Kimisine göre belalı, kimisine göre kabus, kimisine göre ise kıyametin provası sayılabilecek bir yıl daha bitti. Ne kazandık, ne kaybettik, herkes kendine göre bir muhasebe yapmalıdır. “İki günü birbirine eşit olan ziyandadır, hüsrandadır.” Hadisi Şerif’i ne göre her günün ve her senenin insanın olgunlaşmasında biraz daha etkili olması kanaatindeyim. Lakin eğer hep aynı olacaksak, hiçbir artımız olmayacaksa 31 Aralık ile 01 Ocak arasında hiçbir fark yoksa kişi için yılın da ehemmiyeti yoktur.

Oysa geçmiş bir yılın muhasebesini yapıp nerede eksilerimiz var, nerede artımız var ve bu eksilerimizi nasıl telafi edebiliriz diye kendimizi hesaba çekmeliyiz.

Tabii bu sözü, daha geniş bir manada ele alıp, dünya ve ahiretle ilgili faydalı işler konusunda “iki günü bir olan kimsenin zararda olduğu” şeklinde anlamak mümkündür. Bununla beraber meseleyi sadece ahiret bazında ele alıp “dini ameller konusunda iki günü müsavi olan kimsenin aldanmış ve zarar etmiş olur” şeklinde de anlamak mümkündür.

Kanaatime göre geniş manada "faydalı olan dünyevi ve uhrevi işler" şeklinde anlamak daha isabetlidir. Çünkü dünyevi dediğimiz faydalı işlerin hepsi de ahirette değerlendirmeye alınacağından aynı zamanda uhrevidir. Dünya ahiretin tarlası değil midir zaten?

Kimisine göre ise haram…. Aman ha kutlamayın, yaklaşmayın. Sanki bir tek haram olan Yılbaşı mı? Kul hakkı yemek, harama bakmak, komşu hakkına riayet etmemek, emanete hıyanet etmek, gıybet etmek… Daha neler neler… Hele ki kul hakkı… Allah bana kul hakkı ile gelmeyin diyor. Eee ne oldu şimdi. Gıybet eden Kişinin ölmüş kardeşinin etini yemesi gibidir – ki buna rağmen gıybet eden de dinleyip onaylayan da aynı kefededir. Gıybet ediyor helal haram sormuyor, kul hakkı yiyor haram demiyor, yılbaşı haramdır diyor. Olsun varsın tek haram buysa eğer ondan uzak durmasını biliriz.  

Ama geride bıraktığımız yıl korona kabusu ile inşallah geride kalıp tarihin sayfaları arasında yer alır. Umut bu kez yalnızca fakirin değil, tüm insanlığın ekmeği!

Bir nükleer felaket yaşamazsak... Dinozorları yok eden türde bir göktaşının altında kalmazsak... Covid-19 yerini Covid-20’ye ya da adı her ne olacaksa yepyeni ve daha beter bir virüse bırakmazsa... Kişisel olarak başımıza bir felaket gelmezse... İş bulursak, aş bulursak, ekonomimizi biraz düzeltebilirsek 2021 pekala 2020'den daha iyi bir yıl olur.

Olsun… Yine de kimse kendine pembe panjurları olan bir ev hayal etmesin. 2021’in ne getireceği muamma. Ne de olsa aşı da bulundu, yaza kalmaz her şey normale döner diye sorunu bir tarafa bırakamayız.

Yeni yıl belki daha iyi olur, daha iyi olmasını umut ediyoruz. Her zaman gelen gideni aratmaz. Ne insanlarda, ne zamanda. O yüzden 2021’e daha umutlu bakalım, en azından bakmaya çalışalım.

Hep birlikte...