Bir müddettir Diyarbakır’ın EĞİTİM EKSENİNİ takip ediyorum, gelişmeleri dikkatle izliyorum, kendimce bir anafikir çıkarmaya çalışıyorum. Sanırım bir çoğunuzda aynı şekilde beklemede duruyorsunuz, bekledikçe de aslında sabırsızlanıyorum da: Mesela Eski Milli Eğitim Müdürü Feysel Taşçıer’in görev süresi bitmeden görevden alınmasını, okulların açılmasına başlanmasına karşın ne tür önlemlerin alındığı, iç dinamiklerde ne tür değişimlerin yaşanacağı, yeni projeler vs. çok sayıda soru var aklımda ve bu güne kadar yanıt alamamak ta ayrı bir vesaire.

Evet okullar köylerde tamamen açıldı, şehirde kısmen ama buna karşın özel okulların tamamı eğitim veriyor. Bu süreç takibe muhtaç süreçlerdir ve takibi nasıl yapılıyoru da beraberinde getiriyor.

Yeni İl Milli Eğitim Müdürümüz acaba İlçelerle ilgili neler düşünüyor, ilçe müdürlerinin brifing dosyaları hazır durumda, ne eksik, ne fazla, neye ihtiyaç var, sistem nasıl işliyor, değişimler olacak mı gibi birçok soru da piyasada fink atıyor, merak ediliyor.

Hani diyoruz ya balkanlardan soğuk hava dalgası geliyor ya da çöl sıcakları gelecek diye Diyarbakır İl Milli Eğitim camiasında şunlar olabilir gibi bir öngörü de yok. Derin bir sessizlik, ilginç bir ketumluk, acaba diye aklında sorular, koltukta kalırmıyımlar akıllarda soru işareti. Yani İl MİLLİ EĞİTİM camiasında neler olacak diye herkes pür dikkat.

Birde Pandemi nedeniyle okula gidemeyen ve artık gitmek te istemeyen bir jenerasyon var. Bunlar okul yerine artık cafelerde, cahvelerde, parklarda, sokaklarda dolaşıyorlar. Merak ettiğim bir diğer soru ise bu çocukları rehabilite edecek çalışmalar olacakmı, tabi öylesine değil gerçekten. Hani yıllarca hep alışıktık ya öylesine muamelelerden, hani öylesine olmasın istiyorum artık.

İl Valisi Münir Karaloğlu’nun mücadeleci çalışmalarına ve yenilikçi akımına ayak uyduramayan bürokratlar artık olmasın istiyorum. İl Milli Eğitim Müdürümüzün de İl Valimize ayak uyduracak bir atraksiyon içinde olmasını doğrusu arzu ediyorum ama geçen süre içersinde hiç sinerjik, enerjik, gelecek vaad eden bir yaşam emaresine şahit olmadım. Eğitim beklemez diyerek az hareketlilik diyorum. 

Benim bildiğim bir bölgeye gitmeden önce ciddi çalışmalar yapılır, kafasındaki ilk onbir kurulur, sahaya adım attığı  zaman da ‘Bu işi başaracağız’ sloganı ile hareket edilir ki Milli Eğitim Cennahı suspus halinde, ağızlarını bıçak açmıyor. Niye bu sağır edici sessizlik anlayan beri gelsin.

En azından önceki dönemin başarı sıralaması paylaşılamaz mı veya amaçlar, hedefler dile getirilemez mi? Evet, öğrenci velileri nasıl bir sürpriz ile karşılaşacaklarını, il ve ilçelerde nasıl bir değişim rüzgarının yaşanacağını, kim, nereye, nasılları sürekli biz gazetecileri arayıp soruyorlar. Bizde cevaben İl Milli Eğitim Müdürü ben değilim diyorum, çünkü kamuoyunu rahatlatması gereken gerçekten de bu kutsal kurumun başındaki 1 numara. Böylece bana soranların olduğunu beyan ederek sorumluluğumu da yerine getirmiş oluyorum.

Şöyle ki eski idareciler görevde kalıp kalmayacaklarını bilmediklerinden öylece beklerken ve kendilerini konum güveninde hissetmedikleri için tedirğinlik yaşarken, görevlendirmelerin şifai yapılması ise işlerin aksamasına neden oluyor. Rotasyonla bir müddet önce giden şube müdürlerinden bir kısımının tekrar geçici görevle il ve ilçe müdürlüklerinde göreve başlaması da ilginç olarak değerlendiriliyor. 6 aylık geçici görevlendirmelerle geri gelen arkadaşların verimi ne kadar kalite içerir onu beraber göreceğiz. Bu arada odasından çıkmayan bürokrat bu memlekette çok ta verim sağlamıyor. Bu nedenle oturanların kalkması gerekiyor. Yani öylesine, sembolik gezi kareleri ile de hiç bir şey olmuyor. Önceki örnekleri çok görmüştü.

İlçe müdürlerini değiştirecek misiniz yoksa BAZILARINIMI değiştireceksiniz, Yardımcılarınızın akıbeti ne olacak, okulların durumu, öğrencilerin psikolojik ve fizyolojik seviyelerini, kaç TABLET dağıtıldığı, yıkılmaya veya güçlendirmeye alınan okulların öğrencileri nereye gidecek, planlama yapıldımı, yapılmadı ise NEDEN gibi sorular da var aslında heybemizin içinde. Aslında sürece yayacağımız, sizede katkısı olacak çok sayıda soru var heybemde, uygun zaman ve zeminde yönelteceğim böylece ara, ara.

Mesela daha önceki dönemlere ait bir şekilde unutulan, tozlanan, kokan dosyalar tekrar açılacakmı, yine öğrenci kıyafetleri tek merkezden aldırılacak mı, yine ve tekraren koli, koli A4’ler istenecek mi, Aile birliklerine zoraki bağış dayatılacak mı? Her şeyden önemlisi VELİLERE ÖZ GÜVEN Verip bu yasal olmayan mevzuları bildirecek güven zerk edecek mi?

Doğrusu geçmişin küflü zihniyetini değiştireceğinize, siyasetin kokuşmuşluğunu temizleyeceğinize inanmak istiyorum Sayın İl Milli Eğitim müdürü Yüksel Arslan.

Ne demiş Eflatun’un dediği gibi: “Güzel adetler kullanıldığı ölçüde pekişir, sağlamlaşır. Şayet ihmal edilirse silinip gider. Gençler ve çocuklar bunu bilemez.”

Öyleyse onlara helalinden ve doğru bir biçimde bildirmek toplumsal olarak hepimizin, eğitim neferleri olarak ta sizlerin kalben vazifesidir.