Bugun...


Mehmet Şerif Cebe

facebook-paylas
EMEK (Lİ)
Tarih: 27-01-2024 07:25:00 Güncelleme: 27-01-2024 07:25:00


Emek: Bir işin yapılması için harcanan beden ve kafa gücü; alın teri; uzun ve yorucu, özenli çalışma. (TDK)

Emek kelimesinin yukarıda verilen anlamlarına göre “emekli” kelimesinin anlamını düşündüğümüzde; geçmişte belli bir süreliğine bir işe emek vermiş, alın teri dökmüş; çaba harcamış, çile çekmiş ve sonunda üzerine düşeni yapmış olmanın mutluluğuyla bu işten ayrılmış yani dinlenmeye çekilmiş yaşlı/büyük/ebeveyn durumuna gelmiş kahraman insana denir. Bu insan, bu özellikleri yönüyle aynı zamanda anne veya baba hükmüne geçer. Zaten anne, baba demek; bize hizmet etmiş, bizim için çile çekmiş, canını dişine takmış, gerektiğinde uyumamış, aç kalmış, susuz kalmış kişiler demektir. Annemiz ve babamızın, bu özverilerinden ötürü üzerimizde hakları vardır. Bu benzer özelliklerinden ötürü emekli de toplumun/vatanın anne ve babası yerine geçer. Buna göre evladın; Allah’a kulluktan sonra anne babaya karşı görevini eksiksiz yerine getirmesi gerekir. Anne babaya karşı görevimizle ilgili emri Kerim Kitabımızın şu ayetlerinden öğreniyoruz: Rabb’in, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara “öf “ bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle!” (İsra: 17/23). “Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster.” diyerek dua et.” (İsra: 17 /24)

 

Rabb’imizin bu emirlerine göre, kulluğunda kusur etmediğini söyleyen yetkililerin bu konuda dikkatli olmaları gerekir. Hem “Biz Allah’a kulluk ediyoruz!” (Emir ve yasaklarına uygun davranıyoruz.) hem de kulluk ettiğimiz yaratıcının öğütlerine şu veya bu nedenlerle uymuyoruz.” durumu, ne Allah’ın kuluna ne de anne baba hükmündeki emeklinin evladı durumundaki yetkili yöneticilere yakışır. Çünkü emekli yaşlılarımıza bir vefa borcumuz var. Bu büyüklerimizin vaktiyle hiçbir özveriden kaçınmayarak bize yaptıklarına karşılık bizim de bugün onlara gereken özveriden kaçınmamamız gerekir. Emeklilerimizi bir ebeveyn, bir büyük, bir yaşlı olarak görmemiz gerekir. Yoksa “Nasıl olsa işleri bitti, artık bize bir yararları yok!” deyip geçemeyiz. Kaldı ki vaktiyle bu büyüklerimizin aylıklarından emekli keseneği adı altında paralarını her ay takır takır aldığımızı düşünürsek; bugün onlara ödediğimiz emekli aylıklarının bütçeye yük olmadığını görebiliriz. Yani emekli kesinlikle bütçeye yük değil; bütçenin bugünkü duruma gelmesinde önemli ölçüde katkısı olan veli-i nimettir.

 

Şu anda emeklilerimizin durumu içler acısıdır. İnsan olarak yaşlı olsun, genç olsun insanın gereksinimleri aynıdır ve değişmez. Emeklilerimizin ekonomik ihtiyaçları devam etmektedir. Evlenecek durumda kızı, oğlu vardır. Eve gelip giden misafirleri, torunları, gelinleri vardır. Günümüz koşullarında emekli olsun, çalışan olsun ev giderleri değişmez. Unutmayalım ki bu kahramanlar, vaktiyle bu topluma hizmet etmiş, işlerinizi görmüş, zor zamanlarımızda bizi düze çıkarmış; yükümüzü sırtlamış olan insanlardır.

 

Emeklilerimizin sesi çıkmıyorsa bu onların kadirşinaslığından, olgunluklarından ve onurlu oluşlarındandır.

“Amacımız üzüm yemektir; bağcıyı dövmek kesinlikle değildir.” “Dost acı söyler ama doğruyu söyler!”

 

İnşallah bu uyarılarımız bir işe yarar! Kalın sağlıcakla! 



Bu yazı 1814 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI