Geçen gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “siyasi ahlak yasası istiyoruz” sözleri sosyal medyada yeniden tedavüle sokuldu. Pek çok kullanıcı gereken cevabı verdi.

Ne yani? Şimdiye kadar Kılıçdaroğlu’nun yalan söylemesi için yasa mı vardı?

Kemal Kılıçdaroğlu tam 11 yıldır CHP’nin başında. Her kurultayda kendisine muhalif olanları bir bir partiden attı. Yani CHP tam anlamıyla Kılıçdaroğlu’nun partisine dönüştü. Ama gelin görün ki CHP’deki yöneticilerin tamamı siyasi ahlakı çoktan tatile göndermişler.

Doğrusu CHP’li yöneticilerin yalanları kendilerinedir lakin vatandaşı da yalancılıklarına ortak etmeleri ağır vebaldir. Nereden buluyorlarsa bir “Müftü karısı” bulup kendisine yalan söyletiyorlardı. En son bir kadın buldular; kiloso, neşesi, viskisi eksik olmayan bu kadına, “Süt alamıyorum!” dedirtip CHP yandaşı, ABD FONları ile kurulan medyada günlerce sergilediler. Sonra ortaya çıktı ki süt bulamayan (!) bu kadının masalarında viski eksik olmuyor.

Ayıp!

Vatandaşa yalan söyletmek ahlaksızlıktır! Tut ki bir vatandaş ahlaksızlığa teşne, yine de bir parti bu ahlaksızlığa mani olmalı. Tabi kendileri ahlaksız değillerse…

CHP’li sözcüler, yöneticiler Allah’ın günü yoktur ki yalan ve iftira dolu beyanatlarda bulunmasın. İlk başta bu yalan ve iftiralara sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’a zarar vermek için başvuruyorlardı lakin son 5 yıldır tıpkı FETÖ’cülerin yaptığı gibi CHP’li yöneticiler de Türkiye aleyhine yalan ve iftiralara başvurdular.

Mesela “Türkiye Suriye’de teröristlere yardım ediyor(!)” iftirasını FETÖ’cüler, Türkiye’yi uluslararası arenada zor durumda bırakmak için uydurmuşlardı lakin bu yalana CHP dört elle, dişleri ile sarılarak kendi medyalarında ve kendi milletvekillerinin marifetiyle yaymaktan imtina etmedi.

Yine CHP’li sözcüler hem de 15 Temmuz darbe ve işgal girişiminden hemen sonra FETÖ’den aldıkları şu yalanı yaydılar:

“16 Temmuz sabahı siviller askerleri Boğaz Köprüsü’nden (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) denize attılar. Askerlerin boyunlarını kestiler(!)…” Bu yalanların sahipleri yabancılar değil, Akşener’in, PKK’nın ortağı CHP’li idarecilerdi. 

Fazla uzağa gitmeyelim, Ermenistan, işgal ettiği topraklarda mazlum Azerbaycan Türklerini katletmeye başladı. Azerbaycan da buna karşılık vererek kısa sürede Ermenileri bozguna uğratınca CHP’li yöneticiler hatta dış politika konularında Kılıçdaroğlu’nun Başdanışmanı Türkiye’yi ağır bir şekilde suçlayarak, “Türkiye Suriye’deki DEAŞ’lı teröristleri Karabağ’a götürüp Ermenilere karşı savaştırıyor(!)” diyerek tarihin en büyük bühtanlarından birine başvurdu da Kılıçdaroğlu bu ihaneti duymazdan geldi.

Şimdi çıkmış “Siyasi ahlak yasası” diye ortalıkta dolaşıyor.

Demezler mi adama bunca yalan ve iftira atmanız için şakağınıza silah mı dayadılar?

Ülkenize ihanete varan iftiralar atarken boynunuza urgan mı geçirmişlerdi?

Neden bu kadar yalan ve iftiraya sarıldınız neden?

İnsan, devletini zor durumda bırakmamak için beynindeki kurşunun patlamasına da boynundaki urganın kendisini boğmasına da seve seve razı olmalı değil mi?

Bakınız geçen hafta Kılıçdaroğlu Manisa ziyaretinde neler söylemiş:

“Yerel seçim döneminde belediye başkanlarına 7 madde verdim. Bu maddeleri odanıza asacaksınız, kesinlikle uyacaksınız, 'ayda bir kez bu maddelerin okuyacaksınız' dedim. Çünkü bu maddeler yeni bir siyasetin yoludur. Yeni ve ahlaklı bir siyaset yapacağız. Sevgiye, insana, hizmete, alın terine, insan haklarına ve adalete dayalı yeni bir siyaseti Türkiye’ye getirmek istiyoruz…”

11 yıldır yalan ve iftira siyaseti yapan bir liderin, “Artık ahlaklı siyaset yapacağız” sözüne kim itibar eder ki? Neticede 2 yıl önce Trabzon’da “ahlaklı siyaset” diyen de o günden bugüne kadar aralıksız ve sistematik bir şekilde attıkları iftiralarla bunu yerle yeksan eden de Kılıçdaroğlu iken bugün “ahlaklı siyaset” diyen Kılıçdaroğlu’nun kendi partililerinin nezdinde bir inandırıcılığı kalır mı?

Korkum şu ki Kılıçdaroğlu her “ahlak” dediğinde bir önceki yalan ve ahlaksızlıklarını katlıyordu. Şimdi nasıl bir ahlaksızlık rekoruna yönelecek kestiremiyorum.

Aslında hiçbir CHP’li Kılıçdaroğlu’ndan ahlaklı siyaset beklemiyor.

Aslında geleneğimizde insanın olduğu yerde ve insanda ruh kaldığı sürece ondan ümit kesmek doğru değil lakin Kılıçdaroğlu için 11 yılda yaptığı siyasete bakınca ümit israfına girmek istemiyorum