Bugun...



MİLLETİN DESTANI 4’ÜNCÜ YILINDA

15 Temmuz 2016’da FETÖ/PDY terör örgütü darbecileri askeri darbe yapma girişiminde bulundu ancak milletin destansı mücadelesi...

facebook-paylas
Tarih: 15-07-2020 05:03

MİLLETİN DESTANI 4’ÜNCÜ YILINDA

15 Temmuz 2016’da FETÖ/PDY terör örgütü darbecileri askeri darbe yapma girişiminde bulundu ancak milletin destansı mücadelesi darbe girişimine engel oldu. 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı milletin destansı mücadelesinin 4’üncü yılına girdik. 15 Temmuz darbe girişimine dair açıklamalar yapan milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve gazetemiz yazarları, “Şanlı bir mücadele sonucunda milletimiz, birlik ve beraberlikle komploları yerle bir etti” dedi. ÖZEL Yağmur ENSARİ DİYARBAKIR - 15 Temmuz gecesi kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi”  olarak tanımlayan FETÖ/PDY terör örgütü mensubu bir grup darbeci tarafından askeri darbe girişiminde bulunuldu. FETÖ/PDY terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in talimatıyla başlayan darbe girişimi, Türk milletinin birlik ve beraberiyle bozuldu. 15 Temmuz gecesi büyük bir destan yazan Türk milleti, darbeci güçlere karşı canları pahasına meydanlarda nöbetler tuttu. FETÖ/PDY’nin kurduğu komplonun bozulduğu tarihi 15 Temmuz mücadelesi 4’üncü yılına girdi. Milletin destansı mücadelesini değerlendiren milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri gazetemiz yazarları 15 Temmuz mücadelesine dair açıklamalarda bulundu. “FETÖCÜ GENERALLER PKK İLE MÜCADELE ETMEMİŞ” AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehdi Eker, darbe girişimine dair şöyle konuştu: “15 Temmuz Milletin yazdığı bir zaferdir. 15 Temmuz hain ve alçak darbe girişimine karşı verilen mücadelede birçok ilkler var.  Devletin özelikle de Türk Silahlı Kuvvetlerinin içine sızan ve milletin kendisine silah sıkan bu alçaklara karşı verilen mücadele bir ilktir. İlk defa bir askeri ve kanlı darbe girişimine karşı dik duran bir Cumhurbaşkanı oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız liderimiz Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla Türkiye’nin dört bir yerinde aziz milletimiz meydanlara inmiş ve demokrasiye olan bağlılığını göstermiştir. Bu da bir ilktir. 15 Temmuz, ülkemiz için tarihin en önemli dönüm noktasıdır. Türkiye’de FETÖ’yü püskürtme yeni bir kapıyı da açtı. En belirgini PKK’yla mücadele. Devletimizin PKK’ya karşı verdiği mücadelede daha iyi sonuçlar alındı, alınıyor. 15 Temmuz’dan sonra PKK’yla mücadelede büyük başarı elde edildi. Türk silahlı kuvvetlerde onca general cezaevine konuldu, ama PKK ile mücadele de büyük bir başarı kazanıldı. Buda bize gösteriyor ki, FETÖ’cü generaller PKK ile mücadele etmemiş. Birçok general tutuklandı buna rağmen başarı elde ettik. 15 Temmuz bütün bu olaylarında deşifre olmasını sağladı. Artık Türkiye’de askeri, darbecilere meydanın bırakmayacağını herkes gördü.” EKER, DARBE GECESİNİ ANLATTI Darbe gecesi mecliste yaşadıklarını anlatan Eker, “15 Temmuz hain ve alçak darbe girişiminde birde kişisel olarak yaşadıklarımız var. Ben o gece Meclisteydim.  Üzerimize bomba ve mermi yağdırıyorlardı. Bütün gece milletimizle birlikte mücadele verdik. Ben 15 Temmuz darbe girişimine karşı dik duran canını hiçe sayarak meydanlara inen aziz milletimize şükranlarımız sunuyorum. Şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyorum. Gazilerimize şükranlarımı gönderiyorum. Onlar canlarını feda etmeseydi. O mücadele başarılı olmazdık. Bu başarının, bu aziz vatanı korumanın bir bedeli vardı. Millet vatan için demokrasi için bu bedeli canıyla ödedi.  Mekanları cennet olsun. Onlar bir tarih yazdı. Bu millet unutmaz, unutmayacak. Allah bir daha yaşatmasın’’ dedi. ERONAT: “CUMHURBAŞKANIMIZ TARİH YAZDI” AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat ise, darbe girişiminin unutulmaz olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: “İnsanın hayatta unutamadıkları vardır. 15 Temmuz’da bunlardan biridir. 4 yıl geçti. Vatan için canını veren şehitlerimizin acıları sanki 4 dakika önceymiş gibi sıcak ve taze. Unutmak mümkün değil. Bugün 15 Temmuz Milli Birlik günü. Öyle kolay olmadı. 251 canımız toprak oldu.  Bütün şehitlerimizi rahmet, saygı ve minnetle anıyorum. Gazilerimize sonsuz şükranlarımı gönderiyorum.  15 Temmuz alçak, hain ve kanlı bir darbe girişimiydi. Demokratik düzenin alaşağı edilmesi hedeflenmişti. Başta liderimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, aziz milletimiz buna karşı dik durmuş ve canı pahasına mücadele etmiştir. O gece Mecliste olanlardanım. Kişisel olarak yaşadıklarımız ve şahitlik ettiğimiz kötü bir geceydi. Milletin üzerine bombaların, mermilerin adeta yağmur gibi indirildiği o gece, Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla meydanlara inen canı pahasına mücadele eden aziz milletimizin tarih yazdığı geceydi aynı zamanda. Bir Çanakkale, bir İstiklal gibi tarihe geçen o gecenin asıl kahramanları milletin ta kendisidir. Dik duran bir Cumhurbaşkanımızla bu millet alçak darbe girişimini engelleyerek tarih yazdı. Allah bir daha yaşatmasın. Bu vesileyle başta 15 Temmuz olmak üzere vatan için canını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun.’’ BAL: “MİLLET CANINI ORTAYA KOYDU” AK Parti Diyarbakır Milletvekili Ebubekir Bal ise, 15 Temmuz mücadelesini şu ifadelerle anlattı:       “Türkiye, darbelerden çok çeken bir ülke. Millet olarak bedelini ödedik. Demokratik düzene karşı yapılan darbelerden biri de 15 Temmuz hain FETÖ darbe girişimi olmuştur. Allah’a şükürler olsun ki, bu millet sayesinde başarılı olamamışlardır. Başta sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere ortaya konulan mücadele ruhu, darbe girişimini püskürtmüştür. Hainler başarılı olamamış ve yaptıklarının cezasını hukuk önünde vermeleri sağlanmıştır. Millet demokrasiye ve siyasi iradeye sonuna kadar canını ortaya koyarak sahip çıkmıştır. Allah bir daha bu ülkeye ve bu millette darbe ve darbe girişimlerini yaşatmasın. Şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.” BOZAN: “FETÖ’NÜN ARKASINDA ABD VAR” 15 Temmuz darbe girişiminin 4’üncü yılını değerlendiren Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, şöyle konuştu: “Bilindiği gibi, ABD, AB Ülkeleri, İsrail, Çin ve Rusya gibi küresel güçler, kendi arka bahçesi olarak gördüğü, gelişmekte olan ülkeleri sömürmek için daima yandaşlarını iktidara getirmeye çalışır veya getirmiş oldukları yandaş iktidarlarda yorulma, yıpranma gördüklerinde ise yeni kadroları getirmenin yoluna bakarlar. Bu yollardan biri de “darbelerdir.” Emperyalist ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde ve Ortadoğu İslam Coğrafyasında “böl parçala ve sömür” politikaları için piyonlarıyla darbe yapma yoluna giderler. Bu hedeflerinden hiçbir zaman vazgeçmezler. Dün, bugün ve yarın da darbe girişiminde bulunacaklardır. Ve ne yazık ki, tarihin her dönemde, “ülkesine ve milletine ihanet eden, ruhen ve bedenen satılmış kişi veya kişiler” olmuş ve olacaktır. Geçmiş darbelere veya darbe teşebbüslerine bakıldığında darbenin arkasında hep NATO ve ABD çıkmıştır. Son darbe girişimi olan Fetö darbe kalkışmasının arkasında da ABD’nin olduğu aşikârdır. Lübnanlı gazeteci İbrahim Musavi: Amerika'da neden hiçbir zaman darbe olmaz? Sorusuna, “çünkü orada darbeleri planlayan bir ABD Büyükelçiliği yoktur” demiştir. Yani bir ülkeyi karıştıracak planlar genellikle o ülkedeki Amerika Büyükelçiliği'nden çıkar.” ‘AK PARTİ HESAP VERMELİ’ 15 Temmuz darbe girişiminin tasarımcısı FETÖ/PDY terör örgütü üyelerinin AK Parti iktidarı tarafından kamunun çeşitli alanlarına yerleştirildiğini iddia eden Bozan, “Yıllardır ABD’nin himayesinde bulunan FETÖ terör örgütünün elebaşı Fethullah Gülen'le 12 yıl boyunca dostluk ve ortaklık yapmış ve her türlü desteği vermiştir. AKP’li yetkililer; Cumhurbaşkanından Milletvekillerine, Bakanlardan Belediye Başkanlarına kadar, hepsi FETÖ terör örgütü elebaşına methiye dizmede, bina ve arsa vermede, Türkçe olimpiyatlarını düzenlemede ve orada, sevgi, muhabbet ve saygılarını açıklamada yarışa girmişlerdi. Referansla, Devletin her kademesine itina ile yerleştirilmiş, neredeyse bütün atamalar onların referanslarıyla şekillenmişti. Darbe sonrasının ilk günlerinde on binlerce kişinin ihraç edilmesi veya tutuklanması bunu teyit ediyor. Bu Bilançodan bir kaç örnek verecek olursak, 81 İl Emniyet Müdüründen 74 tanesi, İçişleri Bakanlığından 41 bin, Milli Eğitim Bakanlığından 33 bin Milli Savunma Bakanlığından 17.500, Adalet Bakanlığından 7 bin personel ihraç edildi veya bir kısmı tutuklandı. Bu on binlerce kişi referansla alınmamış olsa, bu kısa sürede nasıl hemen tespit edilmiştir?” HÜDAPAR: “MÜSLÜMAN HALK BİR DEVRİM YAPTI” Darbe teşebbüsü üzerinden İslami camiaların hedef alınmasını değerlendiren HÜDA-PAR  “15 Temmuz gecesi olanları seyretmekle yetinen bazı kesimler darbeci zihniyetin kendilerine ‘cemaat’ ismi vermelerini bahane ederek bütün cemaat ve İslami camiaların tehlikeli olduğu fikrini ısrarla işlemeye devam etmişlerdir. 15 Temmuz’da Müslüman halk bir devrim yapmıştır. Bu devrimi çaldırmamak en başta hükümetin sorumluğudur. Darbeler döneminin kapanması ve bir daha hiç kimsenin darbe yapmayı aklından bile geçirmemesi için darbeyi engelleyenlerin ötekileştirilerek darbe teşebbüsüne karşı hiçbir şey yapmayıp halkın devriminden kendine pay çıkarmaya çalışanlara fırsat verilmemelidir.” ZEKİ ÖZER: “TÜRKİYE’DE KAOS YARATILMAK İSTENDİ” Gazeteci-yazar Mehmet Zeki Özer, darbeye ilişkin şu ifadeleri kullandı:“ FETÖ/PDY terör örgütü elebaşı Fethullah Gülen ve akıl hocalığını yapan dış güçlerin 2016 yılında yapmaya kalkıştığı darbe girişiminin 4’üncü yılındayız. Demokratik yapının bozulmasından ekonomiye, siyaseten sosyal hayata kadar her alanda Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir kaosa sürüklemek isteyen güçlerin oyunu başarılı olmadı. İslam’ı ve Müslümanları karalama adına İslam’ın değerlerini kullanan dış mihraplar, kendi kazdıkları kuyuya düştüler. AK Parti iktidarını demokratik olmamakla itham eden ve ülkede sözde demokratik bir ortam ve bağımsızlığın oluşmasını istediklerini öne süren cuntacı darbecilerin tek amacı ülkeyi kumpaslarla kaosa sürüklemekten başka bir şey değildi.  Türkiye milleti bu darbeci cuntacılara geçit vermeyerek adeta bedenlerini siper ederek askeri darbeye engel oldular. Bir kez daha belirtmek isterim ki ABD ve diğer dış güçlerin akıl hocalığı yaptığı FETÖ terör örgütü istediğini alamadı. İstediğini alamamanın yanında Türkiye’nin birlik ve beraberlik noktasında güçlü şekilde kenetlenmesine sebep oldu.” VOLKAN ESER: “DEMOKRATİK YÖNETİM RAFA KALDIRILMAK HEDEFLENDİ” Gazeteci Volkan Eser, 15 Temmuz hain darbe girişimine ve milletin mücadelesine dair değerlendirmede bulunarak şu ifadeleri kullandı: “Devletin tüm kılcal damarlarına sinsice sızan Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz akşamı devletin silahlarını millete doğrultmasının üzerinden tam 4 yıl geçti. Demokratik yönetimi rafa kaldırmayı hedefleyen ve bu sinsi emellerini 15 Temmuz 2016'daki kanlı darbe girişiminde 251 kişiyi şehit ederek gerçekleştirmek isteyen FETÖ'nün hain planını şüphesiz ki, siyasi irade ve bu aziz millet engelledi. Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı, Çerkez’i, yaşlısı, genci, kadını erkeği herkes sokaklara dökülerek, bu aziz vatana sahip çıktı. Başkomutan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, ‘İnin meydanlara’ Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında demokrasiye sahip çıkmak için meydanlara inen bu aziz millet, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namlunun önüne durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti. Allah’a şükürler olsun. 15 Temmuz hain darbe girişiminin dördüncü yıl dönümüne girmemiz nedeniyle Türkiye'nin dört bir yanında şehitlerimizi anıyor ve gazilerimize şükran sunuyoruz. Şehitlerimizin ruhu şad olsun. Ben şahsen, FETÖ’nün en etkili olduğu dönemlerde bu alçak ve hainlere karşı kalemini hep sivri tutmuş bir gazeteciyim. Başta dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürü, yani FETÖ’nün etkili isimlerinden Mustafa Sağlam olmak üzere bu hain yapının birçok alçak ve adi isimlerinin hedefi oldum. Allah’ın yardımıyla onlarla girdiğim savaştan zaferle çıktım. Milet olarak aziz vatanımıza el uzatanların elini kırar, dil uzatanların dilini keseriz. Dostta, düşmanda bunu iyi bilsin. Rabbim ülkemize bir daha böyle alçak, hain ve kanlı darbe ve girişimlerini yaşatmasın. Devletimizin başta FETÖ olmak üzere terör örgütlerine karşı sürdürdüğü amansız, kararlı ve samimi mücadeleyi de takdirle karşılıyor ve destekliyoruz. Allah devletimize zeval vermesin.” AY: “FETÖ DARBEDEN ÇOK DAHA FAZLASINI YAPMAK İSTEDİ” Gazeteci-yazar Ahmet Ay 15 Temmuz darbe girişiminde asıl hedefin işgal olduğunun altını  çizerek şöyle konuştu:        “1967’den beri kollanan, sabırla ve sinsice elemanları devletin kurumlarına yerleştirilen, dünyadaki 58 devletten daha fazla bütçeye sahip kılınan, dünyada 3-5 devlet dışında hiçbir devletin erişemediği ülkelerde okulları açtırılan FETÖ, Türkiye’de askeri darbe yapsın diye kurulmadı. 1960, 1971, 1980, 1997’de olduğu gibi NATO bu ülkede istediği zaman askeri darbe gerçekleştirebildi. Bu yüzden FETÖ gibi uzun erimli ve çok yüksek maliyetli bir yatırım sadece darbe yaptırılmak için kurulup kollanmaz/dı. Anlayacağınız 15 Temmuz’da Türkiye’de FETÖ ile bir darbeden çok fazla bir şey yapmak istediler:İşgal. Siz ABD’nin dünya siyasetinde dominant olmadan imzalanan Sykes-Picot’nun ilel ebed Amerika tarafından kabul göreceğini mi sandınız? Amerika, İngilizlerle Fransızların kendi menfaatlerine uygun şekilde dizayn ettikleri Türkiye sınırlarını ömr-i billah kabul edeceğini mi sandınız? O zaman size son bir soru sorayım: 15 Temmuz 2016’daki işgal girişimi milletimiz tarafından püskürtüldükten sonra NATO’da Türkiye’nin müttefiki, Türkiye’nin stratejik ortağı olan ABD, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni parçalamak isteyen PKK’ya (zaten yapmakta olduğu) askeri ve lojistik yardımlarını neden yüz kat, bin kat arttırdı? Amerika Türkiye’yi bu haliyle bırakmayacaktı (bırakmamak için elinden geleni yapmaya devam da edecek) ve bunun için darbe falan yeterli gelmeyecekti. Hangi darbe Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik oldu ki? Darbe, ABD için bir ülkede “yörüngesinden biraz çıkmış iktidarı değiştirmek için basit bir enstrümandır. Ama 15 Temmuz 2016’da FETÖ ile gelen saldırı bir darbenin boyunu fersah fersah aşıyordu.   İHSAN YAŞAR: “EMPERYALİST SÖMÜRGECİLER VE KUKLALARI HESAP VERDİ” Yazar İhsan Yaşar, 15 Temmuz darbe girişimine dair şu ifadeleri kullandı: “15 Temmuz 2016 tarihinde sömürgeci emperyalist devletlerin yardım ve teşviki ile Türkiye' de faşist cunta bozuntuları, terör örgütleri ve işbirlikçileri askeri darbe girişiminde bulundular. Bu hain darbe girişimi, vatansever vatandaşlar, milliyetçi ve yurtsever asker ve polislimizin canları ve malları pahasına göğüslerini siper ederek, bu hayasızca kalkışmaya aslanlar gibi karşı durarak,   hainlere  "DUR!" demişlerdir.   Yüzlerce şehit ve binlerce yaralı bu toprakları kanları ile vatan yapan şehit ataları gibi şahadet şerbeti içerek bir daha mili iradesine, bayrağına ve vatanına sahip çıkarak haine, namerde, kansız soysuzlara göğüslerini siper ederek hainlere gereken dersi vermiştir. Emperyalist sömürgeciler ve onların kukla maşaları bir daha halkın çelikten iradesi karşısında teslim olup hukuk önünde hesap vermek zorunda kalmışlardır. Türkiye Cumhuriyeti tarihini yeniden adlandırırsak bir 15 Temmuz öncesi ve 15 Temmuz sonrası diye de iki ayrı döneme ayırmak gerektiğine inanıyorum. Varsın birtakım işbirlikçi siyasiler " Kontrollü darbe" veya  " Minik darbe "  gibi hırsızın kendini ifşa etmesi gibi malumun ilanını yapsınlar, bunlar ve bunlar gibi zırva söylemlerin halkın nezdinde de hiç bir karşılığının olmadığını biliyoruz. Devlete ve hükümete düşen görev bu necip ve asıl millete yakışır bir şekilde bütün kötülüklerin beslendiği bataklığı kurutmaktır. Eğer bu bataklık kurutulmazsa her zaman sivrisineklerle uğraşmak zorunda kalacak bu da ülkemizin her türlü kaynağının boşuna harcaması sebep olacaktır. 15 Temmuz’da şehit olan başta amcazadem Askeri Çoban ve diğer bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle anarken gazilerimize de sağlık, sıhhat ve huzur diliyorum.” GÜCÜM: “15 TEMMUZ SONRASI YENİDEN İNŞA SÜRECİ BAŞLADI” Darbe girişimini depreme benzeten yazar Tarık Ziya Gücüm, şunları söyledi: “Bir işgal girişimi olan bu habis tümör, 15 Temmuzda yüzlerce şehit bedel verilerek,  ameliyat edildiğinde, ülkeye verdiği zararın büyüklüğü ancak görülebildi. Aslında bu tür müdahaleleri, merkez üssü yeryüzüne çok yakın olan şiddetli bir depremlere benzetebiliriz. Takdir edersiniz ki, Depremin merkez üssü, yeryüzüne ne kadar yakın olursa, etki alanı da o kadar geniş olur. 15 temmuz, merkez üssü, yeryüzüne (Devletin merkezine) en yakın noktada olduğundan, tahribatı da o oranda büyük oldu. Jeolojinin alanına giren depremlerin, artçı şokları, depremden sonra kısa bir süre devam ederken, siyasi depremlerin artçı şokları, asrı aşan zamanlara yayılabilir. Zira jeolojik depremin enkazını, en geç birkaç yıl içinde kaldırıp yerine yeni ve daha sağlam bir yapı inşa edebilirsiniz. Lakin siyasi ve idari bir depremin yıkıntıları üzerine yenisini ve daha sağlamını inşa etmek asırlar alabilir. Öyle ki, 15 Temmuzdan sonra neredeyse, Devlet yeniden bir inşa sürecine girdi. Devletin bürokrasisi, ordusu, tüm kurumları öyle bir darbeye maruz kaldı ki, ortaya çıkan manzara, bir enkazdan, yeniden bir Türkiye yaratma mücadelesine dönüştü. Bu inşa süreci, binlerce yıllık köklü dinamiklerle yoğrulmuş kadrolarla, Yeni ve güçlü bir Türkiye oluşturma yolunda, çok büyük bir enerji ile geleceğe yol almaktadır. Evet, Tarihimizin en önemli kırılma noktalarından biridir 15 Temmuz. Geriye dönüp baktığımızda, tam 23 yıl sonra 15 Temmuz da, devreye sokulacak projenin yol haritasının 28 Şubatta çizildiğini görüyoruz. 28 Şubat ta, ülkenin Silahlı kuvvetlerinin yanında, Silahsız kuvvetlerinin de etkin rol aldığı müşahede edildi. FETÖ, bu post modern darbenin en etkin silahsız gücü konumundaydı. 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 23 bin 848 kişiye, FETÖ üyeliğinden adli ve idari işlem yapıldı. Bu rakam neredeyse, Avusturya ordusu ile denk, söz konusu 28 bin 848 rakamı, Türkiye’nin 15 Temmuz’da nasıl bir yıkımın eşiğine geldiğini göstermesi açısından önemlidir.” HALİT TUNÇ: “15 TEMMUZ ORTADOĞU’DA TÜRKİYESİZ DÜZEN KURMA PROJESİYDİ” 15 Temmuz darbe girişiminin komplolarla dolu bir girişim olduğuna dikkat çeken Halit Tunç, “15 Temmuz darbe girişimini siyasilerin, onu aralıksız biçimde ideolojik malzeme yapan partilerin, kimi yazar-çizerlerin toplumu kamçılama, bir kesimi terbiye etme gerekçesi olmaktan kurtarıp, sosyal, bilimsel, uluslararası boyutunu tartışmamız lazım. 15 Temmuz sadece Ak Parti iktidarını devirme, Erdoğan’dan kurtulma operasyonu değildi.  Başta Amerika olmak üzere Ortadoğu’da Türkiyesiz bir düzeni kurma projesiydi” diye konuştu. “KUŞATMACI VE İŞGALCİ BİR PROJE UYGULANACAKTI” Darbe girişiminin gerçekleşmiş olması durumunda olabilecekleri anlatan Tunç, şu ifadeleri kullandı: “ 35 yıllık meslek deneyimlerime dayanarak şunu özetleyebilirim; Eğer 15 Temmuz hain darbe girişimi gerçekleşmiş olsaydı. (Pentagon belgeleri mutlaka açıklanacak) Mısır'da 3 Temmuz 2013'te yaşanan askeri darbesinden daha farklı, daha ağır, kuşatmacı, işgalci bir proje uygulanacaktı.  Öncelikle Türkiye’nin ekonomik, siyasi, askeri, diplomatik, eğitim, sağlık sistemi bloke edilecekti. Kaynaklarına el konulacak ve nefes alamaz duruma getirilecekti.  ABD, İsrail gibi ülkelerin belirlediği çizgide, sınırda kalacaktı. 3. sınıf, bütün değerlerini yitirmiş, tarihine, kültürüne yabancı/düşman, hedeflerinden uzaklaştırılmış, öz güvenini yitirmiş, eğitimden, bilimden uzak,  sosyolojik genleri operasyona uğramış bir toplum inşa edilecekti. Çok dilli, çok kültürlü, çok renkli bir Türkiye sloganıyla, etnik siyaset yapan partiler desteklenecekti. Sonrasında Osmanlının ‘’aynı ümmet’’ kavramına düzenlenen büyük operasyonun modern ve 2’inci versiyonu Türkiye’ye uygulanacaktı. Tıpkı Arapların Osmanlı’ya karşı verdiği savaşın benzerine tanık olacaktık.  Etnik çatışmalar için oluşturulan zeminle PKK sahneye sürülecekti. Günümüzde siyasiler, bolca FETO odaklı açıklamalar yapıyor. Oysa FETO burada sırdan bir aracı enstrümandı.  Bana göre toplumun büyük fotoğrafı görmesi engelleniyor.  Bu ülkedeki toplum bilimciler 15 Temmuz yeterince konuşmuyor, tartışmıyor, araştırmıyor.  15 Temmuz darbe girişimi siyasi arenaya terk edilmeyecek kadar çok daha büyük,  çok kapsamlı, derinliği olan global bir operasyondur.” AKTAŞ: “DARBECİLER BAĞIMSIZLIĞA GÖZ DİKTİLER” Yazarlarımızdan Ramazan Aktaş ise darbe girişimine dair şöyle konuştu:  “Topraklarımız üzerinde alçakça emelleri olanlar ülkemizde kaos ve kargaşa ortamı yaratmak isteyerek bağımsızlığımıza göz dikmişlerdi. 15 Temmuz darbe girişimi bu planlarının eseridir. Bu güçlerin devşirip büyüttükleri ve en büyük becerisi haktanmış gibi görünerek devletin tüm kurumlarına binlerce adamını sızdırdıkları FETÖ Terör örgütü ile yapmak istediler. Tanklarla sokakları tuttular. Uçak ve helikopterlerle hava sahasını kontrol ettiler. Onlara göre her şey tamamdı. Her şey planladıkları gibi işliyordu fakat hesaba katmadıkları bir şey vardı. Hesaba katmadıkları şey halkın gücüydü. Katmadıkları için de kendilerini çok güçlü hissettiler. Kâbe’ye filleriyle saldıran Ebrehe güçlüydü fakat küçücük kuşlar güçlü fiillerini ve ordusunu yok etti. Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi halk Ebabil kuşları misali darbecilerin silahlarına göğüslerini gererek oyunlarını boşa çıkardı. Demokrasi vadedip Irak, Suriye ve Libya’yı talan edenlerin planlarını kursaklarında bıraktık ve gece dost düşman herkes bir kez daha gücümüzü gördü. Bu uğurda canlarını veren demokrasi şehitlerimize de Yüce Allah ‘tan rahmet diliyorum... Ne zaman 15 Temmuz’dan bahsedilse aklıma Millî şairimizin şu dizeleri gelir. Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.” ASLAN: “İSLAM GÖRÜNÜMLÜ CIA PROJESİ KAYBETTİ” Darbe gecesi milletin eşi benzeri görülmemiş direnişini ve darbenin asıl yaratıcılarını anlatan Gürkan Aslan, “15 Temmuz 2016 tarihinde tarihin en büyük ihanet girişimlerinden biriyle geceye girdik. Tarihimizin son 100 yılı ihanet ve şer girişimleriyle dolu. 1908, 1960.1980.28 Şubat ihanetleri gibi. Hepsinin bedeli ağır oldu, millet olarak maalesef bu hain guruplara teslim olduk. Çok şükür ki 15 Temmuz’da bu kez kazanan millet ve milli irade oldu. Bu gece halk, kendini tanklara, uçaklara, kurşunlara siper etmemiş olsaydı bugün çok farklı bir ülke tablosu karşımızda olacaktı. Bütün darbelerin gayesi millet iradesini bertaraf etmek olur ama bu hain girişimin çok daha sinsi hedefleri vardı. Millet, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir direnişle destan yazdı. Kazanan milletin destansı mücadelesi oldu, kaybeden ise Amerikan güdümündeki İslam görünümlü CIA projesi oldu. Amerikan ilk kez bu topraklar üzerindeki sinsi bilek güreşini kaybetti. Bu vesile ile hainlere karşı zafer kazanan milletimizin kutlu mücadelesini saygı ile anımsayarak aziz şehitlerimizi rahmetle anıyorum” dedi. SEVGİLİ: “15 TEMMUZ HIYANET GİRİŞİMİDİR” Darbenin bir hıyanet girişimi olduğunu vurgulayan Abdurrahman Sevgili, şöyle konuştu: “Darbe girişimi, Türkiye siyasi tarihinde 12 Eylül 1980 askerî darbesinden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ilk askerî darbe teşebbüsü olarak kayıtlara geçti. Bu hain darbe girişimi, başarısız olmasına rağmen, bize pahalıya mal olmuş, birçok bedel ödetmiş bir hıyanet girişimidir: Birçok insanımızı kaybettik ve binlercesi yaralandı. Külliye ve Meclis dâhil birçok yer bombalandı. Can kaybının yanında, maddi  manevi birçok tahribat yaşandı. Ancak, hamdolsun yerli ve yabancı ne kadar hain varsa, hepsinin bu direniş ve bu muazzam vatan savunması karşısında hüsrana uğramaları, kötü emel ve hayallerini yerle bir etmiş, kalplerine korku ve ümitsizlik yerleşmiştir. Bizde bu birlik, azim ve mukaddesata bağlılık olduğu sürece, muvaffakiyet kaçınılmazdır Allah’ın izniyle. Bize düşen görev, dosdoğru bir şekilde, istikamet üzere birlik ve beraberliğimizi sürdürmek, dost ve düşmanımızı, hain ve sadık insanımızı doğru bir şekilde tanımak ve gereğini ona göre yapmaktır. Tarih tekerrür den ibarettir. Ancak tarihten ve olaylardan doğru dersler çıkarmak zorundayız. Doğru ders çıkarmak içinde olayları iyi okumak, iyi tahlil etmek durumundayız. Böyle olduğu zaman, tarih çabuk çabuk tekerrür etmez Rabbimin keremiyle.”   “DARBE BAŞARILI OLSAYDI 10 BİNLERCE İNSAN CEZALANDIRILACAKTI” Eyüphan Kaya, darbe girişiminin 4’üncü yılına dair şunları söyledi: “Kendimizi tanıyalı ara ara bu tür haksız müdahalelerle hep sivil yönetime gözdağı veriliyordu, bir NATO ülkesi olan devletin ordusu da icazeti karanlık dünya devletlerinden alarak bu oyunları planlıyordu. Bu defa sert kaya çarptılar, ortada darbeyi gerektirecek bir durum yoktu. Tam tersine ülkenin durumu iyiye gidiyordu ve iktidar partisi zındıka komitesinin kırmızıçizgisini basmış tabiri caizse boynuz kulağı geçmişti. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı, 10 binlerce insanımız bir gerekçe ile imha edilecek, cezalandırılacaktı. Cumhurbaşkanımız dünyaya seslenerek BM’ler örgütüne “dünya beşten büyüktür” deyip meydan okumuş, İMF’ye borcumuz bitiyordu. O gece Genelkurmay başkanı Hulusi Akar etkisiz hale getirilmiş, cumhurbaşkanını havada imha etmenin yollarını alıyorlardı. Motivasyonunu Ezan, Sala, Tekbir, Vatan ve Bayraktan alan halk iradesine sahip çıkmış ve emsali görülmemiş bir destan yazdı. Kimse şehitlerimize demokrasi şehidi deyip ruhlarını acıtmasın. Ordunun içinde oluşan ve FETÖ yapılanması olarak adlandırılan bu terör örgütünün bu kadar gaddar olacağını hiç kimse hesap etmemişti, onlar da halkın bu düzeyde tepki gösterebileceğini düşünememişlerdi.” “HERKES KORKUSUZCA MEYDANDAYDI” 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye’de olduğu gibi Diyarbakır’da da büyük bir mücadele verildiğine dikkat çeken Kaya, “Memleketimizi paymal etmekten kurtaran vatandaşlarımıza minnettarız, şehitlere rahmet, gazilere sıhhat selamet diliyoruz. Gerçi o gece hepimiz meydanlardaydık ve ölüm korkusunu hiç kimsenin aklına geldiğine inanmıyorum. O gece Diyarbakır’da HÜDA-PAR’ın tavanıyla tabanıyla Ak Parti il başkanlığının önüne herkesten önce gelmesi unutulmaması gereken bur vakadır.15 Temmuz milletin bayramıdır, devlet bu günü sahiplendikçe memleketin has evlatlarından çok münafıklar vitrinde gözükmeye çalışacak, bunu da bilmekte fayda var diye düşünüyorum.”   “DARBECİLERE OSMANLI TOKADI İNDİRİLDİ” Öz Sağlı-İş Diyarbakır İl Başkanı Taşkın Çulcu, şu ifadeleri kullandı: “15 Temmuz akşamı basın organlarında menfur darbe girişimi haberlerinin yer almasıyla, Sayın Cumhurbaşkanı'mızın halkı darbeye karşı sokağa davet etmesiyle Genel Başkanımız Devlet SERT Bey'in talimatıyla Öz Sağlık-iş Sendikası olarak, ülkemiz genelindeki üyelerimizle demokrasi mücadelesinde Sayın Cumhurbaşkanı’mızın yanın yer aldık. Cumhurbaşkanı'mızın davetine hiç tereddütte kapılmadan icabet ederek, devletinin, milletinin yanında yer alan güvenlik güçleriyle birlikte bu hain darbe girişimini ve bundan sonra olabilecek girişimlerin ülkemizde başarıya ulaşamayacağını gösteren bir dayanışma ortaya çıkması şerefine mazhar olduk. Sabahlara kadar demokrasi nöbeti tutulmuş darbecilere ve onların dış destekçilerine 15 Temmuz’da tam bir Osmanlı tokadı indirilmiştir. Bu zaferde en büyük pay sahibi olan şehitlerimize ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM. Yüce Rabbim gazilerimize uzun ömürler nasip eylesin. Bütün dünya ve onların işbirlikçileri bilsinler ki bizler darbelere karşı Cumhurbaşkanı'mızın her daim yanında olacağız. 15 Temmuz "Demokrasi ve Milli Birlik Günümüz" kutlu olsun.”    



Bu haber 103 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI