Bugun...



Ne pahasına olursa olsun toplumla dertlenmeye devam edeceğiz

Diyarbakır'da verecekleri konferans yasaklanan Köklü Değişim Medya ve köklü değişim medya yazarı Abdullah İmamoğlu, "Ne pahasına olursa olsun toplumun dertleriyle dertlenmeye devam edeceğiz" dedi.

facebook-paylas
Güncelleme: 31-01-2023 00:33:32 Tarih: 31-01-2023 00:03

Ne pahasına olursa olsun toplumla dertlenmeye devam edeceğiz

Köklü Değişim Medya  yapmak istediği "Toplumsal Çürümüşlük ve Çözüm Önerileri" başlıklı konferansı Diyarbakır Valiliği tarafından izin verilmedi. Köklü Değişim Medya yazarı Abdullah İmamoğlu, yasak kararını anlamadığını belirterek duruma tepki gösterdi. 10 yıldır çalışmalarına Köklü Değişim Medya bünyesinde sürdüren, tefsir ve fıkıh dersleri programı sunucusu, ilahiyatçı, 3 çocuk babası Abdullah İmamoğlu, yasak kararını ve çalışmaları hakkında sorularımızı yanıtladı.

29 Ocak'ta yapmayı planladığınız konferansın yasaklanmasına konusunda ne düşünüyorsunuz?

Şimdi 28 Ocak tarihinde sivil toplum kuruluşları medya temsilcileri kanaat önderlerin ile bir araya geldiği bir söyleyiş yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirecektik, ama onun öncesi de Pazar günü tertip edeceğimiz planlandığımız yapmaya düşündüğümüz konferansımız valiliğin güvenlik gerekçesi kararı ile iptal edildi haberini aldık. Tabi biz söyleyişi iptal edeceğini düşünmüyorduk ki tam söyleyişe bir iki saat kala söyleyişinin de bu iptal kapsamına girdiği haberini emniyet güçleri bizlere ulaştırdı. Tabii asıl itibarı bunu ciddi manada üzüntüyle karşılıyoruz. Yani şunu ifade edelim bunu özelikle altını çizmek istiyorum bugüne kadar Köklü Değişim ‘in yapmış olduğu konferanslarda hiçbir anarşi hiçbir terörize eylemine tanık olmamıştı emniyet güçleri. Bilakis emniyet güçleri bize bu tür pragmalarda sonra suhuletle sona erdiği için teşekkürlerini bildirmişlerdi. Hatta basın toplantılarda sonra 'Keşke herkes sizin gibi bir basın toplantısı yapsa' diye bir de teşekkür etmişler. Dolaysıyla bunu göz önüne aldığımız zaman valiliğin hiçbir gerekçe göstermeden iptalini bu anlamda esefle kınıyoruz ve esefle karşılıyoruz. Ancak daha üzücü olanı ise, biz peygamberler ve sahabeler şehri olan bu topraklarda, bu diyarda toplumun içerisinde bulunduğu çöküşle alakalı çözümleri konuşmak istiyor olmamıza müsaade edilmememmiş olmasıdır. Şimdi takdir edersiniz ki her türlü fuhşiyatı her türlü münkeratın işlen bildiği yapılabildiği yâ da konuşulabildiği bir ortamda İslam’ın hükümlerinin konuşulmasına müsaade edilmiyor olması bizi daha çok üzmüştür. Yani o kadar ki her türlü fuhşiyatı yani bundan birkaç ay önce Diyarbakır’da bir konser verilmesine müsaade edilmiş, ahlaksızca bir konserin verilmesine iznin verildi. Biz ise gençlerin içerisinde düştüğü bataklıktan ya da param parça olmaya yüz tutmuş ailelerde alakalı dertlenmemize dahi müsaade edilmedi. Yani bu bizim için çok üzücü oldu. Dolasıyla yakın bir örnekten en az konuyu bağlamış olalım. Kur'ana yönelik saldırlar ilişkin bir kınama mesajları yayınlanıyorken hemen bunun yanı başında Kur'an’ın hükümlerinin toplumsal meseleler ilişkin çöküntüye ya da en az maruz kaldığımız tehlikeler alakalı Kur'an'ın hükümleri açıklaması müsaade edilmiyor olası da ciddi manada bir çelişki arz ediyor. Dolasıyla valiliğin almış olduğu bu kararı ciddi manada kınıyoruz, katılmadığımızı burada kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Ama bizi daha çok üzen ise her şeyin konuşulmasına müsaade edip’ de toplumsal problemlere ilişkin İslami çözümlerin konuşulmasına müsaade edilmemiş olmasıdır.

 NE PAHASINA OLURSA OLSUN TOPLUMUN DERTLERİYLE DERTLENMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Valiliğini almış olduğu yasak kararının siyasi iktidarın bir mesajı olarak görüyor musunuz? Yoksa başka bir nedenden kaynaklandığını mı düşüyorsunuz? Daha önce başka illerde yaptığını benzeri etkinliklerin yasaklanmasıyla karşılaştınız mı?

 

Biz İstanbul’da Ankara’da Adana’da Bursa’da ve Konya’da bir dizi konferansalar gerçekleştirdik hem de çok ciddi katılımlar, yüksek katılımlarla geniş katılımlarla gerçekleştirdik ve hiçbir zaman böyle bir yasaklama ile karşı karşıya kalmadık. Az önce ifade etiğim gibi ne var ki böyle yasaklamanın muhtemelen İslami çözümlerin konuşulmasına müsaade edilmemesi alakalı yani toplumun içeresinde bulunduğu bu çöküntüye mukabil İslam’ın çözüm önerilerin olduğun gerçeğin konuşulmasına izin   vermiyorlar. Tabii bunun siyasi yönünü olduğunu da düşünebiliriz, ama esas şuna bakmak lazım: nihayetinde bu toplumum -altını çizerek söylüyorum- dertleri ile baş başa kalınsın isteniyor. Bu toplum bizim toplumuz, bugün elimizin avucumuzun içerisinde kayıp giden gençler bizim gençlerimiz, bugün paran parça olan aileler bizim ailelerimiz. Ve biz diyoruz ki: Köklü Değişim olarak biz aileyi, toplumu gençleri dertleri ile baş başa bırakmayacağız, onların derdi bizim derdimiz olduğu desturu ile toplumla buluşmak dertleşmek istiyoruz. Ama hangi sebepten ötürü olursa olsun siyasi yönüyle ya da en azında mahalli açında hangi kasıtla olsun, engellenmesi bizim toplumla dertleşmemiz önüne konmuş bir engel olarak görüyoruz. Ve ne pasına olursa olsun onların bütün zorlamalarına ve bütün engellemelerine rağmen toplumun dertleri ile dertlenmeye devam edeceğimizi sizin aracılığı ile duyurmak istiyoruz.

'ÇÖZÜMSÜZ OLMADIĞIMIZIN FARKINDAYIZ'

Konferansınıza yasak getirildi, burada Diyarbakır'a bir mesajınız var mı?

                                                                                                     

Biz aralık ayının sonlarına doğru bir basın toplantısı ile İstanbul’da böyle bir kampanyayı başlatıldığımız duyurusunu yaptık. Allah’a hamdu senalar olsun kampanyamızın mutu şu: Toplumsal çöküşler, sorunlar ve çözümler. Bu başlık çerçevesinde sadece konferanslar değil, az önce ifade ettiğim gibi Diyarbakır’da yasaklanan söyleyişi tarzı programlar, etkinlikler, yine paneller broşür bastırdık. Yine STK’lar ileteceğimiz özel kitapçıklar bastırdık ve biz bu toplumsal çöküşü sorunlar ve çözümler başlığında başlatıldığımız kampanya çerçevesinde yaşadığımız problemlere ilişkin İslam’ın çözümlerinin olduğunu göstermek istedik. Sizler aracılığıyla şunu duyurmak istiyoruz: Biz yaşadığımız bir çöküntünün farkındayız biz maruz kaldığımız tehlikenin farkındayız, ancak bizler çözümsüz Olmadığımızın farkındayız.  Yani İslam dini hayatın tamamına hitap eden sözü olan bir hayat nizamıdır. Sadece oturma adabı ilişki olan sözü bir din değil yâda namazı nasıl kılınacağı ilgili sözü olan bir din değil, zerresinden köresine kadar gençlikle ilgili bir problemlerimize aile ilgili problemlerimize toplumsal manada yaşadığımız problemlere ilişkin çözümler olan bir din olduğunu, her şeyden önce ifade etmek istiyorum. İşte biz bu kitapçığımızdan gençlik probleminin neler olduğunu ve çözümlerini neler ihtiva ettiğini ifade ettik, yine aileyle ilgili yine toplumla ilgili problemlerin neler olduğunun sorunları tespit etik, ortaya koyduk. Bu sorunların neden kaynaklandığını ifade etik belki yeri gelmişken ifade etmekten fayda var. Bugün yaşadığımız toplumsal çöküşün esas müsebbibinin kapitalizm ve türevlerin olduğunu ve yine demokratik laik düzen ve onun türevleri olan yasalar ya da kanunlar olduğundan bu kitapçığımızda ısrarla ifade etik işte. Belki de bu hakikatleri haykırmasına engel olmaya çalıştılar. Ama şöyle bitirmiş olalım: Ne pahasına olursa olsun bütün engellenmelere rağmen bütün engel olmalarına rağmen, biz toplumuzun dertleri ile devam edeceğiz ve esasi müsebbibi kapitalizm ve türevlerini olduğun haykırmaya devem edeceğiz.

Toplumsal çöküşün Diyarbakır’a yaratığı vahim sonuçları ortada Diyarbakır’a bir çağrınız var mı?

                                                                           

 Tabii nihayet toplumsal bir çöküşün olduğu gerçeği hareketle şunu ifade etmek istiyorum. Maalesef bunun Diyarbakır, Ankara, Antep, İstanbul, Edirne, Kars ya da biraz daha dışarıya gidelim. Ortadoğu'da, uzak Asya ülkelerin arasında bir fark söz konusu. Az önce ifade etiğim gibi üzerimize tatbik eden nizam gayri İslami ise ve fıtrata uygun değilse bu içerisinde yaşanan insanlar bozması kadar doğal bir şey yoktur. Dolaysıyla benim Diyarbakır’a halkına vermek istediğim özel mesaj şu: Şayet biz Allah’ın razı olduğu bir ortama Allah’ın razı olduğu bir topluma yeniden dönmek ve bir dönüş gerçekleştirmek istiyorsak ve bu ancak İslam’ın hükümlerin yaşaması ile mümkündür ve yine Diyarbakır halkına seslemek istiyorum ve genelde tüm insanlığa ve hata ancak fıtrata uygun olan yegâna İslam’dır .

 

Mehmet Zeki ÖZER   




Bu haber 2388 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
nöbetçi eczaneler
HABER ARA
YUKARI YUKARI