Bugun...


Zeki Özer

facebook-paylas
LOZAN KUTUSU
Tarih: 25-07-2023 00:03:00 Güncelleme: 25-07-2023 00:03:00


Lozan, kapalı kutu.

Lozan hakkında görüşler, hezimet mi galibiyet mi?

Bu konu hakkında tartışmalar bitmedi.

Kadir Mısıroğlu'nu okurken, neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair genel kanaatler, insanı şaşırtıyor.

Tarihteki bir olay birileri için ‘zafer’ olabilirken birileri için ‘yenilgi’ olarak kabul edilebilir.

 Ya da tarihteki bir antlaşma birilerinin mutluluğu diğerinin hüznü olabilir. Ya da bir tarihsel olay yıllar sonra bambaşka bir perspektif ya da sorgulamayla ele alınabilir.

Kimine göre Sevr sonrası yoktan var edilen büyük bir zafer olarak kimine göre Misak-ı Milli'den ödünler veren bir 'masa başı yenilgisi' olarak görülen Lozan'a ilişkin tartışmalar hala devam etmekte.

Gizli ve saklı maddeler var mı?

Çanakkale'de mevcut işgalci güçlerin mezarlık ve anıt yerleri, düşman kuvvetlerinin uhdesinde mi kalacak?

Hatay ve Edirne, bu anlaşmaya rağmen, neden zamanında teslim edilmedi?

100 Yıl süren zaman bitti!..

Ne olacak, şimdi?

Yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının durumu ne olacak?

Sorular cevapsız...

Bazı maddeler gizli dahi olacak olsa meclis tarafından onaylanması gerekmez mi?

Bunun için gizli meclis oturumu yapılmış dahi olsa bu kayıtların artık gizliliği kalkmıştır ve bu iddialara ilişkin hiç bir kayıt, belge veya hatırat yok mudur?

 Şimdiye kadar gün yüzüne çıkmamış olan bu maddelerin spekülasyondan ibaret olduğu biliniyor.

Ayrıca antlaşmanın 2023'e kadar veya herhangi bir başka tarihe kadar geçerli olduğunu öne süren hiçbir resmi belge bulunmuyor.

Atatürk ve İsmet İnönü müzakereler boyunca mümkün olan en sert ve keskin hamleleri yapmak ve Türkiye adına olabilecek en kazançlı antlaşmayı elde etmek istemiş, ancak Lozan'daki görüşmeler ve diplomatik hamleler bazı alanlarda mecburi yumuşatmalar ve ödünler vermeyi zorunlu kılmıştır.

Sevr ile karşılaştırıldığında Lozan'da elde edilen sonucun son derece açık bir zafer olduğu ancak hedeflenen en yüksek noktalar düşünüldüğünde bazı eksiklikleri de olduğu değerlendirilmektedir.

Türk heyetinin yeterli diplomasi tecrübesinin olmadığı ve karşılarında İngiltere'nin, Fransa'nın en kurt siyasetçilerinin, ömrünü dışişlerine adamış diplomatların bulunduğu bilinen bir gerçektir.

Musul konusunda uzlaşma sağlanamadığı için, İngiltere ve Türkiye daha sonra kendi aralarında görüştüyse de konu 'Musul sorunu' olarak devam etti.

Türkiye uluslararası tüm girişimleri yaptı ancak sonunda iç ve dış nedenlerle 1926'da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında imzalanan Sınır ve İyi Komşuluk Antlaşması ile Musul üzerindeki iddialarından vazgeçti.

Müslüman olmayanlar azınlık olarak tanımlandı ve tüm azınlıklar Türk uyruklu kabul edilerek pozitif ayrıcalıklar olmayacağı gibi herhangi bir hak eksikliği de olmayacağı kayda geçirildi. Ancak kendilerine ait dini ibadethaneler, okullar, sosyal kurumlar ve benzeri vakıfların masraflarını kendilerinin karşılayacağı belirtildi.

Türkiye Lozan AntIaşması'nın 20. maddesiyle Kıbrıs'taki İngiltere egemenliğini kabul etmiştir.

Derlediğimiz bilgiler, bu şekilde.

Yarın, öbür gün ne olacak?

Belli değil, doğrusu.

Türkiyenin ikinci yüz yılı ne olacak?

Bu sınırlardaki yığınaklar, döviz ve zamlar...

Bir şeyler beklemiyor değil.

Her şeyin hayırlısı olsun!...



Bu yazı 5286 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI