Diyarbakır’ın özgürlüğüne kavuşturulması sırasında 27 sahabe arkadaşıyla şehit olan ünlü komutan Hz. Halid Bin Velid’in (r.a.) oğlu Hz. Süleyman, (r.a.) ve diğer şehit sahabelerin de adlarının şehirdeki yerlere verilmesi çok yerinde bir davranış olur.

Dicle Irmağı’mızın “On Gözlü” gerdanlığının üst kısmında bir set yapılarak suyun birikmesi sağlanıp geride büyük bir göl oluşturulup “Dicle Vadi’miz” suyla doldurulursa “Dicle Boğazı” oluşturulabilir. Bu boğazın her iki yanına da parklar, bahçeler ve dinlenme yerleri yapılıp etrafı güllerle süslenebilir; geçmişte olduğu gibi “Kavs Mesiresi” haline getirilebilir...

Şu an kalıntıları kalmış olan ve Padişah IV. Murat’ın Bağdat Seferi dönüşü uzun bir süre kaldığı “Çarbağ Köşkü” (1634 yılında yaptırılmıştır) restore edilerek aslına uygun bir yapı durumuna getirilirse hem turistik hem de sosyal açıdan iyi ve yerinde bir hizmet olur.

Tarihçi, Şevket Beysanoğlu: “Eskiden Dicle Vadisi boyunca sıralanmış birçok köşk vardı. Çarbağ Köşkü’nün önünde, Dicle kıyılarına kadar uzanan bahçeler, bağlar, güllükler vardı. Buralar halkın sık sık gittiği mesire yeri idi. Ali Emiri de bunu şu beyitle ifade eder:

“Letafetle döner ol ca-i ziba bağ-ı firdevse,

Bahar eyyamı geldikte, hedenkasa atıl Kavs’e!”

Evliya Çelebi Kavs Bağı Mesiresi için şunları yazar: ”Bu da meşhur bir İrem Bağı’dır... Bu gezinti yeri Şatt’ın karşı tarafında cennet bahçesinden bir köşedir ki tarifi imkansızdır.” (Anıtları ve Kitabeleriyle Diyarbakır- Şeket Beysanoğlu, 2. cilt, sayfa:639 ve 641)

Ayrıca; piknik ve mesire yerleri belediye tarafından düzenlenip yeşil alan durumuna getirilmeli,

Şehir içi kaldırımlar, sorumlu temizlik görevlisi işçilerce düzenli kontrol edilip temiz tutulmalıdır.

Diyarbakır sıcak bir iklime sahip olduğu için kaldırımlara belli aralıklarla kavak, akasya ya da çınar ağacı dikilmelidir.

Yeni sistemde ağaçlar sadece refüjlere dikilmekte ise de bu serin ve soğuk iklimli şehirler için geçerlidir. Diyarbakır’ın sıcak bir şehir olmasından ötürü kaldırımlara ağaçlar dikilecek şekilde projeler revize edilmelidir. İklimi serin olan şehirlerde sadece refüjlere dikilen ağaç projesi şehrimize uygun değildir.

Çöp bidonları döküldükten sonra bulundukları yerler de temiz deterjanlı suyla yıkanmalıdır. Şehrimizin en işlek caddesinin kaldırımında çöp konteynerlerin durduğu yerlerdeki çöp döküntüleri ve yakındaki lokantaların döktüğü kül olduğu gibi duruyor. İğrenç bir kirlilik ten ötürü insan oraya adımını atmak istemiyor! Buralarda sinek, haşerat ve böceklere karşı sık sık ilaçlama yapılmalı.

Refüj ve yeşil alanların sulanması için yapılan altyapı çalışmaları gözden geçirilmeli ve iş bitirme kontrollerinde işin aslına uygun mu, yoksa göstermelik mi yapıldığına dikkat edilip öyle onay verilmelidir. Çünkü bakıyorsunuz yapılış sırasında yüklenicilerce toprağın altına koca koca hortumlar yerleştiriliyor; ancak iş bitip sulamaya sıra gelince yine tankerlerle sulamanın yapıldığı gözlemleniyor! Burada bir terslik var. Ya bu alt yapı gereğince yapılmamış ya da belediye yetkilileri bu sistemi çalıştıramıyor ve sulama dedelerimiz zamanındaki yöntemlerle yapılıyor. Yazıktır, günahtır, harcanan paralara yazık... İhale verilirken dünya kadar hesaplamalar yapılıp tonlarca paralar harcanıyor ancak sonuç olumsuz.

Belediye zabıtası, gereğince alışveriş yerlerinde, semt pazarlarında ve diğer yerlerde gerekli kontrolü yapmalı. Ana caddelerde düzensizce yapılan satışlar, görüntü ve gürültü kirliliği ve sağlığı bozucu manzaralar ortaya koymaktadır.

Seçime ramak kaldı, şehrimizin hizmete ihtiyacı var. Değerli adaylarımız bu konulara dikkat ederleerse şehrimizde yaşayan halkımızın yararına olur. Birlikte mutlu olmanın yolu şehrimize hizmetten geçer.

İnşallah devam edeceğiz, şimdilik kalın sağlıcakla!