Nasihat olarak ölüm yeter. Ölüm mefkûresi, insanı hatadan alıkoymalı, haram ve isyandan men etmeli, dünya sevgisi ve cihat korkusuna karşı frenlemelidir. Ümmetin en büyük hastalığı olan ve “dünya sevgisinden dolayı ölümden korkmak” şeklinde tanımlayabileceğimiz VEHN hastalığından, ancak ölüm nasihatı ile kurtulabiliriz. Yukarda da değindiğimiz gibi, Allah dostu Behlül’ün: “ işte kabirleri işte sarayları ” nasihati, tamda bu ölüm nasihatinin en güzel ifadesidir.
Deve kuşunu bilmeyen yoktur sevgili dostlar. Başı küçücük, gövdesi ise kocamandır. Rabbim onu birazda ahmak yaratmıştır. Avcı onu görmesin diye başını kuma sokar. Lakin, kocaman gövdesi dışardadır ve avcı çok rahat bir şekilde onu avlar. Aynen onun gibi, bizim ölümü düşünmeyip, dünyaya rasgele dalmamız, dünya sevgisini kalbimize gömmemiz, ahireti ve yaradılış amacımızı ve gönderiliş gayemizi unutmamız… akıllıca bir davranış değildir. Ölümü düşünmüyor olmamız, ölümün gelmesini engellemez. O halde Ölüm, her an gelebilecek olan bir gerçektir, bir hakikattır. Onu düşünmemek, hatırda tutmaktan kaçınmak, bizim sadece gafil avlanmamıza, hazırlıksız yakalanmamıza sebep olur. Akıllı insan: Efendimiz’in (sav) tabiriyle: “ Nefsini terbiye eden ve Ahiret için hazırlık yapan kimsedir.” buyurmuşlardır. Her an ölecekmişiz gibi hazırlıklı olmak zorundayız. Yine Resulullah ( sav) Efendimiz’in: “ Kabristanları ibret olsun diye geziniz.” talimatı çok anlamlıdır. Ölüm tefekkürü, yada ölüm rabıtası çok müfittir, faydalı bir davranıştır. Yine Habib’i Kibriya Efendimiz ( sav) : “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için, yarın ölecekmiş gibi de ahiret için çalışınız.” İfadesiyle, dünyayı da ihmal etmememizi, dengeli bir hayat sürdürmemizi istemektedir.
“Gönül dergahı ilahidir”, gönül ancak Yüce Allah’ın sevgisine layıktır. Dünyamızı ihmal etmeden ve ancak sevgisini kalbimize koymadan çalışmalıyız. Dünyaya dünya kadar, Ahirete de Ahiret kadar önem vermeliyiz. Namertlere muhtaç olmamak için zekat, sadaka ve her türlü infak için çalışıp para kazanmak, dinimizce tavsiye ve teşvik edilmiştir. İsteyen değil, veren kişi olmamız tercih edilmiştir.” Kuvvetli mümin zayıf müminden daha hayırlıdır.” hadisi meşhurdur. Harama, faize, kul hakkına bulaşmadan çalışıp para kazanmalıyız. Lakin “ halk içinde Hak ile beraber olmalıyız.” Dünya işlerimizi yaparken bile Rabbimizden, yaradılış gayemizden ve ölümden gafil olmamalıyız. Gönlümüzün padişahı yüce Rabbimiz ( cc ) olmalı, en büyük sevgiyi O’na ayırmalı ve bütün hayatımızı bu minval ve bu denge üzerinde sürdürmeliyiz.
Ölüm rabıtası, ölüm mefkuresi, ölüm tasavvuru bizi sıratı müstakime koyacak olan en büyük araçlardandır. En ufak gaflet ve ihmal bizi felaketlere götürebilir. Yüce Allah (cc) Kuranı Kerim’de: “ …siz acil geçici olan dünyayı seversiniz, ahireti ise kulak ardı edersiniz” buyurarak, bizim temayülümüzü ortaya koymaktadır.
O halde bu dünya sevgisi bizim için bir baş belası olabilir, pek çok kişinin başına bela olduğu gibi. Peygamber Efendimiz ( sav ):” Her ümmetin bir fitnesi vardır, benim ümmetimin fitnesi de dünya sevgisidir” buyurarak, bizim zayıf yanımıza işaret etmiştir. Ölüm tefekkürü, uyanık kalmamızı sağlayabilir. Ölümümüzün zamanı bellidir:” Ne bir saat te’hir edilecek ne de öne alınacaktır.” Esas felaketimiz ise: hazırlıksız ölmemizdir.
Ölümümüze sebep olan şeyler farklı olabilir. Korona virüsü ile ölen kardeşlerimiz de var, başka sebeplerle ölenler de. Mühim olan şey, bu günleri bir şans olarak görüp ölüme çok iyi bir hazırlık yapmaktır. “ Rabbim bizi ölüme hazır olan kullarından eylesin. Mevlam bize iyi bir kul olmayı, uyanık olup gaflete düşmemeyi ve hayırlı bir ÖLÜM nasib nasib etsin inşaAllah. Allah’a emanet olunuz sevgili dostlar.
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort