Biz bu tiyatroya yabancı değiliz, Yakın tarihe baktığımızda Türkiye’nin birliğin sağlanması ve terörün sonlandırılması için çalışmalara hız verilince, bu girişimi baltalamak ve boşa çıkartmak için büyük ses çıkaracak önceden planlanmış olayları uygulamaya koyarlar ve terörün sonlandırılması için yapılan girişimleri boşa çıkartırlardı.  Bugün terörün elinde bulunan kozlar birer birer alındı. Elinde Halkı kandıracak koz kalmadığından terör örgütlerin gerçek amaçların halkın derdiyle dertlenme değil de üst aklın birer taşeronu olduğu anlaşılınca halkın desteği sıfırlanacak, buda terörün erimesine ve yok olmasını sağlayacaktır. Terör olayları artık halka güven değil de küreselcilerin menfaatine çalışan bir taşeron olarak gördükleri için onlardan kurtulmak istenilmektedirler. Halkına güven veren devletin yanında yer alarak teröristlerin halktan gelen desteği tamamıyla kayıp etmiş oldular. Onlarda bu barış sürecine sıcak baktılar. Çünkü çıkış yolu bunun dışında kalmadı. Toplumda bu sürecin bir an önce gerçekleşmesini sabırsızlıkla beklerken, birden nereden geldiği belli olmayan gizli el İmamoğlu’nun tüm kirli çamaşırlarını ortaya koydular. Bu sürece herkes balıklama atladı. Ebetteki devletin verdiği yetkileri kötüye kullananların herkesin akıbeti bu olsun, ebetteki halk bunu istiyor. Ancak bunun zamanlamasına baktığımız zaman ülkenin 40 yıllık kanayan yarasını tümden iyileştirici cesurane çalışmalar yapıldı, kararlar verildi. Bu sonuçlansaydı. Türkiye’de birlik sağlanarak güvenilir bir ülke olacaktı. Bu dostlara güven düşmana korku salacaktı. Gerçekten bu düşmanlara korku sardı ve onlarda bunu boşa çıkaracak İmamoğlu satrancını oynadılar. Bu dolaylı olarak hem CHP lilerin hem de diğer partilerin hesabına geldi. Ancak büyük fotoğrafı görmediler. İsrail’in Ortadoğu’da ilmik ilmik işlediği projeleri ve yaptığı katliamları görmezlikten gelindi. Çünkü toplumsal barışı bozmaya yönelik ajanların kışkırtmalarını aklıselimle değerlendirilemediği için birden onların hazırladığı senaryoda oyuncu olarak kendimizi bulduk. Bu senaryo ile artık terörü sonlandırma çabası birden boşa çıkartmaya çalışıyorlar. Asıl amaçta budur. Bu cumhuriyetten önce de vardı sonrada devam edilmektedir.  Bu oyunlara aşina olmalıyız. Ajanların oyunlarına gelmeyelim ne zaman aklımızı kullanacağız, ne zaman akıl edeceğiz, ne zaman düşüneceğiz. Hep aynı oyunlar tekrarlanıyor. Siyasilerin; iktidar hırsı basiretlerini kilitlenmişler, sağlıklı düşünemiyorlar ve bilerek ve ya bilmeyerek oyuna gelmektedirler.  Bu senaryoyu neden sahnelediler. Dün gezi parkı olayları da aynı gizli el taraftan devreye konuldu. Milyonlarca ağaç dikerken bir teşekkür yok iken, bir iki ağaç kesiliyor. Ondan sonra ajanlar devreye girerek her tarafı yakıp yıktılar.  Ne istiyorsun denildiği zaman ağaçla alakası olmayan sorunları ileriye sürdüler.  Küreselcilerin menfaatine olmayan sorunları ileriye sürdüler. Neden unuttuk bunları? Şimdide Mademki ortada bir yolsuzluk var O zaman Parti Liderine düşen şey eğer yolsuzluk yapmadığına eminseniz. Bunu ispatlayabiliyorsanız. Sorun yok. Eğer yolsuzluk yaptığını bilerek arkasında duruyorsanız. O zaman halkın nazarında onun kadar yolsuzluğa bulaşmışsınız. Bunun için milletin duygularıyla ve iyi niyetini suiistimal ederek böyle olay çıkartarak toplumsal gerginliği meydana getirerek küreselcilerin planlarını, vatandaşın ve emniyet güçlerin kanıyla uygulamaya koymak bu millete yapılacak en büyük kötülüktür.
Devlet Bahçeli siyasi kariyerine mal olacak ve ülke için bir çıkışa imza attı.  Hemen ardında siyasi çalışmalar olumlu mesajlar geldi. Abdullah Öcalan’dan ve diğer guruplar bu mesaja ve bu çıkışa sahip çıktılar. Bu Türkiye’nin güçlenmesine kendi çekim alanlarından inisiyatif kullanarak kukla ve oyuncu değil de ülke menfaati için oyun kuran ve inisiyatif alan tam bağımsızlığa sağlam adımlarla hızlı bir şekilde yol alan bir ülke olma hedeflenirken, İşte bu olaylarla başlatılan süreci gölgede bırakmaya çalışmaktadırlar.  Bugün bütün dünyada ABD’nin bir Firavun rolünü üstlendiği kabul ederken batı halkları ve ABD halkları bile bunları protesto ederken, Bizim siyasilerimiz iktidar hırsıyla basireti kapandığı için Ülkeyi celladına şikâyet etmektedir. Bu ne demek beni seç, iktidara getir, ben menfaatine göre çalışırım anlamı çıkmaktadır. Yakın tarihe bakarsanız bunu rahatlıkla görürsünüz. Ülke menfaatinden ziyade ABD’nin menfaati ön plana almaktadırlar. Buda halka ihanetten başka bir şey değildir. Ülkeyi ABD’ye şikayet edeceğine namuslu bir politika izle, pisliğe bulaşmışları içinde ayıkla halk seni iktidara getirsin, bunları yaşadığınız halde neden bu politikadan vazgeçiyorsunuz, kısa bir süre içinde sağcı, solcu, inançlı, inançsız demeden herkesi kucaklamaya çalıştınız, mahalli seçimlerde birinci parti oldunuz. Demek ki bu halk siyasiler gibi nankör değildir. Kendisine hakkıyla hizmet edeni el üstünde tutar. En iyi iktidar yolu da bu olmalıdır diye düşünüyorum. Hala ABD yardım dileyen ülkesini ona şikâyet eden bir siyasetçiyi bu ülke menfaatine çalıştığına inanmıyorum. Buda gerçekten beni üzdüğü gibi halkıda üzmektedirler. Tek vücut olma amacıyla güçlü ve adaletli olma niyetiyle barışa susamış bu milletin önünü kesemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Allah siyasetçilerimize feraset versin. Adaleti tesis eden ve hakkı ayakta tutan  bir anlayışı geliştirmeleri dileğimizdir. Çünkü adalet mekanizması iyi çalışırsa kötü niyetli adamların elindeki kozlar alınmış olacak ve yapacakları eylemlerde taraftar bulamayacaklar. Halk huzurlu olacak toplumun refah seviyesi yükselecektir. 
 ABD’nin Filistin de Türkiye’de ve diğer Müslüman ülkelerde yaptığı katliamları hala CHP Lideri bunları göremiyorsa buda demek oluyor ki İsrail’in istediği emir kulları bulunmaktadırlar. Çünkü İsrail’in batıl din inancıyla bütün insanlar kendisine köle ve uşak olacakları düşüncesi hakim ve bu düşünceyi gerçekleştirmek için her yol onlara mubahtır. Çok üzgünüm ki bizimkiler hemen uşaklığa soyunuyorlar. Keşke onun yerine Allah’a kulluk yapmış olsalardı. Hem dünyada hem de ahirette şeref kazanırlardı. 

  Ali LALE