Sevgili okurlarımız, bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Ak Parti eski İstanbul Milletvekili Metin Külünk ile birlikte İnstagram üzerinden bir canlı yayın yapmıştık ve bu canlı yayında soruları soran bu kez biz gazeteciler değil programın yapımcısı Sayın Külünk’tü.

Program sona erdi ve üzerinden de birkaç gün geçmesine rağmen hala sokaklar bu canlı sunulan İnstagram programını konuşuyor ve hala sorular veya öneriler üretiyorlar, soruyorlar. Sanırım yakın bir zamanda namı diğer Diyarbakır’ın abisi Metin Külünk abi memleketimize gelecek ve temaslarda bulunacak.

İşin en ilginç yanı Metin Külünk’ün Diyarbakır’a beslediği bu büyük sevgi ve özüne işlemiş Diyarbakır sokakları, birazda Diyarbakır’da yaşamasından kaynaklı Diyarbakırlılık ruhu. Bu kadim şehri hücrelerinde hissetmeyen, özümsemeyen birinin yine bu kenti bu kadar güzel analiz etmesi mümkün mü, tabi ki de hayır.

Metin Külünk yoğunluklu olarak Sur olaylarının yaşandığı dönemlerde Diyarbakır’a çok sayıda ziyaretler gerçekleştirmiş, Sur içinde incelemelerde bulunmuş ve hatta sur içine korumasız girerek aslında yapılan ihanetin lokal bir bölgede yaşandığına ve kontrolün de her zamanki gibi yetkili ellerde olduğunun mesajını vermişti, yani memleketin genelinde değil, çok küçük bir alanda sıkıntı var demişti. Mesaj açık ve net iken Diyarbakır’ın siyasal motifleri ise sur içinden çok uzaklarda olayları yine TV kanallarından ve internet haberlerinden izliyordu, arada bir de yakın semtlere sembolik yardımlar. Düşünsenize İstanbul milletvekili Sur içine giriyor, sizin yerel dinamikleriniz ekrandan izliyor böylesi garipti o dönemler. Birde tırlar dolusu yardım kolileri, kıyafetler, ayakkabılar yardım maksadı ile Diyarbakır’a gönderiliyordu Sayın Külünk aracılığı ile.

Şimdi Diyarbakır’ın Sur ilçesi adeta festival alanı gibi. Tarihin tüm dokunuşlarını seyreyleyen gözlere, dokunan tüm ellere nakşediyor, baş döndüren bir tarihsel serüvene sürüklüyor insanı Sur kaymakamı Abdullah Çiftçi’nin insan üstü gayretiyle.

Diyarbakır ve Metin Külünk artık birbirine geçmiş iki dünya gibi girift olmuş durumda. Sanırım Bu memleketin Metin Külünk’lere, Hüseyin Beyoğlu’lara, Abdullah Çiftçi’lere, ihtiyacı var. Onların samimiyetine, kalitesine, özgün bakışlarına ve mücadeleci ruhlarına her zamankinden çok daha fazla toplumsal ihtiyaç var. Umalım ve dileyelim ki bu kıymetli kimlikler de süreç içersinde unutulmazlar, mülteci düşünceler arasında kaybolup yitip gitmezler. Neme lazım nankörlük insanın doğasına mahsustur.

Uzun bir süreden beridir memleket tüm dünyada olduğu gibi Covit 19 Pandemisi ile mücadele etmekte, imtihan olmakta. Tabu bu süreler, zamanlar çok önemli, ayrı bir imtihan, ayrı bir arena. Nede olsa yiğit sahnede belli olur. Siyaseten bazı yiğitlerimiz her ne kadar ortalarda görünmeseler de eminim ki villalarında veya çiftliklerinden duaları ile bizlere eşlik ediyorlardır. Nede olsa birkaç İYİ ADAM sokakları arşınlıyor, büyük mücadeleler veriyor.

İşte tam da bu noktada Diyarbakır coğrafyasına baktığınız da lokalde İl valisi Münir Karaloğlu, Sur ilçe kaymakamı ve belediye Başkan Vekili Abdullah Çiftçi ve Siyasete yeni bir dizayn, yeni bir perspektif kazandıran, uyku modundaki tüm aktivitelere can suyu olan Hüseyin Beyoğlu’nu örnek verirken SİYASETEN üzerine ÖLÜ TOPRAĞI serpilmiş kentimize İstanbul’dan Metin Külünk elektro şok verip kendilerine getirmeye çalışıyor. Yani Ak Parti iktidarının içindeki bunca AKP’li haine karşılık, yerel dinamiklerin samimiyetle mücadele etmesi için çaba sarf ediliyor. Başarır mı, bilemem. Çünkü bireysel mücadeleler ile kentin belli başlı dinamikleri olağanüstü biçimde hareket ederken suskunlar, uyuyanlar ve dürtseniz de uyanamayanlar cenahı mücadeleyi sabote etmektedirler. Bilerek mi yapılıyor! bence bilerek. Yani yukarıda adını verdiğim duruşu ile ilkeli, onurlu kişiler bir elin parmakları kadar olmasalar da tüm şehrin yükünü olağanüstü gayretlerle omuzlayarak taşıyorlar. İşte bu birkaç iyi adam ve halkımız bu ağır yükü kaldırıp kentin vizyonunu değiştirip, gidişatı olağanüstü bir vizyonerliğe çevirecekler, çeviriyorlar.

Evet, lokalde yerel bazı gönüllü kahramanlarımızın elini güçlendiren Sayın Metin Külünk İstanbul veya Ankara’da olabilir fakat unutmayın ki KÖPRÜ olmak her babayiğidin yapabileceği bir şey değildir. Köprü olmak için fedakar olmak, yer olmak, sere serpe eğilmek ve üzerinizden geçilecek TOPRAK olmayı göze almak gerekir. İşte Metin Külünk’te böylesi bir köprü ve bu köprünün her yeri Diyarbakır’a çıkıyor.

Yani Sayın Metin Külünk Diyarbakır’da mücadele eden bu birkaç İYİ ADAMIN insanüstü gayretlerini bu kentin bazaltlarından alıp Külliyenin en tepesine taşıyan olağanüstü, muhteşem bir karakterdir, kıymetini bilmek lazım.  

Sayın Metin Külünk Diyarbakır sevdanız karşılıksız değil. Siz Diyarbakır’ı, Diyarbakırlıyı ne kadar seviyorsanız bilin ki katmer, katmer, kat be kat onlar da sizi seviyor. Memleketimiz için yaptığınız ve yapacağınız her şey için size sonsuz teşekkürler.

Ha bu arada unutmadan burada insanlar sizi özlemiş, bekliyorlar. Özellikle de Sur’dakiler…