Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
KORONA İLAHİ BİR İKAZ MIDIR ?
Tarih: 11-10-2020 18:55:00 Güncelleme: 11-10-2020 18:55:00


Evet, Korona virüsü bir çeşit uyarı, Rabbimizin bize kızgınlığının bir ifadesi ve dünyadaki gaflet, isyan ve   günahlarımıza karşı vermiş olduğu bir cezadır. İlahi bir ikazdır, Yüce Allah’ın kullarını bu derin uykudan uyandırma ameliyesidir.

Korona virüsü İle Rabbimiz, Nemrut’u bir sinekle cezalandırdığı gibi, bütün dünyayı da  bir virüsle cezalandırmakta, asi ve mücrim kullarına  gücünü ve kudretini  ve aynı zamanda gazabını göstermektedir. Kadiri Mutlak olan yüce Allah (cc), küfür, şirk ve her türlü isyanı görüp gözetlemekte ve her şeyden haberdar olduğunu, ancak hemen cezalandırmayıp bir süre mühlet verdiğini, imhal etse bile asla ihmal etmediğini ve etmeyeceğini unutmamamız gerekmektedir. Cürmümüzün büyüklüğü ve sürekliliği gayretullaha dokununca, ceza ve helak etme süreci başlar. Bazen bir sinekle, bazen tufanla, bazen bir sayha İle, bazen de bir mikropla bir virüsle… Aynen Ad ve Semud kavminin helakı gibi, Nuh (as), Lut (as) ve Şuayb (as) in kavimlerinin  helakı gibi.  Kadir’i  Mutlak olan Rabbimiz Kuranı Kerim’de şöyle buyuruyor:

“De ki: “Yeryüzünde dolaşın da önceki milletlerin sonlarının nasıl olduğuna bakın.” Onların çoğu Allah’a ortak koşan kimselerdi.”( Rum Suresi:42.ayet)

Yüce  Allah,  kendi mülkünde kullarına bahşettiği sonsuz nimetlerine rağmen, büyük bir nankörlük gösteren insanlara bile,  belli bir vakte kadar merhamet edip rızık vermekte, tövbe  ve  pişman olma şansı tanımaktadır. Ancak uyanmamakta direnen, ahlaksızlığın ve isyanın zirvesine çıkan kişi ve kavimleri de adaletinin bir tecellisi olarak cezalandırmaktadır. Yüce Mevla, sabırlıdır, merhametlidir, “ğafururrahimdir”, affedicidir, ancak  aynı zamanda “şedidül ikaptır”, cezası şiddetlidir.

Melekler Allah’a itaat ederler, asla günah işlemezler, “nebatat” ve “cemadat” dediğimiz hayvanlar, bitkiler ve ağaçlar bile kendi lisan-i halleriyle Allah’a itaat ve ibadet ederler. Ancak insanlar ve cinler bazen iyi bazen kötü, bazen salih ameller bazen de büyük günahlar işlerler. Maalesef  çoğu zaman da  gafletin yanında şirk, küfür ve nifak  içine girerler. İnsanların ekseriyeti tarih boyunca böyle olmuşlardır ve olmaya da  devam etmektedirler. Bütün ilahi kitaplara ve ikazlara, Allah’ın elçisi olan bütün  Peygamberlerin davetine rağmen, insanların çoğu gaflet ve dalalet, hatta  küfür ve nifaktan maalesef vazgeçmemişlerdir. Firavunlar, Nemrut ve Bel’amlar… tarih sahnesinden hiç eksilmediler, tam tersine çoğalarak, nankörlüklerini ve ahlaksızlıklarını arttırarak bu güne kadar gelmişlerdir. Dünya sevgisi, makam, şan, şöhret, kibir ve şehvet…isyan sebeplerinden bazılarıdır. İşte bu yüzdendir ki Rabbülalemin, sonsuz merhametine rağmen,  geçmiş kavimler gibi bugünün insanını da ikaz etmeye, isyanında ısrar ettikleri zamanda cezalandırmaya devam etmektedir. İşte Korona virüsü de, bunun son örneği olarak bütün dünyayı kasıp kavurmaktadır. Yüce Allah’ın asi kullarına takdir ettiği bir ceza olarak  çıkmıştır. Şunu  da unutmayalım ki, bu korona virüsü olsun, deprem ve diğer afetler olsun,  kendi yaptıklarımızın bir neticesi olarak karşımıza çıkmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:”İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rum Suresi 41. Ayet). Sapıtmışların ve azgınların dönmesi içinde aynı zamanda bir ilahi ikazdır, uyanmak ve tevbe için de bir  fırsattır bir şanstır.

Günümüzde insanlar  sayamayacağımız kadar çok ve  büyük vahşetler, inkar ve  isyanlar, Sömürü ve katliamlar, ahlaksızlık ve zülüm… karanlığında yüzmektedirler. Hak ve adalet ayaklar altında. Irz ve namus, edep ve haya heder olmuş, aileler,  milli ve manevi değerler bir bir yıkılmakta, fıtratla, Allah İle savaşlar başlatılmış durumda. Zalimler güçlü, mazlumlar zayif ve biçare. Ümmet başsız bırakılmış, bir birine düşürülmüş, celladına aşık olmuş durumda. Cehalet diz boyu, acımasızlık zirvede taht kurmuş, iyi niyetli insanlar ise güçsüz ve perişan. İttifak yerine ihtilaflar körüklenmekte, ümmet münafıkların eliyle bir birine düşürülmektedir.Korona virüsünün ilk çıktığı ülke olan zalim Çin, Doğu Türkistan’a her türlü mezalimi reva görmekte, vahşice sömürmekte, asimile edip Çinlileştirmekte, milyonluk kampları bunun için oluşturmakta ve müslüman ailelere Çinli erkekleri yerleştirip ırzları çiğnenmektedir. Afganistan ise önce Ruslar, sonrada ABD tarafından onlarca yıldır işgal altında, Myanmarda müslümanların feryadı arşı titretmekte, Filistin’i anlatmama bile gerek yok, Siyonizmin burdaki vahşetini herkes bilmekte, mahzun Kudüs Selahaddinler beklemekte, Irak , Suriye, Libya, yakın  geçmişte  Bosna, Keşmir ve  Hint zulmünü … içim acıyarak, kalbim sıkışarak dile getirmek durumundayım.Tarih boyunca ırkçı emperyalizmin işlediği vahşeti, dünyadaki Sömürü düzenini, dünya savaşlarını, kızılderili  katliamlarını…burada uzun uzun anlatacak değilim. Ancak sözü şuraya getirmek istiyorum: Allah’ın dünyasında yine Allah’ın kulları tarafından bu isyanlar, bu vahşetler yapılmakta ve bunun sonucu olarak Kadir’i Mutlak olan Rabbim, bütün dünyayı ve özellikle zalim ve çağdaş firavunları ve iş birlikçilerini tarihte olduğu gibi günümüzde de  zaman zaman ikaz etmekte ve dünyada da ağır cezalarla  cezalandırmaktadır. Bu cezanın son örneği bu korona virüsü olmuştur. Çinden başlaması da bir hikmete binaen olmuştur.Bu virüs büyük bir bela ve önemli bir cezadır. Rabbülalemin, istediği zaman çok güçlü gibi görünen zavallı toplumları bir virüsle bile  aciz bırakabilecek sonsuz  güç ve kudrete sahiptir. İsterse Rabbim bir anda bütün insanlığı “Kün feyekün” edebilir. Ancak merhametlilerin en merhametlisidir. Bu felaketlerin esas amacı  ceza olmasıyla  beraber aynı zamanda uyarmaktır, uyandırmaktır . İnsanlık ölmüş, Allah unutulmuş, Ahiret inancı kalmamış kişi ve toplumların yapacağı iş ancak bu  korkunç işler olur. Allahu Teala hem  bir ceza vermiş oluyor  hemde insanlığın kendine gelmesini, yaradılış gayesine uygun bir hal almasını amaçlıyor.

Sözlerimi bitirirken insanlığın yaradılış gayesini şu ilahi mesajla hatırlatmak isterim: “ Ben insanları ve cinleri ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.”  Buyuruyor Cenab-ı Hak. Bizler bu gayeye matuf olarak, dünyaya gönderildik. Allahın yeryüzündeki Halifeleri ve “eşrefi mahluk” olarak  kulluk görevimizi hakkıyla yapmak zorundayız. Kısa bir dünya hayatında çok önemli  önemli mükellefiyetler, sorumluluklar üstlendik. Semi’na ve ata’na dedik. Ebedi bir hayata inandık. Allah’ın sonsuz nimetleriyle donatıldık. Bize düşen O’na,  sadece O’na kulluk etmek, O’nun emir yasaklarını yerine getirmek, O’nun mülkünde O’na isyan edenlerle mücadele etmek, tebliğ ve irşad, davet ve cihatla İslamı, Allah’ın dinini yüceltmek ve yer yüzüne hakim kılmak için çalışmak, gaflete düşmeden, dünya sevgisine ve vehn hastalığına  kapılmadan, şeytanın askerlerine karşı duyarsız kalmadan, mağdup ve daallin kimselerin değil, nimetler verilenlerin safında yer alarak bir hayat sürdürmek ve sonunda Rabbimin rızasını kazanmaya çalışmak mecburiyetindeyiz.Bu konuda bir sözümüz bir ahdimiz var. Kötülüğe ve her çeşit  münkere karşı mücadele etmek aynen namaz kılmak gibi üzerimize farzdır. Lut (as) ‘ın kavmi iyilerle birlikte helak edildiler. O çirkin ve ahlaksız hayata ses çıkarmadıkları için onlarda bu felakete” duçar” oldular. Aynen bu tarihi olay gibi günümüzde de müslümanım diyenler bunca isyan ve şeytani düzenlere sessiz kaldıkları için suçludurlar. Allah İle mücadele eden şeytanın askerlerine ve çirkin işlerine ses çıkarmamak, helak olmayı gerektirir.Aynen Lut kavminde olduğu gibi.İşte korona virüsü ve diğer felaketler, sadece yapan zalimleri değil, işbirlikçilerini ve onlara ses çıkarmayan herkesi kuşatır. Ahiret yurdundaki hesaplaşma ve ebedi hayat ayrıca karşımıza çıkacaktır. Ahiret inancı bunu gerektirir. İnanan insan gereğini yapar. Dinde zorlama yoktur, inanma mecburiyeti yoktur. Ancak işittim ve itaat ettim demişsen, gereğini yapacaksın kardeşim. Virüs belasından  çok daha büyük bela ve musibetlerle karşılaşabiliriz. Esas hesap günü gelmeden kendi kendimizi hesaba çekmek zorundayız.İman etmiş kişiler olarak yeniden iman etmemiz gerekir.Allah’ın gücü ve kudreti her şeyin üstündedir. Buna iman etmemiz icab eder.Kulluk görevimizi hakkıyla yaparak, her çeşit isyan ve ahlaksızlığa “dur” demek mecburiyetindeyiz. .Yoksa hem dünyanın ve hem de ukbanın bela ve musibetlerinden kurtulamayız.”En çok korkman gereken varlık Allah tır” ve “ Allah kuluna kafi değil midir.” Sadakallahul azim. Rabbim söylemeyi, söylediklemizle amel etmeyi ve ihlastan ayırmamayı nasib etsin. Korona belasıyla birlikte bütün maddi manevi sıkıntılardan kurtulmak ve yüce Rabbimin rızasına nail olmak temennisiyle Allah’a emanet olunuz aziz dostlar.

 

 



Bu yazı 161 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI