Bugun...



Fesih Bozan seçimi değerlendirdi

Saadet Partisi GİK Üyesi Fesih Bozan 14 ve 28 Mayısta Hem TBMM ve hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Bu seçim sonucunun, ülke ve milletimize hayırlar getirmesini diliyorum.

facebook-paylas
Güncelleme: 04-06-2023 16:33:18 Tarih: 04-06-2023 16:21

Fesih Bozan seçimi değerlendirdi

Erbakan Hocamızın “Her bahar bir çiçekle başlar” dediği gibi  bir önceki dönemde bir Milletvekilimizle Baharda bir çiçek açmıştı ama bu dönemde on çiçek açmıştır.

Uzun bir aranın ardından, yeni dönemde 10 Milletvekili ile TBMM’de sorumluluk üstlendik. Partimizi ve Milli Görüşü temsil edecek milletvekillerimize bu ulvi görevlerinde üstün başarılar diliyorum. İnanıyorum ki milletvekillerimiz, “ahlak ve adalet” üzerine inşa edilmiş bir geleceğin en önemli mimarlarından olacaklardır. Milletvekillerimiz Ülkemizin ve Milletimizin gerçek sorunlarını konuşacak çözüm önerilerini sunacak en çok çalışacak vekiller olacaktır.

“Yaşanabilir bir Türkiye”,

“Yeniden büyük Türkiye”,

“Yeni bir Dünya” için bütün teşkilatlarımız olarak daha çok çalışacağız.

Saadet Partimiz, durduğu yerle toplumda haklı bir takdir ve prestij almıştır. İktidarın bütün baskılarına rağmen dik durmuş hak, hukuk, adalet, liyakat, istişare, uzlaşıdan yana olmuştur.

Saadet Partimiz, Cumhur İttifakı bileşenlerinin, ülkemizin birlik ve beraberliğine, huzur ve barışına büyük zarar veren “kutuplaştırma, ötekileştirme, ayrıştırma, kin ve nefret politikasına” ortak olmamış ve engel olmaya çalışmıştır.

SEÇİM SÜRECİ VE CUMHUR İTTİFAKI TAKTİKLERİ

Seçim süreci boyunca Erdoğan ve Bileşenleri, güreşi minderin dışına taşımaya çalışan, kaçak güreşçi gibi,

Hayat pahalılığı,

İşsizlik ve

Sefalet gibi ülkemizin ve vatandaşlarımızın gerçek gündemi yerine, “Bir yalanı ne kadar çok tekrar ederseniz insanlar ona o kadar çok inanır” Halkı Aydınlatma Ve Propaganda Bakanı Alman Goebbels’in taktiğini uygulamıştır. Bu taktiğe uygun, yalan, iftira, montaj videolarıyla ısrarla karalama taktiği uygulamıştır. Devletin bütün gücünü kullanarak adil olmayan şartlarda, güvenlik, terör, dış mihraklar, din, ezan ve milliyetçilik gibi argümanlar üzerinden kutuplaştırma ve ayrıştırma politikasıyla vatandaşın milli ve manevi duygularına hitap etmiş, vatandaşlarımız da yaşadığı gerçekler yerine, bu algılar üzerinden, duygusal davranarak, iradesine Erdoğan ve Bileşenlerinden yana kullanmıştır. AKP’nin her seçimde uyguladığı bu politikasında, bir kez daha başarılı olmuştur. Biraz detaylandıracak olursak;

Seçim Adil Olmamıştır: Erdoğan Cumhurbaşkanlığı imkanları ile bütün Bakanları farklı illerde birinci sırada göstererek Bakanlıkların imkanları, Valilikler, Kaymakamlıklar, Asker, Polis ve devletin tüm kurumlarını kullandı.  Ocak-nisan döneminde Bütçe giderleri yüzde 83,9 artarak 1 trilyon 445 milyar 197 milyon lira olurken, ocak-nisan döneminde 382 milyar 496 milyon lira açık vermiştir.  Devletin ait TRT ve AA başta olmak üzere yandaş TV’lerle seçim çalışmalarını yaptı.  Örneğin TRT Haber, canlı yayınlarda Recep Tayyip Erdoğan’a 32 saat 42 dakika 47 saniye, Kemal Kılıçdaroğlu’na ise yalnızca 32 dakika 23 saniye ayırdı.

Terör, Güvenlik Endişesi Ve Korku İklimi Oluşturmak: Seçim dönemi ve öncesinde, Erdoğan, Cumhur İttifakı, AKP Yöneticileri, Bakanlar ve yandaş Medyasıyla terör ve korku politikasını çok güçlü bir şekilde işlediler.

Bu da Milliyetçi ve güvenlik duygularının daha çok öne çıkmasına sebep oldu. Bunlar önce HDP’yi PKK’nın yanında konumlandırdılar, HDP=PKK’yı toplumun milliyetçi kesimine inandırdılar. Sonra her defasında Millet İttifakına 6’lı değil 7’li diye ısrarla HDP’yi de dahil ederek, sonunda şu çıkarımı yaptılar; “HDP’nin desteklediği adayı PKK destekliyor diye yalanı defalarca tekrarladılar.

Seçim süresince Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nu montaj videolar eşliğinde “PKK bunları destekliyor,

Ülkeyi bölecekler,

Apo’yu serbest bırakacaklar”

15 Temmuz darbecilerini serbest bırakacaklar işe yerleştirecekler

Terör örgütleriyle beraber yürüyorlar, gibi iftiralarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması ve bu iftiralarına milleti inandırması. Bu söylemler vatandaşta milliyetçi duyguları kabarttığı gibi bir korkuda oluşturmuş ve iradesini Erdoğan ve Bileşenlerinden yana kullanmasına neden olmuştur.

Dış Güçler Ve Emperyalist Devletlerin Destek İddiaları: Bu da vatandaşta Milliyetçi duyguları öne çıkartı. ABD, AB ve diğer çevrelerle en çok ilişki içinde olan kendileri olduğu halde, Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nu dış güçler ve devletler tarafından desteklendiği ve hepsinin tek gayesinin “kendilerine karşı dik duran!” Erdoğan’ı devirmek olduğu” gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalanlara milleti inandırması,

Din-İman-Kuran-Ezanı Gibi Manevi Değerlerimizi İstismar Etmek: Gereğini yaşamasa da ülkemizin yüzde 99’u Müslüman ve yüzde 75’i muhafazakardır. Din, İman ve Kuran-ı Kerim’in yasaklarını en çok çiğneyen, en çok istismar eden ve İslam’ın içini boşaltan kendileri olduğu halde, “Ya içki içenler ya alnı secdeye gidenler kazanacak” “Mükerrer cami açılışları cami avlularında miting yapmak” “bunlar diyaneti kaldıracaklar” “ezan dinmeyecek” bunlar “erkeği erkekle evlendirecek” “LGBT fırsat vererek aile yuvamızı tehlikeye atacaklar” gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalan ve iftiralara milleti inandırması,

Chp Zihniyeti Algısını: Kılıçdaroğlu’nun helallik dilemesi, başörtülüleri aday yapması, başörtüsünü yasa güvencesine almak istemesi ve İslami değer ve simgelere saygısını ısrarla belirttiği halde, “CHP'nin  din düşmanı parti olduğu iddiasının ısrarla gündeme tutulması, “seccadeye basma” olayını ısrarla miting alanlarına bilinçli bir şekilde taşınması”  muhafazakar seçmen üzerinde, yıllardır var olan “CHP’nin dine karşı” algısı işlendi ve milletin bu konudaki hafızasının canlı tutulması. Millet İttifakı ve CHP bu algıyı kıramadı.

Vatandaşın Vatan, Bayrak, Yerli Ve Millilik Duygularına Hitap Etmesi: "İmamın keçisi çalınmış imam keçi çaldı"  Politikası uygulandı. Ülkemizde tarım ve hayvancılığı bitiren, tekel tütün, iplik, şeker, kağıt ve diğer üreten tüm fabrikaları satarak veya özelleştirerek her alanda ülkemizi dışa bağımlı hale getiren, 450 Milyar Dolara dış borç yapan, kapı kapı dolaşarak, uluslararası kredi kuruluşlarında dolar cinsinden, yüzde 9 -10larda faizle kredi bulmaya çalışan kendileri olduğu ve Kılıçdaroğlu hukuk ve adaletin sağlanmasıyla 5 yılda 300 milyar dolar yatırım gelecek demesine rağmen “bunlar İngiltere’den 300 Milyar dolar kirli para” getirecek gibi iddialarla Millet İttifakını ve Kılıçdaroğlu’nu suçlaması, bu yalanlara milleti inandırması,

Kutuplaştırıcı, Ayrıştırıcı, Kaba Ve Sert Dil Kullanması: Vatandaş bu dili seviyor. Bir kesim vatandaş, Sakin, latif, yumuşak nazik söylemleri sevmiyor. Erdoğan seçimi kazandığı gece bile, Kısıklı ve Beştepede yaptığı konuşmada bunu terk etmedi. Bahçelinin kullandığı dile bakın aldığı oy yüzde 10.

Seçimin Partimiz ve Millet İttifakı açısında detaylı değerlendirmelerimizi yetkili kurullarımızda detaylı yapılmaya devam ediyor.  Dedi

Neticede, Ülke ve Millet olarak beş yıl daha kaybetmiş olduk.dedi

 




Bu haber 854 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Bölge Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI