Şehit Abdullah Azzam 1941 yılında Filistin’in Sıla El Harısiyye kasabasında doğu. İlk ve ortaokulu burada okuduktan sonra Üniversiteyi Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesinde okudu.1966 yılında üstün bir dereceyle mezun oldu.Kısa bir süre Amman’da lise öğretmenliği yaptı.1967 yılında İsrail’in Mescid-i Aksayı ve Batı Şeriayı işgal ettikten sona, Şehit Abdullah Azzam, 1969 yılında İhvanül Müsliminin Mücahitler Birliğine katıldı. Ancak Ürdün ordusu ile Fedaiyyun arasında başgösteren olaylar nedeniyle Filistinde cihadını sürdüremedi.
Şehit Azzam 1969 yılında “usûlü’l- fıkıh” alanında mastır yaptı. Bir süre Amud Şeriat Fakültesinde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra Kahire’ye doktora için gitti. 1973 te birincilikle doktorasını tamamladı.1973-1980 yılları arasında Ürdün Üniversitesinde öğretim üyeliği görevinde bulundu. 1980 yılında Ürdün genel askeri mahkemesinin kararıyla, buradaki görevine son verildi. Kısa bir süre Cidde Kral Abdülaziz Üniversitesinde çalıştıktan sonra, Afgan cihadına yakın olmak amacıyla Pakistan’a gitti.1981 yılında İslamabad’ta bulunan uluslararası İslam Üniversitesinde çalışmaya başladı.Afgan cihadına yoğunlaştığı için, bir süre sonra buradaki öğretim üyeliği görevini de tamamen bırakıp Peşavere yerleşti. Afgan cihadına eğitim müsteşarı olarak görevlendirildi.İki oğluyla birlikte Şehit olduğu 14 Kasım 1989 yılına kadar bilfiil Afgan işgaline karşı, cihad görevini yaptı, mücahitlerle birlikte savaşa katıldı.
Şehit Abdullah Azzam, Afgan cihadını organize etmek amacıyla “ Beytül Ensar” ( daha sonra ismi Hidemat oldu) adıyla bir büro açtı. Afgan cihadına giden hemen hemen bütün mücahitler bu büro etrafında toplandı. Cihad için gönderilen yardım malları, cephane temini ve taşıma hizmetleri bu büro marifetiyle planlanmaya başlandı. Dışardan cihat için gelen mücahitler burada hızlı bir şekilde eğitildikten sonra cepheye sevk ediliyorlardı.Sağlık hizmetleri ve tanıtım için kasetlerle cihadı tanıtma işi de bu büro marifetiyle deruhte ediliyordu. Bu büro, askeri, sıhhi, öğretim, eğitim sosyal ve haberleşme alanlarında da neredeyse bütün Afganistan’a hizmetler sundu. Cihadın ilimsiz olamıyacağını savunan Azzam, hiçbir zaman ilmi çalışmalardan ve eğitimden kopmadı.Savaşın ortasında bile eserler yazdı: ” Cihat Fıkhı”, “Afgan Cihadında Rahmanın Ayetleri”, ”İslam ve İnsanlığın Geleceği “, “Müslüman Halkın Cihadı” gibi. Ayrıca cephelerde yaptığı eğitimin kasetleri, elimizdeki bu iki ciltlik “ Tevbe Suresinin gölgesinde cihat dersleri” kitabını oluşturdu. Şehit Azzam, Kah cephede savaşıyor, kah büroda eğitim veriyor, bazen gençleri eğitiyor, kamplarına katılıyor, kah cephaneleri kervanlarla sevk etme işini idare ediyor, mali yardım ve kervan için yük hayvanı temin ediyordu. Şehit Azzam, fırsat buldukça, dergi çıkarıyor, kaset dolduruyor ve Afgan cihadını tanıtan bir çok şey de yapıyordu.Kısaca Şehit Abdullah Azzam, Fiili cihadı, Sözlü cihadı, yazılı cihadı, mali cihadı, cihad eğitimini, camilerde va’z ve irşad işlerini, sağlık işlerini ve diğer organizasyonları eş zamanlı olarak yapıyordu. Bütün zamanını ve her şeyini bu işe adamıştı.
Şehit Abdullah Azam’ın Şehit İzzettin El Kassam’a benzeyen bir çok yönü de vardı.Zaman olarak İzzettin El Kassam (1882-1935) vefat ettikten altı yıl sonra Şehit Abdullah Azzam (1941-1989) dünyaya gelmiştir. Şehit oldukları zaman El Kassam 53 yaşında, Şehit Azzam ise 48 yaşındaydı. Her ikisi de cihadın yanında ilme de çok önem vermişlerdir. İkiside camilerde vazetmişler, okullarda eğitim-öğretim hizmetinde bulunulmuşlar ve özellikle gençlerin eğitimine çok önem vermişlerdir. İkiside İhvanın gençlik teşkilatı içinde bulundular, silah eğitimi ve fiili cihada katıldılar ve sonunda ikisi de şehadet şerbetini içtiler.
Şehit Azzam, 24 Kasım cuma günü, her zaman namaz kıldığı “ Sab’ul Leyla “ Camiine gitmek üzere evinden çıktı.Amacı Cuma hutbesini okumak ve namaz kıldırmaktı.İki oğlu Muhammed ve İbrahim ile birlikte arabasına binmek üzere yaklaştığı sırada, çok şiddetli bir patlama meydana geldi.Uzaktan kumanda ile haince patlatılan aracı, paramparça oldu, derin bir çukur oluştu. Bu canice yapılan saldırı sonucunda büyük mücahit Şehit Abdullah Azzam ve fidan gibi iki oğlu ile birlikte şehit oldular. 48 yaşındaki Şehit Dr Abdullah Azzam ve gencecik yavruları, bu şerefli ölümle canlarını Rablerine oracıkta teslim ettiler. Cenazesi büyük ve coşkulu bir kalabalık tarafından kaldırıldı. Cenaze namazını Afgan liderlerinden Sayyaf kıldırdı. Böylece, 1941 yılında Filistin’de başlayan bu çileli dünya hayatı, 1989 da Peşaver’de, hüsnü hatimeyle, izzet, şeref ve şehadetle sona erdi.Şehidin hayatı, dolu dolu geçti. ilim ve cihat O’nun olmazlarındandı.Kendi canı ile beraber çocuklarının da canını İslam yolunda kurban verdi.Böylece dünya imtihanını başarıyla kazandı.Mekanları cennet, ruhları şad olsun.
Şehit Abdullah Azzamın cephede yaptığı cihad eğitimi faaliyetlerinin bir sonucu olarak kitaplaştırılan “Cihat Dersleri” adlı bu iki ciltlik eser, Tevbe Suresinin gölgesinde sunulmuş ve bilahare yazılmıştır. Cephete yaptığı eğitim faaliyetlerinin, cihad derslerinin kayıtları kitaplaştırıldı. Bu nedenle, kısaca Tevbe Suresini tanıtma ihtiyacını hissettim.
Tevbe Suresinin Medeni olduğunu, yani Medinede inen bir sure olduğunu, başında besmele bulunmayan tek sure olduğunu, 129 ayet içerdiğini, Tevbe isminin yanında ,Berae, Buhus ve Fadıha gibi başka isimleri olduğunu, müşriklerle savaşa izin verildiği ve münafıkların çirkinliklerini araştıran ve onları rezil ve rüsva eden bir sure olduğunu hatırlatmak isterim.İslam düşmanlarına karşı savaş içeren bir sure olduğu için, başına sure konulmamıştır diyen bir görüş vardır. Hz Ali bu görüşü savunur. Besmelede “eman” vardır diyor. Sürede ise savaş vardır ve ikisi çelişir diyor ilmîn kapısı. Bu nedenle besmele konulmamıştır diyor. Hz Osman ise, Tevbe Suresi Enfal Suresinin devamı olduğu için besmele konulmamıştır diyor. Kurtubi ve Kuşeyri ise, Cebrail (as) bu sureyi besmelesiz indirmiştir.Başka neden aramaya gerek yok diyorlar. Başka görüşlerde vardır.
Tevbe Suresinin tanıtımını bitirirken Tevbe Suresinin 24. Ayetini hatırlatmak isterim. Dünya ve ahiret sevgisinin önemini, ve sonucunu ortaya koyan bir ayettir. Dünyalık olarak 8 şeyi saydıktan sonra, uhrevi olarak ta 3 şeyi sayıyor ve “şayet dünyalıkları daha çok seviyorsanız Allah’ın emrini(azabını) bekleyiniz.” hükmünü veriyor Cenab-ı Hak.
Sözlerimi toparlarken , Şehit Abdullah Azzamı kısaca tanıttıktan sonra, Tevbe suresinin gölgesinde cihad derslerine bir süre devam edeceğiz inşaAllah. Cenab-ı Hak, dünyayı tercih edenler, azabımı beklesin derken, Allah yolunda cihadın önemini vurgulamıştır. Çünkü Yüce Allah söz konusu 24. Ayette: Dünyalıkların karşısına, Allah’ı, Resul’ünü ve Allah yolundaki cihadı koymuştur.Bunları daha çok sevin, bunları dünyalıklara tercih edin ve cihadsız kalmayın buyurarak, Allah için yapılan cihadı, zirveye koymuştur. Adeta Şehit Abdullah Azzam gibi, cihadı dünyanıza tercih edin ve Allah yolunda, malınızı, makamınızı, canınızı gerekirse kurban edin demek istiyor. Rabim, tövbekarlardan, cihadsız olmayanlardan, ibadetten zevk alanlardan ve müslümanların derdiyle dertlenenlerden eylesin. Rabbimin rızasına nail olmak dileğiyle Allah’a emanet olunuz aziz dostlarım.
Abdurrahman Sevgili
bonus veren siteler,deneme bonusu veren siteler
flyjota.com Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu veren siteler Deneme bonusu
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
mercurecasino poker siteleri betmatik betturkey
başakşehir escort ,ikitelli escort ,güneşli escort ,kayaşehir escort ,bağcılar escort ,esenler escort ,eyüp escort ,güneşli escort ,kumburgaz escort ,topkapı escort
halkalı escort ,avrupa yakası escort ,şişli escort ,avcılar escort ,esenyurt escort ,beylikdüzü escort ,mecidiyeköy escort ,istanbul escort ,şirinevler escort ,avcılar escort