Bugun...


Abdulsamet Özer

facebook-paylas
DOĞRULUK
Tarih: 15-01-2021 00:01:00 Güncelleme: 15-01-2021 00:01:00


Yalancılık ne kadar kötüyse, doğruluk da o kadar iyi, güzel ve faziletlidir. Peygamber efendimize olgunluğun alameti sorulduğunda (Doğru konuşmak ve doğrulukla iş yapmaktır) buyurmuştur. Sadakat hakkında İslam âlimleri “En güzel amel doğruluk, en çirkini de yalancılıktır” buyuruyorlar. Her şeyin başı doğruluktur. Her işin nizam ve intizamı doğruluk iledir. Kişi doğru olursa doğrulukta onu bulur. Dünyada doğru insan görmedim diyen; eğer kendisi doğru olsaydı, doğru olanları bulurdu. Tehlikenin doğruluk içinde olduğunu görseniz de, doğruyu arayınız! Çünkü doğrulukta kurtuluş ve selamet vardır. Ayrıca münafıklığın alametlerine de burada değinmek isterim. Ebu Davud’dan nakledilen bir Hadis-i Şerif’te, Şu üç şeyden biri kimde bulunursa, o kimse, namaz kılsa da, oruç tutsa da münafıktır: Yalan söylemek, sözünde durmamak, emanete hıyanetlik.

Doğru, yani sıddık olabilmek için: Doğru sözlü olmak gerekir. Zaruret olmadıkça tarizli ve imalı konuşmamalıdır. Büyüklerden biri zalimlerden kaçıp, Habib-i Aceminin bir odasına girip saklandı. Zalimin zulmünden kurtulmak için yalan söylemek caiz olduğundan, “Soran olursa yok dersin” dedi. Biraz sonra zalimler gelip sordular: “İçerde...” diye cevap verdi. İçeriyi iyice aradılar. Bulamayıp oradan ayrıldılar. “Niye böyle yaptın?” diye sordu. Habib-i Acemi, “Yalan söyleseydim, ikimiz de helak olmuştuk. Doğru söylemenin bereketiyle ikimiz de kurtulduk” diye cevap verdi.

Doğruluk için niyette ihlas şarttır. Şayet davranışlarda nefsin arzuları karışırsa, bu niyetten ihlas kalkar. Bu kimse yalancı olur. Kişi azminde doğru olmalıdır. Mesela, Allahü teâlâ bana şu malı verirse veya şu makama geçersem, şu hizmeti yaparım diyen kimse, o mala veya o makama sahip olunca, zaruretsiz sözünde durmazsa, azminde doğru değildir.

Verdiği sözde durmalıdır. Doğru iş yapmalıdır. İçi ile dışının bir olması adalettir. İçinin dışından iyi olması fazilettir. İçi dışına uymayan insana doğru denmez. Bütün işlerde doğru olmalıdır. Sıddık-ı Ekber doğruluk hazinesi Hz. Ebubekir (RA) şöyle buyurmuştur: Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir.

Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri, "Bu işe başladığınızda, temeli ne üzerine attınız? Hangi ameli esas aldınız da böyle yüksek dereceye ulaştınız?" diye soranlara “Temeli doğruluk üzerine attım. Hiç yalan söylemedim. İçim ile dışım bir oldu. Bunun için işlerim hep rast gitti” buyurdu.

Bütün kötülüklerin esası yalandır. Peygamber efendimizin en sevmediği huydur. Yalan söylemek haramdır. Ancak üç yerde caizdir. Harpte, iki müslümanı barıştırmak için, hanımı ile iyi geçinmek için. Bunun dışında münafıklığın alameti sayılır yalan söylemek.

Din düşmanlarının zararından korunmak veya müslümanları korumak için yalan söylemek caizdir. Zalimden, bir müslümanın bulunduğu yeri, malını, günahını saklamak caizdir. İki müslümanın, karı-kocanın arasının açılmasını önlemek için, malını korumak için, müslümanın sırrını, ayıbını meydana çıkarmamak için ve bunlar gibi haramları önlemek için yalan caiz olur, ölmemek için leş yemeye benzer.

Büyükler yalan söylemek icap ettiği yerde, sözün manasını değiştirerek, doğru söylemeyi tercih etmişlerdir. Buna örnek vermek gerekirse; Muaz ibni Cebel hazretleri, vazifesinden dönünce, hanımı “Bu kadar çalıştın, zekat topladın, bize ne getirdin?” dedi. O da, “Beni gözeten vardı, bir şey getiremedim” dedi. O, Allahü teâlâyı kastetmişti. Hanımı ise, Hazret-i Ömer’in onu kontrol eden birini gönderdiğini sandı. Hanımı, Hazret-i Ömer’in evine gidip, kızarak, “Muaz, Resulullahın ve Ebu Bekr-i Sıddıkın yanında emin idi. Siz niçin onun peşine adam takıyorsunuz?” dedi. Hazret-i Ömer, Hazret-i Muaz’dan işin aslını öğrenince güldü ve hanımına vermesi için ona bir miktar hediye verdi.

Doğruluk ve doğru söz, dinimizin esasındandır. Fakat büyüklerimiz, Sözün doğru olmalı, ama her doğruyu her yerde söylememelidir! demişlerdir. Ulu orta, köre kör, sağıra sağır demek uygun olmaz. Dünya ve ahirete yaramayan doğruyu söylemekte ise zaten fayda yoktur. Denizde su, ormanda ağaç, çölde kum olur demek doğrudur. Fakat boş sözdür. Bu doğru söz insanların içinde beş on kere tekrar edilirse ona deli derler. Dokuz köyden kovulmamak için doğruyu dinimizin emrine uygun söylemelidir! Mesela hırsız, ahlaksız, hain insan kötüdür. Bunu ıslah için uyarma veya nasihat şeklinde “Sen ahlaksızsın” denirse kabul etmez. Dokuz köyde böyle konuşursak, her köyden kovuluruz. İyi ahlakın güzelliği anlatılarak kötülükten vazgeçirmeye çalışılır.

Her şeyin başı doğruluktur. Her işin nizam ve intizamı doğruluk iledir. Doğruluk ahlakı güzelleştirir, rızkı arttırır, cennet kapılarını açar. Bundan daha güzel ne var… Hep beraber doğruluğa kucak açıp, doğru olmayı, yalandan sakınmayı ve kurtuluşa ermeyi Rabbim nasip etsin.



Bu yazı 5628 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI