Her gün defalarca istikamet ve doğru yolu bulmak için Yüce Allah’a yalvarıyor, sıratı müstakim için dua ediyoruz. Bütün namazlarımızın her rekatında: “ihdines siratel müstakim” diyerek Yüce Mevla’ya yalvarıyoruz. Peki nedir İstikamet, nedir sirat-ı müstakim?

İlahi bir cevapla diyoruz ki, “Kendilerine nimetler verilen kimselerin yolu” dur istikamet. Peygamberlerin, şehitlerin, alim, amil, abid ve zahidlerin yoludur. Ölünceye kadar Allah’a kulluk etmek üzere ve gaflete düşmeden görevlerini yapanların yoludur istikamet. İ’lai kelimetullah için canla, başla, mal ve lisanla cihad edenlerin, dosdoğru olanların yoludur. Ümmetin derdiyle yanıp tutuşan, davasının delisi olan, Rıza-i Bariye kilitlenmiş ve ihlasla O’nun  için bedeller ödemiş mümtaz şahsiyetlerin yoludur istikamet.

واعبد ربك حتي يا تيك اليقين

 “ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” Rabbimin ilahi fermanına kulak verip itaat eden ve sağa sola sapmadan, yoldaki işaretlere dikkat ederek hedefe doğru ilerleyen kişiler, sıratı müstakim üzeredirler.

“ Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ” فاستقم كما امرت   Mevla’nın bu ültimatomuna uyan ve dosdoğru olan salih, abid, zahid, zakir ve şakirler, sırat-ı  müstakim üzeredirler.

    Kardeşim, her  konuda ve her zaman Rabbine karşı itaatkar ve dosdoğru ol. Ahlak ve maneviyat konusunda, münkere müdahale konusunda görevini yap. Hangi konumda isen, görev ve sorumluluğun ne olursa olsun, sorumluluğun kadar ödevini yapmak zorundasın. Kaleminle yap, malınla yap, sözlerinle ve icraatlarınla yap. Ölüm haktır ve gerçektir. Ölünceye kadar Hakk’ın ve haklının yanında ol. Mazlumu koru, ona yardım et. Zalime de yardım et, zulmünü engelleyerek yardımcı ol, o da helak olmasın, zalimi de kurtarmaya çalış. Rabbinin emirlerine ve yasaklarına uy. Safını netleştir, nefis ve şeytanları defet. Şeytanlaşmış insanlara kulak verme, sadece Allah’a uy. Gaflet felakettir, hesabı kitabı, cennet ve cehennemi unutma. Hz Ömer’in (ra) ifadesiyle: “ Hesap günü gelmeden sen kendi kendini hesaba çek”. Kadir-i  mutlak sadece yüce Allah (cc) tır. En çok korkmamız gerek yegane yüce yaratıcı O’dur.( والله احق ان تخشاه ) .Hiç istikametten ayrılma.

     Emri bil maruf ve nehyi anil münker, aynen beş vakit namaz gibi farzdır. Münkere müdahale etmek, Rabbimin emridir. Gayen sadece  Allah olsun ve sadece O’na uy. Ölünceye kadar bütün İlahi talimatlara harfiyyen riayet et. Sabır ve namazla O’ndan  yardım talep et. Davet işinde ihmalkar olma ve sabırlı ol. Sabır çok önemli bir Kurani kavramdır. Zafer ve kurtuluş ancak sabırla mümkündür. İbadetler için sabır gerekir, günahların terki için sabır gerekir, ve musibetlere karşı direnç göstermek için yine sabır gerekir. Başarı ve kurtuluş ancak sabırla mümkündür. işte bu yol, dosdoğru olan yoldur, istikamet üzere olmaktır.

         Dünya sevgisi büyük beladır, ancak “dünyadan da  nasibini unutma” cümlesi, ilahi bir fermandır. Efendimiz sav:  “gerçek hayat Ahiret hayatıdır”. Dünya sevgisine dalmadan nasipdar olmak, rızkını temin etmek ve esas hayatın Ahiret olduğunu, ebedi saadetin önemini unutmadan, bir denge üzerine hayat sürmek, sirat- müstakimdir, doğru olan yoldur.

       Tevbe 24.ayeti kerimeyi sık sık oku ve üzerinde tefekkür et. Dünya mı Ahiret mi senin tercihin? önceliğini belirle. Hayatındaki icraatlarınla istikametini ve tercihini  ispatla. Ölüm bizleri  ansızın ve hazırlıksız yakalayabilir. Ebedi hayatımız, Allah korusun felaket olabilir. Fatr ve Secde Surelerinde, ölmüş kişilerin dünyaya tekrar dönmeleri için bir şans daha verilmeyeceği hatırlatılmaktadır. Akıllı olup, O’na sığınmak, O’na itaat etmek ve sadece O’na  kul olmak elzemdir. Mal ve makama değil, sadece O’nun rızasına odaklanmak bir istikamettir, akıllı insanın işidir. Ölüme hazır olmak, vasiyetimizi yapmış olmak bir mecburiyettir. Eğer vasiyetimiz yoksa, lütfen hemen oturup yazalım. Ölümden kaçış yok, dünya zevkü sefası bizi aldatmasın. Bu durum zevkimizi kaçırsa da, ebedi saadetimiz için  kaçınılmaz bir hakikat ve dosdoğru bir yoldur.

     Hani sevdiklerimiz, babalarımız, annelerimiz, arkadaşlarımız…Ne para, ne makam bizi kurtaramaz ölümden ve gerçeklerden. Malımız mülkümüz varsa şayet, infak etmekten, Allah yolunda harcamaktan çekinmeyelim.Cimrilik felaket, cömertlik ise kurtuluştur.

    Ey nefsim, bunları başta sana, yani kendime ve sonra da  inanmış kardeşlerime söylüyorum. Hazreti Ebubekir RA Efendimiz’in  şu hatırlatmasını unutmamak gerekir: “Acele edin, acele edin, acele edin, Azrail sizi kovalıyor.” Halk içinde HAK ile beraber olmak ve gaflete  düşmeden, sağa sola sapmadan istikamet üzere menzile varmak zorundayız.

    İstikamet sahibi bir mümin, doğruluktan ödün vermez, sözünü eğip bükmez, asla yalan söylemez,adaleti gözetir, haksızlığa meyletmez. İyi niyetli ve samimidir, riyakârlık göstermez,İşini sağlam ve güzel yapar, hileye tevessül etmez.

İmanda dürüstlük, amelde dürüstlük, ahlakta dürüstlük, ticarette, siyasette ve hayatın her alanında dürüst olmak, imanın ve istikametin gereğidir.

İstikamet, imanın hayata yön vermesidir.

İstikamet, Allah’ın Kitabı ve Resul’ün sünnetine sarılmaktır. “İstikamet sahibi olunuz; ama (bunun sevabını) siz sayamazsınız.”( ibni Mac’e)

Hasan el-Basri şöyle derdi: “Allah’ım! Sen bizim Rabbimizsin. Bizi istikamet ile rızıklandır.”

 Rabbim bizleri istikametten ayırmasın, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olanlardan eylesin. Amin. Allah’a emanet olunuz Aziz dostlar. Selam ve dua ile.

Abdurrahman Sevgili