Bugun...


Ahmet Ay

facebook-paylas
Devletin asırlık kamburu: CHP
Tarih: 23-12-2020 00:43:00 Güncelleme: 23-12-2020 00:43:00


 

“Cumhuriyeti kuran partiyiz” demekle övünen CHP’li yöneticilerin, kurduklarını iddia ettikleri cumhuriyeti ne hale getirdiklerini anlatan bir metafor da icat etmelerini beklerdik. Böylece kestirmeden ve çarpıcı bir kavram ile bu devlet için, bu millet için yaptıklarını da öğrenmiş olurduk.

Osmanlı Devleti 600 yıllık şan ve şeref dolu ömrünü tamamlamış, dünyadaki bütün imparatorluklar, medeniyetler, devletler gibi yerini halefi-mirasçısı olacak devlete bırakmıştı. Bu süreçte yaşananları, katkı sunan, sürece köstek olan aktörleri -sağlıklı yazılmasa da- yazılı tarihten okuyabiliriz.

Ancak,

Kahir ekseriyetiyle CHF’liler/CHP’liler, 29 Ekim 1923’ten sonra Türkiye'nin ilerlemesi ve Türkiye'nin müreffeh bir ülke olması için değil, varsın Türkiye küçük olsun, fakir olsun, insanlar pula muhtaç olsun lakin bizim yönetimimizde olsun diye çalıştılar. Neticede devlette ve memlekette önce toprak kayıpları, sonra değer aşınmaları yaşandı. Öyle ki CHF tarafından küçültülen bu ülkede örfünden, adetinden, kültüründen, müziğinden utanır bir güruh yetiştirdiler.

Tek adamlık,

CHF de.

Parti devleti,

CHF döneminde,

Erklerin Milli Şefin uhdesinde oluşu da zaten kendisini ve CHF’yi layus’el kılmıştı.

Serbest seçimler olmadığı için millete hesap verme dertleri de yoktu. Bu durum onları daha gaddar, daha pervasız ve halktan kopuk kılmıştı. Neticede hesap verecekleri milli irade CHF’nin ipoteği altındaydı.

Tek parti döneminin akıldânelerinden Zeki Mesut Bey, bütün muhalifler sindirildiği halde, ‘Devlet yönetiminde eleştiri ve denetim sağlanmadı…’ savını öne sürerek, ‘…Türkiye’de devrim partisi dışında bir parti kabul edilemez.’ diyordu.

İş Bankası beslemesi Mahmut Bey, “Yeni rejim, ihtilalin prensiplerini ideal haline sokmak, bilhassa memleketin gençliğinde yeni bir inkılap imanı yaratmak için her vasıtaya müracaat ediyor. Her imkandan istifade ediyor. Önüne çıkan her engeli yıkmaktan çekinmiyor. Bu engeller vatandaşın özgürlüğüne taalluk etse de…” diye övdüğü Yugoslavya diktatörlüğündeki ve komünist Rusya’daki vahşetin Türkiye'de de uygulanmasını öneriyordu.

Dönemin sözü dinlenen kişilerinden olan Falih Rıfkı da “Halk yığınlarına karşı komşu fırkanın inkılapçı metodlarından yararlanabiliriz…” diyerek Komünist Rus ve İtalyan mezalimini Türk Milleti için öneriyordu hem de Faşist Benito Amilcare Andrea Mussolini’den alıntılar yaparak:

Ahmaklar, alçaklar, korkaklar, politikacılar, tembeller, iktisatçılar, ahlakçılar, gafiller… bunlar inkılabın muhalifleridir, sakın unutmayın… diyordu Mussolini ve kendilerine muhalif herkesi katliamdan geçiriyordu.



Bu yazı 5695 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI