Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Covid-19 virüsüne karşı amansız bir mücadele verilmektedir. Bir taraftan insanların bu virüse yakalanmaması için alınan sıhhi ve fiziki tedbirler, diğer taraftan da bu virüse yakalanan hastaları tedavi etmek ve onları sağ salim normal yaşamlarına döndürmek için sağlık çalışanlarınca  verilen amansız mücadele takdir edilmeye değer. Süreç uzayınca kronik hastalığı olan hastalar veya  kronik bir hastalığa yol açacağı ihtimali göz önünde bulundurulduğunda küçücük bir rahatsızlığın tedavi edilmesi ihmale gelmez bir durumdur. Pandemi dolayısıyla sağlık kuruluşlarındaki bazı bölümler kısıtlı olarak hizmet veriyorlar yada hiç vermiyorlar. Bu durum en fazla kronik hastalığı olan kişileri ekonomik yönde etkilemektedir. Çönkü, bu durumdaki hastalar, virüse maruz kalmamak için zorunlu olmadıkça devletin sağlık kuruluşlarına müracaat etmiyorlar. Kendi imkanlarıyla özel hastanelere gitmeyi tercih ediyorlar. Özel sağlık kuruluşları da bu fırsatı değerlendiriyorlar.

Bu pandemi döneminde en fazla mağdur olan hastalar,dişinde problem olan hastalardır. Çönkü, diş hastaneleri ve poliklinikleri personel yetersizliği ve virüs gibi gerekçelerle yeterince hizmet vermiyorlar. Devletin sağlık kuruluşlarından hizmet alamayan diş hastaları,mantar gibi çoğalan ehliyetsiz kişilerce kurulan ve işletilen sözde özel diş kliniklerine astronomik rakamlar ödemek zorunda kalıyorlar. Bunun en bariz örneği :Devlet hastanelerinde 750 lira karşılığında  yapılan bir implant sözüm ona özel diş kliniklerinde 2- 3 bin lira karşılığında yaptırılıyor. Adım başı para karşılığında bir diş hekimi diplomasi kullanılarak kurulan ve ehliyetsiz kişilerce işletilen bu gibi işletmelere devletin yetkili kurumları sıkı bir denetime tabi tutmaları gerekiyor. Özellikle il sağlık müdürlüğü yetkilileri açılan özel diş  kliniklerini sıkı bir denetime tabi tutmaları  vatandaşları sağlık ve ekonomik zarara uğramamaları önleyecektir.