Bugun...



‘UYGULAMALAR KALICI KORKU İKLİMİ YARATTI’

Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle hayata geçirilen uygulamaları eleştiren Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen,...

facebook-paylas
Tarih: 06-04-2018 07:48

‘UYGULAMALAR KALICI KORKU İKLİMİ YARATTI’

Olağanüstü Hal ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle hayata geçirilen uygulamaları eleştiren Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, yapılan uygulamaların, toplumun tüm kesimlerinde kalıcı korku iklimini yarattığını söyledi. Salih YEŞİL Diyarbakır Barosu avukatları, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamada avukatların, “bağımsız yargı”, “OHAL kaldırılsın”, “hukuk devleti”, “savunmaya özgürlük”, “demokrasi” ve “adalet” dövizlerini taşıdığı açıklamada, “Bir Avukatlar Günü’nü daha, ağır hukuki, siyasi ve toplumsal krizlerin yaşandığı bir ortamda karşılıyoruz.” dedi. OHAL nedeniyle yaşanan kısıtlamaların ve toplumsal kutuplaşma nedeniyle avukatlık faaliyetlerinin yürütülmesinin zorlaştığı belirten Diyarbakır Barosu Başkanı Özmen, Avukatlar Günü’nde yalnızca yargı ve hukuk sisteminin yaşadığı sorunları ve sorunların çözümüne ilişkin önerileri paylaşmak istediklerini vurgulayarak, “Ancak son yıllarda ülkemizde yaşanan olumsuz gelişmeler sadece hukuk alanında değil, toplumsal yaşamın tamamında yeni sorun alanları yaratmıştır.” ifadesini kullandı. ‘TOPLUMUN İHTİYACI OLAN YENİ ANAYASADIR’ Türkiye’de yaşanan siyasal, hukuki ve toplumsal krizlerin altında yürürlükte olan Anayasa’nın yattığına dikkati çeken Diyarbakır Barosu Başkanı, demokratik ve çoğulcu yeni bir Anayasa yapılması önerisinde bulunarak, “16 Nisan 2017 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği bir darbe ürünü olan ve toplumun ihtiyaçlarını karşılamayan, bundan dolayı da defalarca değişikliğe uğrayan 1982 Anayasası’nın ruhunu sürdürmeye devam ettirmektedir. Oysa toplumun ihtiyacı olan anayasa, toplumsal sorunların çözümünü önceleyen demokratik, sivil ve kuvvetler ayrılığını esas alan yeni bir anayasadır.” diye konuştu. Demokrasi ve sivil siyaset yönelik müdahale girişimlerine karşı durduklarını tekrarlayan Özmen, OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle yapılan uygulamaların toplumun tüm kesimlerinde kalıcı korku iklimini yarattığını kaydederek, Özmen, “Bu korku ikliminde vatandaşların temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edilmesinden, sendikal özgürlük ve çalışma hürriyetlerinin elinden alınmasına varacak kadar geniş bir antidemokratik alan yaratılmış olup, bu ortamdan neredeyse herkes muzdarip bir duruma düşmüştür. Yazılı, görsel ve sosyal medyanın resmi ideolojiyle uyumlu olması anlayışının dayatılması ve aykırı ya da muhalif en alt düzeyde bir sesin dahi bastırılarak kamu otoritesiyle susturulması hukuk devletinin nitelikleriyle taban tabana zıt bir durum yaratmıştır.” şeklinde konuştu. ‘ADİL YARGILANMA HAKKI İHLAL EDİLİYOR’ Kanun Hükmünde Kararnamelerle TBMM’nin yasama yetkisinin elinden aldığını savunan Özmen, bu durumun parlamenter sistem ve kuvvetler ayrılığı ilkesiyle bağdaşmadığını vurgulayarak, devletin koruma ile yükümlü olduğu hak ve özgürlüklerin OHAL ortamında by-pass edildiği tespitinde bulundu. Konuşmasında, adil savunma hakkı ve savunma hakkı ve özgürlüğünün kısıtlandığına işaret eden Özmen, müvekkil - avukat görüşmelerinin kısıtlanması, görüşmelerin kayda alınması, 14 güne varan gözaltı uygulamaları, avukat ile görüş yasağı ve duruşmalarda avukat sınırlaması gibi uygulamaların halen devam ettiğini aktararak, bu durumun savunma hakkı ve özgürlüğü ile adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini kaydetti. ‘HÜKÜMET GEÇMİŞTEKİ HÜKÜMETLERLE AYNI NOKTAYA GELDİ’ Kürt sorununun çözümü konusunda hükümete eleştirilerde bulunan Özmen, 2015’te başlayan çatışmalı süreçle birlikte Kürt meselesinin yeniden çatışmalı sürece itildiğine değinerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “2002 yılında iktidara gelen hükümetin söz ve taahhütlerinin aksine meselenin çözümüne yeniden güvenlikçi politikalarla yaklaşılmaya başlanmıştır. Her ne kadar 2013 yılında çözüm süreci ile başlayan Kürt meselesinin diyalog ve müzakere yöntemleriyle çözülmesi iradesi, başta toplumun tüm kesimlerinde heyecan ve beklenti uyandırmışsa da, hükümetin geçmişteki acı tecrübelere rağmen kendinden önceki hükümetlerin uygulamalarıyla aynı noktaya gelmesi toplumun çözüm konusundaki umut ve beklentisini ortadan kaldırmıştır.” ‘ÇÖZÜM DİYALOG VE MÜZAKEREDEDİR’ Geçmiş tecrübelere atıfta bulunarak güvenlikçi politikaların Kürt Meselesine katkı sağlamayacağı belirlemesinde bulunan Özmen, şöyle konuştu: “Her koşulda ve her süreçte belirttiğimiz üzere; Kürt Meselesinin yegane çözümünü, sorunun şiddet ve güvenlikçi politikalardan arındırılarak, diyalog ve müzakere kanallarının güçlendirilmesiyle mümkün görmekteyiz. Bugün toplumun tüm kesimlerinde benzer yeni bir sürecin başlatılmasına yönelik beklenti bilinen bir realitedir. Bu sebeple her türlü siyasi kaygıların bir tarafa bırakılarak bu can yakıcı meselenin çözümü konusunda diyalog ve müzakereyi önceleyen her türlü adımın atılmasının gerekliliğini bir kez daha vurgulamak isteriz.” ELÇİ CİNAYETİNİN AYDINLATILMASINI İSTEDİ Konuşmasında görevi başında katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi anan Özmen, “Bizler Diyarbakır Barosu olarak her 5 Nisan’ı buruk karşılayacağız. Tahir Elçi’nin aramızda olmayışı bizleri sadece hüzne boğmuyor, aynı zamanda faillerinin tespit edilmemesi de öfkemizi her geçen gün büyütüyor. Ne yazık ki Tahir Elçi’nin isminin verildiği parkların dahi isimlerinin değiştirilmesi ve soruşturma dosyasının kamuoyu gündemden düşürülmesi Tahir Elçi’yi ve savunduğu değerleri unutturmaya yönelik çabalardır.” Diyerek, Elçi cinayetinin aydınlatılması çağrısında bulundu. Avukatların hukuk sistemindeki rollerinin önemi üzerinde duran Özmen, avukatların tarih boyunca, hukukun gelişimine paralel olarak barışın, özgürlüğün, eşitliğin ve adaletin savunucuları olduğunu söyleyerek, “Bu sebeple avukatlar hak arama özgürlüğünün,  savunma hakkının, hukuk devletinin ve demokrasinin de en temel güvencesidir.” ifadesini kullandı. “Bireylerin yargı organları önünde kendilerini savunma ve haklarının teminat altına alınması için rahatlıkla avukata ulaşamadığı, avukatın her türlü baskı ve endişeden bağımsız olarak mesleğini icra edemediği bir atmosferde hakkın tesisi ve adaletin tecelli etmesi ile birlikte adil yargılama hakkından söz edilemez.” diyen Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen,  Diyarbakır Barosu’nun savunduğu değerler gereği her zaman hak ve özgürlükleri ihlal edilen, adaletsizliğe uğrayan mağdurların yanında olduğunu ve bundan böyle de olmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.



Bu haber 60 defa okunmuştur.


Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER Diyarbakır Haberleri

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI YUKARI