Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
Babam Şeyh Selim Sevgili
Tarih: 11-10-2020 19:07:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:07:00


1936 Siirt Kurtalan Kayabağlar doğumlu bir alim ve Nakşibendi şeyhidir. Bölgede tanınmış büyük alim Allame  Molla Halil’in ahfadındandır. Üstad Bediü’z Zaman Said Nursi: O’ndan  bahsederken tarihçe-i  hayatta “ Sözü hüccet olan bir zat” diye takdir ifadelerini kullanır. Üstad Saidi Nursi, Siirt’te O’nun Medresesinden torunu Molla Fethullah’ın yanında   üç ay okumuş ve ondan  icazet almıştır. Ayrıca Siirt’in yaşayan çok önemli alimleri Seyda Molla Burhan ( Tillo ) ve Molla Bedrettin Hoca efendiler, yine Allame Molla Halil’in torunu, amcamız  Molla Abdülhakim’in  öğrencilerdir. Allah (cc) onlardan razı olsun, bizi de onların yolundan ayırmasın.

Bölgede” Mala Seyda”, Seyda ailesi diye bilinir Segili Ailesi. Yörede sayılan ve  bilinen, hürmet edilen önemli şahsiyetler olan  Şeyh Mahmut ve Şeyh Abdülkahhar’ın torunudur Şeyh Selim Sevgili. Ağırlıklı olarak Siirt- Batman bölgesinde yaşayan Sevgili ailesi, tasavvuf ve medrese gelenekini birlikte sürdürmektedirler. Tasavvuf ve tarikat, ilim ve şeriat birlikte esas alınmış bu ailede. Tasavvuf derken Nakşibendi tarikatının  Halidi kolunu kast ediyoruz. İşte Yakın zamanda aramızdan ayrılan, Rabbine ve O’nun Habibine kavuşan ve Cennetül Baki Mezarlığına  defnedilen muhterem babam, hocam ve Şeyhim Şeyh Selim Sevgili de, işte  böyle bir aile ortamında yetişmiş, önce babası Şeyh Selahattin’den  özellikle sarf ilmini öğrenmiş, akabinde nahiv, beyan, meani , bedi’, mantık, fıkıh, usûlü’l-fıkıh, tefsir, hadis, ve farsça derslerini alıp, henüz çok genç yaşlarda iken Medreseden mezun olmuş ve amcası Şeyh Cüneyt tarafından ilmi icazetini almıştır. Babamın İlmi ve tasavvufi hayatında, Halil Gönenç gibi üstadlarından da hocası olan amcası  Şeyh M Cüneyt’in (ks) önemi çok büyüktür.Dilinden hiç düşürmediği, alim ve zahid bir şahsiyetti.

Babam, medrese hayatına paralel olarak “ seyru süluk” dediğimiz tasavvufi yola da erken yaşlarda girmiş ve hiç bırakmamıştır. Önce amcası ve hocası olan Şeyh Cüneyt’ten ayni zamanda tasavvuf dersi de almış, O’na intisab etmiş, çocuk yaşlardan itibaren ezkar, evrad, nafile ibadetler, adab, muhabbet, nefis terbiyesi ve tezkiyesi…gibi irfani, deruni, tasavvufi konularla tanışmış, bu kulvardada yola devam etmiştir. Nakşibendi Tarikatindeki suluk, seyrü sefer, amcası ve iki alanda da hocası olan Şeyh Cüneyt Efendi’nin genç yaşta vefatı (1963) üzerine, Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Ohin(Koyunlu)  Köyünde  yaşayan büyük alim Şeyh Muhammed  Halid Hazretlerinin yanında sürdürmüş ve tasavvufi icazetini de Ondan almıştır.

Babam, medreseden mezun (1950 li yılların başı) olduktan itibaren  Medine-i  Münevvere’de  11 Haziran 2020 Perşembe günü vefat edinceye kadar, ilim ve irfandan, talebe yetiştirmekten neredeyse hiç kopmamıştır. Son 19 senesi Medine-i Münevvere’de geçti. Haremde her gün bulundu, malum olan mekanında dersler verdi, okudu, okuttu. Medinede yanında bir yıl  kadar okumuş olan Medineli  bir öğrencisinin babamla ilgili bir yazısını bu vesileyle paylaşmak isterim:

Bu merhum Şeyh ile ilgili bir yazımdır:

Bu korona, bazılarının ahbaplarını aldı.

İki gün önce şeyhim Muhammed Selim el-Ömerî, Korona hastalığından vefat etti.

Zevcesi ve oğlunun  hastanede tedavileri devam etmektedir.

Türk-Kürt bir şeyh idi. Bir yıl boyunca kendisi ile beraber oldum .

Şafii fıkhına dair Ebu Şuca’ metnini kendisinden okudum. Vallahi kendisinden acayip durumlar gördüm .

Hayatımda onun gibi zikreden ve zühd hayatı yaşayan birini görmedim .

Kendisi için bir mal bırakmayan zatlardandı. Yanında kalan malları ise harem temizlik işçilerine sadaka olarak verirdi.

Her hac mevsiminde kendisine Türkiye’den kurbanlar gelir, O ise bunları Medine’nin fakirlerine dağıtırdı.

Kendisi ve ailesi için birşey bırakmazdı.

Bir defasında adet olduğu üzere kendisine zemzem suyu getirdim. Kabul etmedi ve istemiyorum dedi.  Bunu tuhaf karşıladığımı anlayınca dediki: Midem boş ve boş mide üzerine su içmek istemiyorum. Bunun üzerine araçta bulunan biraz hurma getirmek için erken davranmaya çalıştım ancak bana engel oldu ve şöyle dedi:

‘’ Bana yemek getiresin diye sana durumumu söylemedim. Su içmeme konusunda beni mazur göresin diye söyledim’’ .

Kendisine niçin yemek yemedin diye sordum.

Bana şöyle dedi:

’’ Biz böyleyiz, eğer birşey bulursak yeriz, eğer bulamazsak açlık üzerine devam ederiz.

Doksan yaşlarına varmış bir Şeyh..

İki kaşı, iki gözü üzerine sarkmış…

Hergün evinden Hareme oğluyla beraber kırk dakikadan fazla bir mesafe uzaklığı ile yürür.

İkindi vakti hareme girer, gece saat onda oradan çıkardı.

Vaktini zikir, Kuran ve tedris ile geçirirdi.

Her yatsı namazından sonra on beş dakikadan fazla onu beklerdim. Ta ki virdini tamamlayıp haşyet ve muhabbet gözyaşlarıyla nurlar yüzünü kuşattığı halde bana dönüp şöyle derdi:’’ Buyur oku ‘’ .

Onunla şahit olduğum haller bitmez. Onun vefat haberiyle hüzün bulutlarının bize çökmesi ile bütün bu halleri gözümün önünden geçti.

Habib’in (sav) Medine’sinde vefat edip muradına erdi. Onun komşuluğunu talep etti ve kendisine verildi.

Onun yakınında ölüp defnedilmeyi talep etti ve buna ulaştı.

Defin zamanını öğrenmek için birtakım yollar aradım, ruhunu teslim ettiği hastaneyi aradım, ancak herhangi bir bilgiye muttali olmadım.

Ayrılık hüznünden ötürü ve cenazesine katılamama hüznünden ötürü…

Allah’tan onu iyilikle ve güzellikle karşılamasını ve kendisine ikram etmesini istiyorum .

Onun için iyilik etmeye, kendisine dua etmeye ve vefatından sonra kendisine ve ailesine ihsan etmeye muvaffak etsin .

Allah bütün müslümanların ve bizim ölmüşlerimize rahmet eylesin.

Babam, Alim, abid ve mücahid bir insandı.Yurt dışı gezilerinin birinde, Mısırda olduğu bir sırada, İhvanül Müsliminden, büyük zülüm gören ve  eli kolu bağlı, tren vagonlarıyla bir yerlere götürülecek olan zalim Mısır rejiminin bu zülmüne, dayanamamış, ölüm dahil her türlü bedeli göze alarak, rejim askerlerine zulümlerini haykırmış, mazlum kardeşlere ise  sabırdan bahsetmiş, teselli etmiş, dünya hayatının fani ve geçiciliğini hatırlatmış ve Hz Yusuf’tan bahsederek moral vermiştir. Gerektiği zaman Mücahit, gerektiğinde alim ve abitti.

Siirtte, Medinei Münevvereye gitmeden önce Allame Molla Halil Medresesini açmıştı. Ondan evvel de Çayırlı Köyü Medresesinde uzun yıllar dersler vermiştir. Ayrıca, ilmi çalışmalarının yanında  Köy köy dolaşıp irşat ve tebliğ de yapardı.İyi bir mürşitti. Asker, general, vali, bakan, Başbakan kimi bulursa tebliğini yapardı. Çocuklarını iyi yetiştiren bir babaydı.Çocukluğumuzda bizi imsaktan  önce camiye götürür, güneş doğuncaya kadar ibadet eder ve bizi de orda tutardı.(Tabi biz arkada hep uyuklar, sağa sola düşerdik uykusuzluktan). Kuran derslerimizi rahmetli annem verdi, anca devamında bizi hep babam okuttu ağırlıklı olarak.Tavizsizdi, ğayurdu, münkere  karşı tahammülsüzdü. Sert  gibi görünmesine rağmen çok şefkatli ve merhametliydi. Vefalıydı, bir bardak suyunu içtiği bütün insanları tek tek ismini  sayar, hayru hasenatına ortak ederdi. Çok cesurdu, cesareti dillere destan olmuştur bölgede. Yılın çoğunu oruçlu geçirirdi. Başta Efendimiz ( sav) olmak üzere, 1994 yolunda vefat eden anneme, kendi anne ve babasına, hocalarına her yıl  kurban keserdi. Ruhsatla değil azimlerle amel ederdi. Açlığa, susuzluğa, musibetlere karşı tahammül abidesiydi.İbadet ve zikirden yorulmazdı. Çok Kuran okurdu. Hafızası harikül adeydi. İki üç telefon numarasını yazmadan anında belleğine kaydederdi. Biz kağıt kalem telaşına düşerdik, gerek yok derdi. Sosyal olaylara duyarlıydı. 15 Temmuz gecesi sabaha kadar Haremden ayrılmayıp dua etmişti. Benzer günlerde, Salih, abid Seyyid insanları toplar, Ravza Mutahhara’da toplu dualar yaptırırdı.İnfak etmek onun günlük görevlerden olmuştu. Güzel Özellikleri ve meziyetleri Saymakla bitmez.

Onbir  çocuğu var şu anda hayatta. Her gün ruhuna bir hatim okuyorlar.Talebeleri ve dostları onun için seferber olmuşlar. Rabbim bizede  böyle bir ölüm nasib etsin. Değerli dostlar, Dünya fani değmiyor alakai kalbe.” Bütün nefisler ölümü tadacaktır” Ne mutlu akıllı olanlara, nefsini terbiye edip, ahiretine odaklananlara.

Bu vesileyle, başta, Babamın hastalığından vefatına, vefatından defnine kadar her konuda canla başla çalışan, her fedakarlıkta bulunan Medinedeki kardeşlerimize ve bu sadık ekibe, Oğuzhan abeye ve Onun  şahsında bizi arayan bütün Milli Görüş camiamıza, köye kadar gelip taziyemizde bulunan Siirt Valisi ve bölge kaymakamlarına ve gelen her kese, telefonla arayan bakanlara ve diğer parti mensuplarına, eski bakan ve milletvekillerine ve  her kese, sosyal medya da bizi teselli eden bütün kardeşlerimize teşekkür ediyoruz Sevgili ailesi asına. Allah sizlerden razı olsun efendim. Allaha emanet olunuz Aziz dostlar…

 

 

 



Bu yazı 1864 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI