Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
BUGÜNÜN İŞİNİ YARINA BIRAKMA
Tarih: 04-12-2021 00:01:00 Güncelleme: 04-12-2021 00:01:00


Bugünü ve sonraki her günü verimli geçirmek zorundayız. Zamanın değerini bilmem anlatmama gerek var mı?! “İki günü eşit olan kişi zarardadır.” Hadisi şerifi zamanı iyi kullanmak adına çok anlamlıdır. İş ertelemek, bir hastalıktır, tembelliktir, geri kalmaktır. Yarının kendi işi vardır, sen yarın ancak onu yaparsın. Hedefsiz, plansız ve programsız hayat, zayi edilmiş demektir. Bu tür hayatın, bereketi de verimi de olamaz.

Başarılı olmuş insanların hayatlarını incelediğimiz zaman, muazzam bir disiplin, plan ve gayret görüyoruz. Başarının en önemli sırrı inançtır, başaracağına iman etmektir. Ben dünyada iki çeşit insan tipi bilirim:1- Her şeye mazeret üreten tipler. 2- Her şeye çözüm üretmeye çalışan inançlı kişiler. Başaracağına inanıyorsan, başaracaksın demektir. İnanç olmadan başarı olmaz. İnanç, başarmanın yarısıdır. İnanç, tekeden süt çıkartır. İnanç, karadan gemileri yürütür. İnanç, Kızıl Deniz’de on iki yol açtırır. İnanç, balığın karnında bile kurtuluş ümidini kaybettirmez, karada gemi inşa ettirir. İnanç 17 yaşındaki genç Musab’a çok kısa bir zamanda Yesribin Medine’ye dönüşmesinin temellerini ve İslam Devletinin temelleri attırır. İman öyle bir şeydir ki Allah’ın Resul’ünü 23 yılda bütün Hicaza hakim kılar. Dönemin imparatorluklarını, Bizans’ı, Sasani’yi vs. dize getirir.

 

Hayırlı işlerde acele etmek gerekir. Bugün bir cihad görevin varsa hemen yapmalısın. Akraba ziyaretin bugün gerekiyorsa, bugün yapacaksın. Bugünün namazını yarına nasıl bırakamıyorsan, aynen onun gibi özellikle hayırlı ve yapılması gereken işleri ertelemeyeceksin. Planladığın şeye, hedeflediğin amaca ancak böyle ulaşabilirsin. Hedefine ulaşmak için sadece inanmak da yetmiyor. Bazı işler birden fazla kişinin ortak çalışmasıyla sonuç elde edilebiliyor. Bu durumda insan kaynaklarını geciktirmeden hemen seçeceksin. Sağlam, Güvenilir ve işinin ehli insanlarla çalışacaksın. Zaman kaybetmeden insan kaynağını bulacaksın. İnançlı olup insan kaynaklarını da zamanında temin etmişsen eğer, işin çok kolaylaşır. Başarman için ciddi bir nedenin kalmaz.

 

Unutulmamalıdır ki kararsızlık işi geri bıraktırır. Bu yüzden “En kötü karar bile kararsızlıktan iyidir.” demişler. Hangi iş olursa olsun, verilecek kararı istişare ile ve uzatmadan bu kararı vermek lazım. Bilindiği gibi istişare ya da günümüzün ifadesiyle danışmak Allah’ın emri ve Efendimiz’in ( s.a.v. ) sünnetidir. İstişare ile alınan karar, muhakkak sıkı bir şekilde takip edilmelidir. Takip edilmeyen iş, yapılmamış demektir. İstişare konusunda yüce Allah’ın şu emirlerini burada zikretmek istiyorum:

 

                “…Karara bağlanacak işlerde onlarla istişâre et! Kesin kararını verince de, yalnız Allah’a güvenip dayan! Çünkü Allah, kendisine güvenip dayananları sever.” (Ali İmranlar:159)

 

“Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar.” (Şura:38)

 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) istişarenin önemi ve neticesi hakkında: "İstihare eden aldanmaz, istişare eden pişman olmaz, tutumlu olan yoksul olmaz." (Taberani)

 

Ebû Hüreyreradıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Yararlı işler görmekte acele ediniz. Zira yakın bir gelecekte karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplayacaktır. O zamanda insan, mü’min olarak sabahlar, kâfir olarak geceler; mü’min olarak geceler, kâfir olarak sabahlar. Dinini küçük bir dünyalığa satar.”

Müslim, Îmân 186. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 30, Zühd 3; İbni Mâce, İkâme 78

Bu ayet ve hadislerden çıkardığımız sonuç şudur: İstişaresiz iş yapmayın, İstişare ile aldığınız hayırlı kararlarda acele ediniz ve işin takipçisi olunuz.

Takip her konuda önemli. Hayırda ve doğru işlerde ısrarcı olmak lazım. Bu işler ister bireysel işler olsun, ister sosyal hayatı ilgilendiren işler olsun, mutlaka peşine düşüp devamlı takip etmek gerekir. “Azda olsa sürekli olan makbuldür.” anlayışı doğru bir anlayıştır. Bu; fert, cemiyet, cemaat ve devlet işlerinin tamamı için geçerlidir. Hem kendi görev, yetki ve sorumluluklarımızı takip etmeli, hem de maiyetimizdekilerin sorumluluk ve görevlerimizi takip edip, erteleyip ertelemediklerimizi ve yapıp yapmadıklarımızı çok iyi kontrol etmemiz gerekir. Personel bunu gördüğü an, iş istismarı büyük oranda azalacak, günlük işler zamanında yürütülecektir.

İş heyacanı olan kişilerde, davasının delisi insanlarda iş ertelemesi olmaz, olduğu zaman da zorunlu sebeplerden dolayı olur. Heyecan olduğu zaman, yapılan iş kişiye zevk verir ve bir an önce yapmaktan mutluluk duyar. İşini seven kişi, iş yerini bir cazibe merkezi olarak görür, işi onu cezbeder. İşine inanmış, ekibini kurmuş, istişareyi önemseyip doğru kararlar almış kişi, iş heyecanı taşıyor demektir. İbadet aşkı ve gönüllülük esasıyla çalışıyor demektir. Ya da cümleyi şöyle kuralım: İş heyecanı olan insanlar, imanlı kimselerdir, başaracağına inanan bireylerdir, ekip ve takip işlerini halledip sonuca hızlı giden gayretli ve yetenekli kimselerdir. Rahmetli Erbakan hocamız, her zaman heyecan heyecan heyecan derdi, bu işin ehemmiyetini vurgulamak için.

Takipten söz etmişken Cenab-ı Hak’ın gözetimi ve kontrolü altında olduğumuzu da unutmamak gerekir. Ayrıca yüce Mevla gözetmenlik yapan ve her şeyi kaydeden yazıcı melekler de görevlendirmiştir. Kiramen katibin veya Rakip (sağ tarafta bulunan ve iyilikleri yazan melektir.)  ve Atid’de ( sol tarafta durup kötülükleri yazan melektir) denilen bu görevli melekleri de her zaman düşünmemiz ve yanı başımızda olduklarını unutmamamız gerekir. Zerre kadar bile olsa yapılan iyilik ve kötülüklerin tamamı bu yazıcı melekler tarafından yazılmaktadır. Hafaza melekleri de denilen bu görevli melekler hakkında Kuran-ı Kerim bize haber vermektedir:

 

"İnsanın arkasında ve önünde, Allah’ın emriyle onu koruyan ve yaptıklarınızı kaydeden melekler vardır" (Ra`d,11). ... İnsanın sağ ve sol omuzlarında bulunan hafaza melekleri insanın günah ve sevaplarını kaydederler.

 

Dini literatürde “ Mürakebe” denilen bu gözetilme ve takip edilme hali de kişiyi daha fazla dikkatli olmaya sevkeder, görevlerini daha dikkatli yapmaya götürür ve bu günün işini asla yarına bırakmama konusunda motive eder. Yüce Allah’ın ve meleklerinin murakabesi altında olduğunu düşünen, bunun idrakinde olan bir kimse görevini ihmal etmez ve ertelemez.

“O (öyle Allah’tır) ki, gece namaza kalktığında ve secde edenler arasında dolaştığında seni görüyor.”  (Şuarâ sûresi, 218-219)

“Nerede olursanız olunuz, Allah sizinledir.”    (Hadîd sûresi, 4) 

Sözlerimi toparlarken, herkes sevdiği işi yapmalı, işinden zevk almalı, sonuca gitmek için acele etmeli, işini ertelememeli, bu günün işini yarına bırakmamalı, iş heyecanı olmalı, ciddiyet ve disiplin içerisinde hedefler koymalı, amaçlanan hedefe ulaşmak için plan ve programlı olmalı ve ibadet aşkı ile her görevin üstesinden geleceğine iman etmeli, mazeret üreten değil her zorluğa bir çözüm üretebileceğine inanan, hem kendisini hem de sorumlu olduğu kişileri sürekli kontrol altında tutarak gaflete düşmemeli, Rabbinin murakabesi altında olduğunu düşünmeli ve her davranışının kayıt altında olduğunu idrak etmelidir. Bu idrak ve şuurla hayatını sürdüren uyanık kişiler, hedeflerine ulaşır ve muvaffak olurlar. Bugünün işini yarına bırakan heyecansız, bilinçsiz kimseler ise hayatta başarılı olamazlar vesselam.

Allah’ın selamı, rahmeti, bereketi, inayet ve hidayeti muttakilere olsun. Selam ve dua ile…

 



Bu yazı 5933 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI