Bugun...


Ahmet Ay

facebook-paylas
Yargı Paketleri Deyip Geçmeyin!
Tarih: 25-06-2021 00:01:00 Güncelleme: 25-06-2021 00:01:00


Türkiye, 19 yıldır iktidarda olan Ak Parti döneminde öyle devrimler yaşadı ki artık bizler “bomba etkisi” yaratmayan değişiklikleri çok olağanmış gibi görüyor ve anlatacağım olağanüstü “dönüşüm”lere duyarsız davranabiliyoruz.

Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi’ne geçildikten sonraki 3-3,5 yılda yargının 80 yıllık hantal yapısı değişti. Bu değişim Moğoltay’ın “seçme”lerine, FETÖ’den atılan 5 bin hakim ve savcıya rağmen yaşandı.

Yargının yükü çok fazlaydı, “tabiatı” da ağırdı.

Amaaan! Benden sonra bakılsın” denilerek 50 yıl bekletilen dava dosyaları yeni yeni raflardan indirilerek karara bağlanıyor. Yargıtay’ı tıkayan dosyalar Bölge Mahkemelerine, İstinaf’a gidiyor ve gecikmeden sonuçlandırılıyor.

Her şey yönetim becerisi ile alakalı ve geçmişte yaşadığımız yargı hantallığını süregelen yönetim anlayışı ile izah etmek mümkün. Dün bitirilemeyen dosyalar nasıl oldu da yeni dönemde, daha doğrusu Abdülhamit Gül’ün bakanlığı dönemindeki yargı/lama sistemi ve anlayışı sayesinde bitirildi?

Demek ki Türkiye yargı sisteminde çok köklü değişikliklere gitmiş ki eskiden, “Bu duruşmaya gitmesek de olur çünkü bir bahane bulup erteleyecekler” diyen vatandaş, artık duruşmaları kaçırmıyor.

Ne olmuştu?

Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayıs 2019'da açıklanan "Yargı Reformu Strateji Belgesi" çerçevesinde seri Yargı Reform Paketlerini hatırladınız mı?

Şimdi, “Acaba biz neyi kaçırdık?” diye düşünüyorsunuz.

Çok şeyi!

Abdülhamit Gül’ün Adalet Bakanlığı görevine getirildiği dönemi hatırlıyorsunuz;

FETÖ’nün yargıyı kara bir leke içinde bıraktığı dönemi,

Basit davalar için bile, “Nasıl olsa yıllarca sürecek” dendiği,

En kötüsü de;

Duruşmaları yönetecek yeterli hakim ve savcının hatta yardımcı personelin bulunmadığı dönem…

Ama kısa sürede yapılan atamalar,

Çıkarılan yasalar,

Peş peşe gelen Yargı Paketleri sayesinde Türkiye nefes alacak hale geldi. (Ara Not: Kimse kusura bakmasın, yargıda yaşanan bu güzellikleri, kimi art niyetli yargıcın skandal kararları ile gölgelemeye niyetim yok.)

Bakınız;

Yargı paketleri bir bir açıklandı, açıklanıyor.

Yargı Reform paketlerinde inanılmaz güzellikler var, lakin ben sadece son paketteki 2-3 madde üzerinde duracağım.

Duracağım ki Türkiye'nin yargı alanında neler yaptığı net olarak anlaşılabilsin.

Mesela beni en çok etkileyen, merhamet ile adaletin birbirinden ayrılmaz değerler olduğunu gösteren şu madde sizce de müthiş değil mi?

“15 yaşından küçük çocuğu olan ve 10 yıldan az hapis cezası alan kadın mahkumların, eşleri ölmüş ya da cezaevindeyse, cezalarının çocukları 15 yaşına ulaşana kadar ertelenecek.”

Nasıl ama?

Merhamet adaletten ayrılırsa adalet zedelenir. Bu merhamet anlayışımız, John Rawls’ın “iyilik ilkesi”nden çok daha ileri düzeyde bir “merhamet” ilkesidir.

Merhamet ilkesi Rahmetli Babamın, “Adaleti koru, lakin merhameti öncele” dediği ilkedir. Kutsal Metinlerde de bu güzelliği müşahede edebiliyoruz. Merhamet, başkasının hakkına girmek anlamında değil, hak ihlali yapmadan merhameti yayabilmek demektir.

Peki, şu maddeye bakar mısınız? “Gözaltı mesai saatleri dışına ya da hafta sonuna denk gelirse, mesai günü beklenecek…”

Bu maddenin her yerinden adalet, merhamet, insanlık akıyor. Ne John Lock ne Thomas Hobbes’un “Pozitif hukuk”u bunu sağlayabilir. Bunu ancak “Adaleti kıstla” birlikte düşünebilen hukuk anlayışı sağlayabilir.

Son olarak, Adalet Bakanlığı Binasının girişine inciden levha olası bir madde:

“Lekelenmeme hakkı çerçevesinde sanıkla ilgili sadece hakkındaki suçlamaya ilişkin deliller iddianameye konulacak. Beraat kararı verilmesi halinde tespit ve dinlemeye ilişkin kayıtlar imha edilecek.”

Evet, insanlık onuru her hakkın üzerindedir.

İşte bu hakkı korumaya hizmet eden madde ve maddeler.

“Somut delil”,

“Çocuk teslimi” gibi değer taşıyıcı maddeleri yerimizin darlığından dolayı geçiyoruz, ama yargımız bu değer taşıyıcı maddelerle insanımızın onurunu, hak ve hukukunu koruyacaktır.

Değer deyip geçmeyin.

Prof. Dr. Mehmet Birsin’in dediği gibi, “Değerler, değer yargılarına dönüşürken inanç, kültür, coğrafi, ekonomik ve siyasi şartlardan etkilenmekte ve farklı tarihsel formlarda ortaya çıkmaktadırlar.”

Bizde de bu değerlerimiz yargı paketleri ile ortaya çıkmaktadır çünkü değerlerimiz yeryüzünün en büyük zenginliğidir. İş o ki farkında, farkımızda olalım.

Ve yeter ki “değer”imizi bilelim.

Teşekkürler Sayın R. Tayyip Erdoğan,

Teşekkürler Sayın Abdülhamit Gül,

Teşekkürler TBMM!

 

 



Bu yazı 4726 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI