Değerli okuyucularım bu başlık tuhafınıza gitmiş olabilir ama işin gerçeğİ de budur. Çünkü 20.11.2024 Çarşamba günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde yaşanan olay, ne Türkiye’ye ne Millete ve nede o Meclise yakıştı. Halkın oyu ile seçilen ve bu milleti temsil kabiliyetine sahip olan milletvekilleri değil de sanki dağda gelen kabadayıların hüküm sürdüğü mekânı hayal ettirdiler bize. Ben şahsen utandım, bunlar bizleri temsil edemezler. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın uygulamaları Devletin uygulamalarıdır. Devletin teröre karşı tavrı, tüm milletvekillerinde yol haritası onun paralelinde olması milletin menfaatine olduğu zaman zorunludur. Eğer siz teröre karşı değil de devletin terör politikasına karşıysanız ve herhangi bir öneri de getiremiyorsanız, davranışlarınızı dışardan yönlendiriliyorsa sizde teröre yandaşlık ve yataklık yapmaktasınız demektir. Bu davranışı sıradan halk yaparsa cezaevini boylar. Devletini temsil eden bir bakanı içeriye almamak bu terörün en üst seviyesidir. Ha devlete karşı kurşun sıkmışsın ha devletin teröre karşı politikasını engellemeye çalışmak olması nedeniyle aynı kapıya gider.
Bu millet sizden daha akıllı ve daha zekidir. Kusura bakmayın, sizler bu haliyle bu milleti temsil edemezsiniz. Bu manzara Afrika aşiret meçlisinden bile böyle bir olaya şahit olmamışız. Ali Yerlikaya kişilik hırslarıyla hareket eden bir kişiliğe sahip değildir. Devletin bakanıdır. Devletin politikalarını uygulamaktadır. İçişler Başkanına dağ kuralarını uygulayacağınıza onun yerine daha medeni ve daha bu meclise yakışacak bir yöntem uygulanabilirdi. Örneğin CHP parti gurup başkanvekilleri sıkıntılarını belgeleriyle Bakan Bey’ e anlatabilirlerdi. Elbette ki bakan da bunlara karşı devletin politikasının gerekçelerini anlatacaktır. Görüşmeyle, iyi iletişimle çözülecek problemlerdir.
Milletvekillerin Mafya vari bu davranışı halkın ekonomik refaha kavuşması mücadelesi değildir. Siyasi bekaların devamı için yapılan ve dağdakilere göz kırması olduğu gibi dolaylı olarak CIA ve MOSSADA göz kırpmıştır. Çünkü Yahudilerin bu millet üzerindeki kahrolası emelleri bitmez. Bunları anlayarak devlet politikasını bu milletvekilleriyle de gerçekleşeceğini inanmıyorum.
Meclis iyi bir sınav vermedi. Bu milletin dertleriyle dertlenmiyorlar kendi çıkarlarını devletten ve Milletten üstün tutmaktadırlar. Bu mecliste sürekli bu olaylar olacaktır. Neden? Çünkü dağ kadrosu tarafından tespit edilen Belediye Başkanları ve Milletvekilleri dağ kadrosunu isteklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Nasıl ki Fetö’nün bir söylemiyle teröre bağlı askerler harekete geçiriyorsa. İşte dağ kadrosunun öneriyle seçilenlerde onların İstekleri yerine getirmektedirler. O zamanda devlet politikasına ters düşerler, devlette; milleti korumak amacıyla güvenlik tedbirlerini almak zorundadır. Bu kısır döngü bu şekilde devam edecektir. Ne zaman ki CIA ve MOSSAD’ın kullandığı dağ kadrosuna bir çözüm bulununcaya kadar, bu ülkede sürekli böyle gelgitler olacaktır. Bir an önce bu problemi çözme gayreti gösterilmelidir. Aslında Devlet bahçelinin sıra dışı konuşması da buna işaret etmekteydi.
Devlet Bahçeli’nin konuşması devleti ve milleti koruma refleksiydi. En büyük sorun terör ve terörün etki alanlarının yaptığı tahribatlardır. Bu alanlardan biri de Türkiye Büyük Millet Meclisidir. Bunu kimse inkâr edemez. Allah sonumuzu hayır etsin.
Ali LALE