Bugun...


Ahmet Ay

facebook-paylas
Asrın stratejik hamlesi_ Kanal İstanbul
Tarih: 30-06-2021 00:01:00 Güncelleme: 30-06-2021 00:01:00


Devletlerin ve tabi ki milletlerin tarihteki yürüyüşleri hiçbir zaman lineer olmamıştır. Her milletin, her devletin karşılaşacağı fırsatlar, imkânlar olur ve değerlendirebilme kabiliyetine bağlı olarak o millet kazanan ya da kaybeden olur.

Ancak;

Öyle gelişmeler, öyle konjonktürler ve beklenmedik öyle fırsatlar olur ki devletleri şahlandıracak kadar kıymetlidir. Ya da yıkacak kadar tehlikelidir.

Tarihin “eşikleri” olur mu bilmem, lakin milletlerin karşısına bazen bir “eşik” çıkar ve bu eşik aşılınca o topluma yepyeni bir medeniyet kurmak nasip olur.

Geçmişte Müslüman Arapların tarihinde, Selçuklu ve Osmanlı tarihinde bahsettiğimiz ehemmiyette imkan ve fırsatlar olmuştur. Bunu Osmanlı öncesi Selçuklu ve Osmanlı’nın kuruluş ve yükseliş süreçlerinde net olarak görmek mümkün.

Eğer Sultan Alparslan Malazgirt’e varmadan önce kendisine gelen karamsar haberlere bakarak hareket etseydi,

Şayet Uz ve Peçenekler’in Selçuklulara karşı Bizanslılarla anlaşmasından Sultan Alparslan etkilenseydi,

Şayet kendi ordusundan çok çok daha kalabalık olan Bizans Ordusu’nu gördüğünde pek çok ileri geleni gibi Sultan Alparslan da tırssaydı, bugün Anadolu diye bir yurdumuz olmayacaktı.

Şayet Osman Gazi, döneminin ileri gelenleri gibi “temkini” her şeyin üstünde tutsaydı,

Abileri, amcaları gibi daha küçük hayallere sahip olsaydı,

Şayet pek çok Türk Beyliğinin, “Bu toprak keçilerimiz için yeterli” deseydi, Söğüt’te bir ağacının gölgesi kadar toprakları olmazdı ve muhtemelen 1300’lü yılların ortalarında Anadolu topraklarında Türk Beyliklerinin esamesi okunmazdı.

Gelelim dünümüze;

Sayın Erdoğan herkes gibi davransaydı, 7 Şubat 2012 günü FETÖ’cü savcıların MİT Başkanı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırdıklarında ülkeyi büyük bir kaosa sürükleyecekti.

Şayet Recep Tayyip Erdoğan 27 Mayıs 2013 günü başlayan Gezi kalkışmasında başta dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve kahir ekseriyetle bakanlarının, kurmaylarının düşündüğü gibi düşünseydi,

Gezi kalkışmasında bulunan protestocuların temsilcilerinin taleplerini kabul etseydi,

Ya da 17/25 Aralık günü FETÖ’nün iktidara karşı başkaldırısını pek çoğumuz gibi yolsuzluk vak’ası olarak görseydi,

Yahut da 15 Temmuz akşamı CIA’nın Türkiye kolu Fetullahçı Terör Örgütünün darbe teşebbüsünde bulunmasından sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan darbeye karşı durmak yerine darbeci hainlere teslim olsaydı, Türkiye Cumhuriyeti diye bir devlet kalmazdı.

17/25 Aralık’ta Sayın Erdoğan, “Kavgaysa kavga” diyeceği yerde, “Tamam, alın size bakanlarım” deseydi 2014’ün ilk günlerinde ne Erdoğan ne Ak Parti ne de bağımsız Türkiye olacaktı.

15 Temmuz için söylenecek tek söz şudur:

Cumhurbaşkanı Sayın R. Tayyip Erdoğan devleti, milleti ipten aldı.

Demem o ki alacağınız bir tek karar hayatınıza mal olabileceği gibi devletlerin ve milletlerin de hayatiyeti bazen liderinin ya da lider adayının alacağı bir karar ile bitebileceği gibi, isabetli ve gözü kara bir kararla o devleti o milleti şahlandırabilirsiniz.

Recep Tayyip Erdoğan’ı Anlamak!

Bakan yaptığı, başbakan yaptığı, Cumhurbaşkanlığı makamına çıkardığı koca koca adamlar kafa kafaya vermişler, “Erdoğan ne yapıyor?” diyorlar.

Anlamayınca,

Neden bizim gibi değil, diyorlar.

Lider olmak böyle bir şey:

Lider olmak herkes gibi düşünmemektir,

Lider olmak herkesin gördüğünden farklı şeyleri de görebilmektir,

Lider olmak herkesin sindiği bir anda onların üzerindeki ölü toprağı temizleyebilmektir.

Yoksa ne AFRO-AVRASYA’yı birleştiren Kanal İstanbul’u yaparsınız,

Ne Avrupa’nın en büyük, dünyanın en büyük ikinci havaalanını yaparsınız.

Lider olmazsanız ülkenizin hava sahası yolgeçen hanı olur,

Lider olmazsanız silahlarınızı verenler geçmişte yaptıkları gibi bir ambargo ile sizi savaşın en ölümcül anında barutsuz bırakırlar.

Lider olmazsanız sorun yok!

Size ne diktatör derler ne müstebid,

Size büyük büyük nişanlar takarlar majesteleri…

Kanal İstanbul bir AFRO-AVRASYA KANALI olarak tarihimizin yukarıda söz ettiğim imkan ve fırsatlardandır. Bu fırsatı bir lider, siyasi bir irade ile değerlendirebilir. Yoksa pısırık, gündelik siyasetçi, oy kaygısı taşıyan iktidarlar bu projeleri hayal bile edemezler.

Bu kanal bir kanaldan ziyade siyaseti de savaşları da ekonomiyi de diplomasiyi de derinden etkileyen ve bunlarla ilgili bütün angajmanları resetleyen bir stratejik tercihtir.

Oyun kuruculuk kolay mı sandınız?..



Bu yazı 4067 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI