Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
KORONA VİRÜSÜN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİ
Tarih: 11-10-2020 19:05:00 Güncelleme: 11-10-2020 19:05:00


Türkiye’de 10 mart tarihi itibariyle vaka tesbiti yapıldı ve bu güne gelindi.Dünyada ise özellikle Çin, İran ve bilahare İtalya, İspanya gibi ülkelerde ciddi bir şekilde kendisini gösterdi. Şimdi ise ABD başı çekiyor. En büyük ölüm ve vaka sayısı burada, bu kıtada.

Bu virüs, Yüce Allah’ın bir mahluku, bir yaratığı. Allah’ın iradesi dahilinde vuku bulan bir olgu, bir canlı. Öyle bir varlık ki, onu görmek ancak özel cihazlarla  mümkün. Nemrudu bitiren sinek, Covid 19 la ölçülmeyecek kadar cismen büyük bir mahluk. Ancak küçüklüğün zirvesinde bir mikrop  olmasına rağmen, çok büyük ölçüde bir tesir, devasa büyüklükte ve güçteki  ülkeleri! Çaresiz bırakacak kadar tesiri büyük bir yaratık.

İnsan eliyle üretilen ve dünyayı hizaya getirmeye çalışan birilerinin kötü niyetli bir üretimi midir, yoksa bunun dışında, sadece külli irade kapsamında vuku bulan bir hadise midir? Bunu ben bilemem. Ancak çok ciddi iddialar ve tartışmalar var bu konuda. Kalbi kara, niyeti kötü, sömürü ve zülümden başka bir amacı olmayan sadist ruhlu, zalim ellerin her daim çalıştığı muhakkaktır. Allah’ın mülkünde O’nunla savaş ilan etmiş olan bu gürühün bir çalışması mı, bir ürünü mü?! Bunu bilmem mümkün değil, ancak bu konuda uzman olmamakla beraber çok ciddi soru işaretleri olduğu kesindir.

2015 te vefat eden büyük bilim adamı Oktay Sinanoğlu, sadece ABD de bu virüsleri üretmek için kurulan iki laboratuarın varlığından bahsetmektedir. Abdullah Çiftçi, Abdurrahman Dilipak…gibi şahsiyetler de benzer şeyler söylüyorlar.Tersi iddialar da var, yani :”tabii bir şekilde, sadece külli iradeyle, yüce Allah tarafından bir hikmete binaen yaratılmış bir canlıdır.” Diyenler de var. Ancak insanın müdahalesi olsun veya olmasın, her halukarda yüce Rabbimin iradesi dahilinde olan bir vakadır. İnsanın cüzi iradesi de, yine külli iradeye mütealliktir, O’nun izni ve muradı olmadan hiçbir şey olamaz.

Bu alemi bir durumdur, yani  evrensel bir salgındır. Batı lisanıyla bir pandemi olup bütün dünyayı ilgilendiren umumi bir ikazdır. Cismani boyutu itibariyle çok küçük olsa da, maddi tahribatı çok büyük olmuştur. Pek çok insanın ölümüne ve hastalanmasına sebep olmuş, bütün dünya, bu covit 19 mikrobundan korunmak için seferber olmuştur. Ülkemizde en  üst yöneticiler ve bütün sağlık çalışanları, az ölüm, az vaka olsun diye, iyi korunmak ve de iyi bir tedavi için, tatlı bir telaş ve heyecan içinde, canla başla çalışmaktadırlar.  Bilim kurulu oluşturulmuş, veriler burada müzakere edilmekte ve bir karara varılmaktadır ki bunu biz önemsiyoruz.Bizlere düşen görev, alınan kararlara uymaktır. Dinimizin emir ve tavsiyeleri de benzer şeylerdir: Efendimiz (sav), bir yerde veba, taun baş gösterirse oraya gitmeyin, olduğunuz yerde baş göstermişse orayı terk etmeyin” buyurarak, bu günkü karantinanın önemini aynen tembihlemiştir.Temizliğin önemi vurgulanıyor şimdi. Ellerin yıkanması belkide en önemli tedbir ve tavsiyelerinin başında gelmektedir.Dinimizde de temizlik, çok önemli bir hadisedir. Günde defalarca abdest almamız, yemekten önce ve sonra ellerimizi yıkamamız dinimizin emir ve tavsiyeleridir. Neticede bilim ve mükemmel olan dinimiz aynı şeyleri söylemektedir. Bu kurallara uymak sağlığımızı korumak için elzemdir.

Neredeyse bütün insanlık eve hapsedilmiştir bu büyük hadiseden dolay. Evden çıkamayıp işinin başına gidemeyince insanlar, ekonomik sıkıntılar baş göstermiş, üretim, imalat  ve ihracat büyük hasar görmüştür. Esnaf kirasını verdiği ve başka sabit giderlerini ödediği halde, bir süreliğine de olsa dükkanına kilit vurmak zorunda kalmıştır. Dünya ekonomisi, bu küçük Rabbimin yaratığına adeta  teslim olmuştur. Zaten çok olan işsiz güçsüz insan sayısı, bu süreçte daha da artmıştır.

Her çeşit sportif ve kültürel faaliyetler askıya alınmış, bu alanlardaki bütün aktiviteler, geçici bir süre durdurulmuştur. Bu amaçla açılmış tüm işletmelerde, aktivitelere ara verilmiş ve bu sektörde de ekonomik bir hasar meydana getirmiştir. Dünyada olduğu gibi bizde de hayat maddi anlamda zorlaşmıştır.

Bütün camiler, ibadethaneler, medrese ve İlim merkezleri, özel ve devlet okulları ve yurtlar, topyekün yüz yüze eğitim kurumları kapatılmış, geçici olarak askıya alınmıştır. Alternatif çalışmalar yapılmakla beraber, internet üzerinden yapılan bu sanal çalışmalar bir yere kadar verimli olmaktadır. Haremeyn, Kabe ve Mescidi Nebevi’de bile, mahzun bir şekilde ibadete ara vermiştir.

Akraba, dost ve komşu ziyaretleri yapılamadı. En yakın akrabalar bile birbirlerine gidemeyip  hasret kaldılar. Bir musafaha, bir kucaklaşma.. yapılamadı. Şehirler arası ve uluslararası gidiş gelişler askıya alındı. Kimse birbirine yaklaşamadı. Sosyal mesafe korundu.Taziyeler, düğünler ve benzeri hiçbir sosyal aktivite yapılamadı…yapılmamalıydı zaten, bir hikmete, bir ihtiyaca binaen. Sağlık çok önemli ve onun için elbette her tedbir alınır, lakin pek çok olumsuz sonuçlar da doğurmuştur maalesef.

Ancak bütün bunlar, sağlık tedbirleri için  alınan önemli ve doğru kararlardır. Olması gereken tedbirlerdir. Niye yapıldığı değil bizim anlatmak istediğimiz, bu önemli hadisenin nasıl sonuçlar doğurduğudur. Ülke olarak ve özellikle Sağlık Bakanlığımızın, bu konuda iyi bir sınav verdiğini düşünüyorum. Peki, bu salgının iyi ve olumlu tarafları da  yok mu? Kanaatime göre en az olumsuz yanları kadar, faydalı ve iyi cihetleri de olmuştur.

Her şeyden önce, Rabbül Alemin, kendisini bir kez daha hatırlatmıştır. Dünya sevgisinde boğulan gafil ve azgın insanların uyanmasına  bir katkı sunmuştur, uyarıp ikaz etmiştir: “ Bu dünya nimetlerinin kim tarafından insanlığa bahşedildiğini hatırlatmış, bu dünyanın sahibi, maliki ve hakimi sadece benim demiştir. Güç, kuvvet ve kudret sahibi sadece Kadir’i mutlak olan yüce Allah’tır mesajını vermiştir. Benim mülkümde, ilahlık taslayamazsın, nankörlük edemezsin, koyduğum kuralları çiğneyemezsin, ahlaksızlık yapamazsın, kullarıma zulmedemezsin, sömüremezsin, katledemezsin…sen aciz ve zavallı bir varlıksın, senin ölümün  bir virüs kadar kolay ve yakın, öl dediğimde ölürsün, sen benim güçsüz, cahil, zalim bir kulumsun. Aklını başına almazsan  geçmiş kavimleri helak ettiğim gibi helak ederim, yok ederim seni.Akıllı ol, kendine gel, fıtratına dön ve tövbe et…”  buyuruyor lisanı hal İle, bu ilahi mesajları veriyor hakimlerin hakimi olan Cenab-ı Allah (cc).  Rabbim, kendi mülkünde, kendi  dünyasında, kendisine isyan edip baş kaldıran ve birbirlerine karşı zalim olan kimselerin acizliğini, cüceliğini, hiçliğini… ve kendi kudret ve azametini bir kez daha göstermek istemiştir. Belkide bu ikaz, en azından bir kısım  insanları uyandırıp doğru yola koyacaktır.Bu büyük bir kazanım olur ki bunun bazı belirti ve işaretleri vardır. Birincisi bu.

Aile kurumunun önemini anlatmama gerek yok sanırım. Aile toplumun temel taşıdır.Ancak bu kutsal yapı çok yönlü bir saldırı altındadır. Özellikle son yıllarda bu olumsuz durum artmış, aileler parçalanmış, yavrular sevgisiz, şefkatsız, ailesiz kalmaktadırlar maalesef.İşte tamda böyle bir zamanda zorunlu da olsa evde buluşma, bu vesileyle biraz daha kaynaşma, bütünleşme gerçekleşmiştir. Geçmiş günlerde, doğru düzgün evine uğramayan, eşini, çocuklarını ihmal eden kimseler, tabir caizse eve  hapsedilmişlerdir. Zorunlu bir beraberlik sağlanmıştır. Bu da ayrı bir kazanç.

Camiler kapatılmış ancak bir kısım evlerimiz, cami ve mescitlere, sohbet meclislerine, eğitim kurumlarına ve kütüphanelere… dönüşmüştür adeta,  elhamdulillah. Evinde sürekli cemaatle namaz kılan, dini sohbetler yapan, çok kitap okuyan ailelerin ortaya çıktığını biliyoruz. Evin bir odasını mescit niyetiyle kullanan, tefekkür ve itikaf niyetiyle ibadette bulunan müslüman kardeşlerimiz oluşmuştur. Bu dönemin önemli artıları bunlar.

Salgının hakim olduğu bu günlerde, kumar ve her türlü oyun yerleri ve salonları, milli piyango ve bütün şans oyunları, içki ve Uyuşturucu alemlerinin yapıldığı mekanlar kapalı tutulmuş, çok zararlı olan bu cürüm ve günahlar, büyük oranda yapılamamıştır. Dedikodu, gıybet, kavgalar, ölümler, öldürmeler, trafik kazaları, gasp, soygun… gibi pek çok zararlı şeyler azalmış, yapılamamıştır. Afedersiniz ülkemizde de kasaplık hayvan statüsünde olan domuz eti, otel ve restorantlar kapalı olduğundan,  tüketilmemiştir. Başka zararlı faaliyetler de  yapılamamıştır. Bunlara da  birer kazanım olmuştur.

Sözlerimi toparlarken,” siz bazı şeyleri kerih ve çirkin görürsünüz, sizin için onda hayır vardır, bazı şeyleri de seversiniz, sizin için onda şer vardır. Allah bilir siz bilemezsiniz.” Şeklindeki Rabbimin  ilahi mesajını  da hatırlatmak isterim. Corona virüs mikrobundan çok daha tehlikeli maddi ve manevi başka  mikropların olduğunu da unutmamak gerekir.Nasıl ki temizliğin  maddi ve manevi cihetleri, yönleri varsa, sağlığın da maddi ve manevi cepheleri vardır. Hepside önemlidir. Vucut ve beden sağlığımız önemliyse, bütün organlarımız değerliyse, ki öyledir, aynen öyle de manevi sağlığımız da çok önemlidir. Her türlü mikroptan korunmak lazım. Mevla muhafaza buyursun. Amin Allah’a emanet olun aziz kardeşlerim.

 

 

 



Bu yazı 762 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI