“Bir Çağrımız Var, Az önce okuduğunuz haber, bağımsız bir medya organı tarafından size sunuldu.” Diye bir dipnot var BirGün Gazetesinin paylaştığı haberin hemen altında. Haberin içeğini okuyunca ve reel ile kıyaslayınca kaleme almaya çalıştığı kelamların altında nasıl ezildiklerini gördüm ahmakça.

Haberi okuyunca ve kurum içinde de aktivitemin olması sebebiyle yazılanrlar ile gerçeklerin birbirinden çok açık ara farklı olmasıydı bu yazıyı kaleme almama sebep.

Hani okurken acaba kendini ‘BAĞIMSIZ MEDYA’ herhangi bir organı olarak göstermesini haklı çıkaracak tek bir satıra rastlarmıyım, beni şaşırtırmı diye de birkaç tekrar okudum.

Haberin girişinden itibaren sonuna kadar oluşturulmak istenen ÇOCUKÇA algı, sıçratılmaya çalışılan ama bir türlü tutturulamayan çamurumsu bir kıvama bile getirilemeyen ahmakça satırlar ve saçma sapanlığın ötesinde bir senaryo.

Bir defa bağımsız bir medyanın hangi ORGANI böyle bir aptallık yapar ki, haber yaparken tüm taraflara yer vermek, herkesin görüşüne saygı duyarak nakletmek MECBURİYETİNDEDİR. Ben bir gazeteci olarak böyle biliyorum, yanılıyorsam düzeltin.

BirGün gazetesinin tek taraflı yer verdiği Kelime-i Hamka dolu kelamları sarf ederek kendini ne kadar basitleştirdiğine hep birlikte şahit oluyorken ne kadar BEŞŞAK olduklarını da fark etmemek imkansız. Zavallılaşmak ve ahmaklaşmak hiç bu kadar level atlamamıştır bir çırpıda, keşke bu kadar basitleşip, zavallılaşmasaydılar. Bir de solucanların görevi vardın National Geografikte gösterildiği gibi, pislik içinde debelenmek, kemirmek doğaları geregi hem de sadece BirGün değil hergün.

Şu BEŞŞAKların, yüzlerine tükürdükçe meşeden yağmurdur diyen ve arsızlaşanlar. İşte onlar yine saçmalamışlar bugün BirGün aracılığı ile solucanımsı bir mantıkla. Bağlar ilçesine yapılan her hizmeti ihanet gibi gören bir BEŞŞAK kesim var piyasada, Halka hizmet etmek ulvi birg örevken adeta hıoyanet edilmiş gibi göstermez basitliği kolay değil. Yine TV ekranları aracılığı ile kısırlaştırıldı bu dört ayaklılar her zamanki gibi…

Birde şöyle bir handikap var, belediye çalışanlarından yaklaşık 180 kişinin kişisel verileri bir siyasi partinin sosyal medya hesabının altına küfürler ve hakaretler eşliğinde iliştirilmiş, saatlerce de orda tutulmuştu, nasıl bir siyasi habersizlikse yada kasıtsa. Yorum yapılarak fake bir hesap aracılığı ile KİŞİSEL VERİLER de paylaşılmıştı bu paylayşımın altına. Gerçi saatler boyunca ‘SÖZDE’ fark edilmeyen bu durum birileri farkettirince fark edildi. Malum oyun büyük, plan profesylonel, düşman her taşın altında. Hani buda bir fikir o veriler ve hakaretler orda saatler boyunca nasıl asılı kaldı? Asıl SORU İŞARETLERİNDEN biri de bu.

Velhasılıkelam aşşağı tükürdük suratsızlar, yukarı tükürdük yüzsüzler, saga baktık sadakatsizler, sola baktık hainler.

ALLAH aşkına, hiç kimse BirGün bile görmezmi yapılanı, edileni! Herkes görüyor, herkes biliyor, herkes idrak da ediyor ama işte insanların içindeki o hesutluk, o bencillik, o kıskançlık, o irinli kişiliksizlikleri ve HAİNLİKLERİ ile birleşince ortaya böylesi AŞŞAĞILIK bir tablo çıkıyor.

Bir düşünün Karacadağ bölgesinde Piriç üretimini artırmak ve istihdama katkı sunmak için projeleri hayata geçirmek kimsenin aklına gelmemişmiydi, niye kimse bundan söz etmez?

Asfalt, Plent fabrikası kurarak asfalt üretip hem bazalt taşlarının toplandığı tarlalara değer katıyor hem de dünyanın en kaliteli mucurunu yapıyor, Diyarbakır sokaklarına seriyorsunuz. Aynı anda ürettiğiniz asfaltı çok hesaplı bir rakama, ülke ekonomisini kalkındırmak ve ısrafı önlemek adına kamunun birimleri ile paylaşıp hem kazanç elde ediyorsunuz hem de paylaşıyorsunuz, bu niye görülmüyor?

Ya GDO’ya iliklerine kadar doymuş bedenlerimizin organik tarım ürünleri ile tekrar tanış olmaları için yapılan hamleler Dünyaya Bağlar ilçesinin adını bir kez daha duyurmamışmıydı, dünya duyarken bu ahmaklar niye duymuyor BirGün bile hiçbiri.

On Binlece aileyle face to face (Yüz yüze) görüşen, eli dolu yardımlarla giden vicdan sahibi bir kişi neden takdir edilmez?

Yahu ADAM asfalt döşüyor, her asfalt serilişinde sanki birilerinin canından can alıyor, her ev ziyaretinde sanki birilerini hancerliyor, her yenilikçi hamlesinde kuyruğunuzu çekiyor, bir havar çekiyorsunuz gibi bir hava yaratılıyor. Hayrola, niye bu kuyrukçuluk!

Şu 1 yıl içinde yapılan bunca çalışma ayakta alkışlanırken ve gönüllere akan bir nehri oluştururken tabanı yanmış tazıların saldırmamasını beklemekte bir nokta da safilik olur ama bel altı vuruşlar ne mertlige ne de adamlığa sığmaz. Hele, hele yalanlar atmak, BEŞŞAKLIK yapmak en kıytırığına, kewaşesine bile yakışmaz.

Yani gördüğüm o ki, Bağlar Belediyesine İÇTEN ve DIŞTAN kuyruk acısı yaşayanlar oldukça yakında ama bir okadar sinsi, çevrelerinde bir o kadar hain, menzillerinde bir o kadar Deccal BEŞŞAKLAR dolaşıyor. Hani kimsiniz, nesiniz, yüreğiniz kaç gram iyi biliriz.

Eğer tanımasaydınız, yakınlarında olmasaydınız, hak etmediğiniz kıymet verilmeseydi veya ÖDLEK birer osurgan olmasaydınız meymenet sıfatınızı gösterecek yürek kırıntılarınız olabilirdi. Birde o kişisel verileri kolayca ele geçiremezdiniz kapı – kilit meselesi olmasaydı. Yani artık ne kadar yakın olduğunuz biliniyor.

Ne kadar çok çamur atmaya kalkışırsanız kalkışın nafile. Belgeler suratsızlığınıza bir, bir çarpıyor.

Ha bu arada kimsiniz, necisiniz tahmin ediyoruz ve bunu bilin istiyoruz…