cizîrî’nin maksadı arasındaki fark yerle gök arasındaki mesafe kadardır”.
Tasavvuf ve Tarikat Hayatı: Şeyh Ubeydullah’ın “Tuhfetu’l-Ahbab” adlı Farsça manzum eserinde ifade ettiğine göre babası Seyyid Taha önceleri amcası Seyyid Abdullah’ın yanında seyr ü sulûk ameline başlamış, sonra hilafetnameyi Mevlana Halid’den alıp onun halifesi olmuştur. Zekâsı, hafızası ve kişiliğiyle amcası Seyyid Abdullah’ın dikkatini çeker ve Seyyid Abdullah onun bu yönlerini Mevlana Halid’e anlatır. Mevlana Halid “bir sonraki gelişinde onu da getir” deyince Seyyid Abdullah bir sonraki gidişinde beraberinde onu da götürüp Mevlana Halid’e arz eder.
Nehrîler Kadirî tarikatından geldikleri için Mevlana Halid Seyyid Taha’yı bir Nakşî olarak kendine intisap ettirmeden önce ondan Bağdat’a gidip orada türbesi bulunan Şeyh Abdulkadir Geylanî’nin manevî huzurunda murâkabe ve istihâre yapmasını ve böylece ne tür manevî sinyaller alacağını gelip kendisine anlatmasını ister. Bu emri yerine getiren Seyyid Taha dönüşünde Mevlana Halid’e murakabe neticesinde Şeyh Abdulkadir Geylanî tarafından kendisine şu işaretlerde bulunulduğunu söyler: “Evladım, benim tarikatım çok büyük bir tarikat ise de bugün fazla takipçisi kalmamıştır. Bugünün Abdulkadir Geylanî’si Mevlana Halid’dir; ona koş!”.
Bu olaydan sonra Mevlana Halid’e intisap eden Seyyid Taha onun yanında 80 gün (iki erba’în, iki sülûk) kalarak amel eder. Bu esnada çetin sınavlardan geçirilen Seyyid Taha’ya dağlardan taş taşıtılır, müritlerin abdesti için su taşıtılır.
1810 tarihine denk gelen bu süreçte 80 gününü tamamladıktan sonra Mevlana Halid kendisine hilafetname verir ve halifesi olarak irşat için Nehr Köyü’ne yakın Berdesor’a gitmesini ister. Bu bağlamda kendisini uğurlayanlarla vedalaşıp atına bindiği sırada Mevlana Halid ona hürmeten özengiyi tutup bir süre eşlik eder. Seyyid Taha mürşidinin kendisine bu şekilde hizmet etmesi karşısında mahcup olup engel olmak isterse de Mevlana Halid bundan vazgeçmez ve şöyle der: “Nefis terbiyesi için bir zamanlar sana dağlardan taş taşıtıyordum; bugün de Ceddin Hz. Muhammed’e hürmeten sana ben hizmet etmek istiyorum, beni bundan kimse alıkoyamaz”. Belirli bir mesafe gidildikten sonra Mevlana Halid elindeki dizginleri Seyyid Taha’ya verip şöyle der: “Bundan sonra dizginlerin senin elindedir”. Bu olay Seyyid Taha’nın halkın gözünde daha da büyümesini sağlar; onu ve ondan sonra gelen Nehrî zatları “Sadat-i Nehrî” yapar.
Mevlana Halid’den irşat emrini alan Seyyid Taha döndükten sonra bu emri yerine getirir ve kısa bir süre içerisinde namı her tarafa yayılarak özellikle Mevlana Halid’den sonra Süleymaniye, Musul, Azarbaycan, Kafkasya, Van, Hakkâri ve İran içlerine kadar çok sayıda müridi olur.
Seyyid Taha’nın Gündelik Yaşamı: Seyyid Taha bir gününü genellikle şu şekilde programlardı:
1) Gece namazlarını evinde kılar, sabah namazına kadar vird ve zikirle meşgul olurdu.
2) Sabah ezanı okunduğunda namaza gider ve namazı cemaatle kılardı.
3) Sabah namazından kuşluk vaktine kadar olan zamanını tekkede geçirirdi.
4) Tekke işlerini düzene koyduktan sonra medrese eğitimi ile ilgilenirdi.
5) Talebelerini ve müritlerini toplayıp problemlerini sorar ve çözüm geliştirirdi.
6) İkindi namazından sonra “Hatme-i Hâcegan”ı yaptırır ve İmam Rabbanî’nin “Mektubat” adlı eserini bir halifesine okutur, kendisi de şerh ve yorumlarda bulunurdu.
7) Akşam namazı cemaatle kılındıktan sonra “Rabıta” yapılırdı.
8) Yatsı namazı da cemaatle kılındıktan sonra her kes serbest kalıp dağılırdı.
9) Yılda iki kez Şemdinli’nin doğusunda İran sınırına yakın olan ve Kürtler arasında “Çiyayê Şehîdan” (Şehitler Dağı) olarak adlandırılan dağı ziyaret etmeyi adet hâline getirmişti. (Hz. Ömer zamanında sahabîler fetih için buralara gelirken verdikleri şehitlerden dolayı bu dağ bu ismi almıştır).
10) Mürit ve talebelerine yeri geldiğinde şu tavsiyede bulunurdu: “İnsanlara lisan-ı hal ile örnek olun; bu fayda vermediyse sözlü caydırmalarda bulunun; bu da fayda vermediyse artık ondan yüz çevirebilirsiniz. Anca dikkat ediniz! Siz birinden yüz çevirirseniz Hz. Peygamber’e varıncaya kadar bütün sadât da ondan yüz çevirir”.
Seyyid Taha’nın Vefatı: İlim ve irşad yolunda 42 yıl gibi uzun ve verimli bir ömür geçiren Seyyid Taha miladî 1852 yılında vefat etmiştir. Vefatına yakın esrarengiz bir durum yaşanmıştır. Rivayete göre Seyyid Taha taleberi ile birlikte Kürtler arasında “Newala Heram” (Haram Vadi) denilen bir yerde bulunduğu sırada Şam’dan gelen bir elçi kendisine bir mektup sunar. Mektubu damadı Abdulahad’a okuttuktan sonra şöyle der: “Şöhret afettir; bu dünyadan göç etme zamanımız yaklaşmıştır”.
Damadı Abdulahad mektupta nelerin yazıldığını sorarsa da Seyyid Taha cevap vermez ve hep birlikte eve dönerler. Seyyid Taha evde hastalanır ve 12 gün süren bu hatalık süresince namazlarını ayakta kılmaya çalışır.
-Cumartesi gününe denk gelen 12. günde yakınları ve talebeleri ile helalleşip vasiyetini yapar.
-Yerine kardeşi Seyyid Salih’i halife bırakır ve ona itaat edilmesini tavsiye eder
-Nihayet ikindi vakti talebelerinin okudukları Yasinleri dinleyerek ruhunu teslim eder.
-
Prof. Kadri YILDIRIM KÜRT MEDRESELERİ VE ÂLİMLERİ ESERİNDE ALINMIŞTIR.
gaziantep escort,gaziantep escort
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler