Siverek şehri asırlık cezayı hak etmemiştir. Bu haklı bir caza değildir. Bu şehre yapılan bir zulümdür. Dün Nuri DEMİRAĞ’ ın uçaklarını toprağa gömen iradenin bir yansıması olarak, Siverek’  İl olmaktan çıkarılarak ilçe yapmıştır.

                Milattan önce 5000 yılından beri yerleşim yeri olan ve bugüne kadar çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan bu kentin halkı devlet tarafından en büyük zulme maruz bırakılmıştır. Siverek’in ilçe yapılmasıyla; nasıl ki Kürt halkı teröre maruz bırakılmışsa, Siverek’in mert ve cesur halkı da feodal yapıyla maruz bırakılmıştır. Bu uygulama hukuksuzluğun ve adaletsizliğin bir sonucudur. Buda beceriksiz üretken olmayan siyasi anlayışın bir sonucudur.    Bugün Siverek’te devletin hukukundan ziyade yerel güçlere ihale edilmiş bir idare anlayışı hâkimdir. Afrika’nın bazı yerlerin yerel aşiretlerle yönetildiği gibi Siverek’te hukuktan ziyade tekeli eline almış kişi veya kişilerce yönetilmektedir. Köylerde kavgalar ve arazi tartışmaları bir türlü bitmiyor, neden?  İşte bu görüntü Afrika’da bir bölgenin görünümünü andırmaktadır. Hukuk işletilmediği için hukuktan kalan boşluklar başka güçler tarafından doldurulmakta, buda adaletsizliği doğurmaktadır. Ayrıca geç tecelli eden adalette, adalet değildir.

     Kentimizin ilçe olmasından ötürü her alanda olumsuz etkileri görülmektedir. Bu olumsuz etkiler ilçeyi etkilediği gibi ülkeyi de etkilemektedir. 

     Bugün Siverek’te siyaseti ele alalım:  Hangi aşiret ve kişi iktidar partisinde olursa, tekel bayisi gibi istediği gibi hareket ederler. Hiç kimseye hesap vermez, herkesi ikinci sınıf vatandaş gibi görmekte, çalışsa çalışmazsa kimse sorgulayamaz Kentin yönetimini kendi menfaatine göre yönetirler. Çünkü il olmuş olsaydı, siyasette rekabet sistemi uygulamada olacaktı, bu uygulamada kentimize daha iyi hizmetin gelmesini sağlayacaktı. İlçe olması şehrimizi kapalı bir toplum haline getirilmiştir. Onun için hukukun işlenmediği her gün bir yerde haksızlık ve hukuksuzluk yüzünden kavgalar ve kan davaları eksik olmayan bir kent profiliyle karşı karşıyayız. Bu da kapalı bir toplumun gereği olmalı diye düşünüyorum. Burada hukuk herkes için aynı değildir. Fakire hemen işler, diğerlerine de her türlü rezaleti yapsa bile ceza diye bir işlem olmaz. Bunları hayali olarak söylemiyorum, acı olsa da işin gerçeği budur.  İl olmuş olsaydı. Siyasette hizmette bir rekabet oluşacaktı. Kim daha iyi çalışır vatandaşa yararı varsa ona oy vereceklerdi. Kısacası kişiler özgür iradesiyle oyunu kentin gelişmesi için kullanacaklardı. Kente her yönde gelişecekti. Çünkü gelen her siyasetçi daha iyi eser ve hizmet verme çabası içinde olacaktı.

Ali LALE