Eskiden yaşayan bilir.
Buzdolabı yok.
Elektrik olmayınca adam ne bilsin!..
Çalışmayan dolap soğutmaz.
Köyüne dolap alan ağa, buzu yine şehirden getirmiş, elektrik gelinceye kadar.
*
Tel örgü dolabı da biliriz, zembili de.
Yiyecek ve içeçek, çepeçevre hava alan, sirkülasyonu sağlayan zembille tel dolaba emanet.
Zembil, taze ağaç dallarından örülür, ebatları kullanıma ve âile nüfusuna göre değişken yapıda olur.
Önceleri tel, sonradan plâstik âğa-örgüye dönüşen tel dolap, hafif ahşaptan yapılma vasfına sahipti.
Akrep olmak üzere birçok haşerattan yiyeceği ve içeceği koruyan zembil, zemine serilen keçi kılından yapılan yaygı üzerinde olurdu ki akrep ve haşerat kıl dokumada hareket edemediği için sağlıklı olsun. Halen kimi şehirlerde, ilçelerde sıcak mevsimlerde akşamları yaşam alanı olan tahtlarda yılan ve akrep dahil tedbir bu yolla alınır, tahtın yere basan ayakları keçi kılından dokumayla sarılır. İnmelerde ve çıkmalarda küçük ahşap merdiven, iş bitiminde iptal edilir.
*
Desti, suyu soğutan pişmiş topraktan usta ellerle şekillenir.
Bilmeyen için ifade edelim, Desti ele gelendir, kûz da denir, bizde.
Kırıldığında çanak-çömlek gibi dağılır. Parçalarina " Kafîk" derdik.
Zahire, yağ için büyük olanlara halen "küp" denir; sırlı ve sırsız.
Gölgelik ve hava alan yerde üzerine pamuklu bir bez, suyu tutacak şekilde ıslatılır. Zamanla esinti, destinin soğumasıyla suyu serin hale getirir.
Destinin ağzı, olası durumlar için tülbentle bağlanır. Su istendiği zaman duvara dayalı halde eğrilerek tasa doldurulup içilir.
Sonraları ahşaptan ve kırk sene öncesi demir lamalarla şişlerden destiden kolayca su alma düzeneği yapıldığını bilenler, hatırlar.
Desti, adeta bir salıncak düzeneğiyle daha da kullanımlı hale geldi. Artık destinin kırılma endişesi ortadan kalktı.
*
Gittiğimiz bir köyde susuzluğumuz artınca ikrâmda bulunuldu.
Yağmur suyu depolanır, buna kâr suyu dahil. Her ev, içme suyunu kendi kuyusundan karşılar.
Kuyudan çekilen su, öncelikle bakraça alındı. Üzerine örtülen tülbentle süzüldü.
İçtiğimiz suyun tadı bir farklıydı, elbette.
Küçüktük, o zamanlar.
Tülbenti merak ettim, çocuk aklı ya!..
Kuyudan su çekerken kuyuda bulunan " Ziro" denilen sülüklerin ve diğer canlıların zararları anlatıldı.
*
Kimi zaman bir başparmaktan daha kalınlaşan, sadece kan emen, incecik saç telini andıran sülük, boğaza yapıştı mı sonu ölümle biten nefessizliğe yol açıyormuş.
Sülükten kurtulma yolunu da yaşlı kadın, ince ve uzun sazı göstererek izah etti:
-Limon tuzunu az suda eritir, ağzımıza doldurur, zılle boğaza püskürtürüz. Limon tuzu değen sülük derisi ince ve içi kan dolu olduğu için erir. Hem insan hem de beslediğimiz hayvanlar için tedavi yolumuz bu...
*
"Sülük" deyip geçmeyin, modern tedavînin bir yolu, hacamattan korkanların vaz geçmediği.
Elbette bilene yaptırılmalı, sülük tedavisi.
Evimizdeki destide sülük yok muydu?
Arada bir tülbend değişiminde kıvranan, hareketli canlılardan biriydi.
Asla tavuklar yesin, demedik.
*
Rahmetli babam, iki gün boyunca boğazı şişen sağmal ineğimizi bu saz ve limon tuzu ile sağlığına kavuşturdu, anne annemin yol göstericiliğiyle.
Hayvancağızın boğazından düşen sayısını bilmeyiz, çocuktuk.
Siz deyin ki bir ünite kan aktı, bu rahatlamayla.
Şimdi mi?
Gezip dolaştığımız şehirlerden, çocukluğumuzdan notlar derliyoruz.
Desti mi?
Kimi işletmelerde, bahçelerde ve zengin olduğunu sanan şahısların konağında dekor süslerinden, malzemelerinden biri.
Mehmet Ali Abakay / Kalp Çarpıntıları 2022
başakşehir escort,ikitelli escort,güneşli escort,kayaşehir escort,bağcılar escort,esenler escort,eyüp escort,güneşli escort,kumburgaz escort,topkapı escort
deneme bonusu veren siteler bonus veren siteler
deneme bonusu bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler
halkalı escort,avrupa yakası escort,şişli escort,avcılar escort,esenyurt escort,beylikdüzü escort,mecidiyeköy escort,istanbul escort,şirinevler escort,avcılar escort