Geçmişe bakıldığında ve peygamberlerin kıssalarına göz attığımızda, geçmiş ümmetlerin Allah’ın gönderdiği emirlere uymalarını ve yeryüzünde bozgunluk çıkaranların yaptıklarından vazgeçmeleri, hakkın emirlerine uymaları amacıyla onları açlıkla, afetlerle imtihana tabi tutmuştu. Yola gelmeyenleri, ibret almayanları ve Allah’ın gazabını üzerine çekenleri de helak etmiştir. Hz. Muhammed’den sonra peygamber gelmeyeceğinden dolayı bu ümmeti birden yok etme değil de doğal afetlerle başka afetler vererek belki kötülükten vazgeçerler ve Allah’ın ipine sımsıkı bağlanırlar diye Rabbim bu ümmete de bölgesel olarak bela ve afetler vermektedir.
Bugün yeryüzünden en fazla ayaklar altında ezilen, ötekileştiren, ülkesinden sürgün edilen, hor görülen ve izzeti yerlerde sürülen Müslümanlardır. Çünkü Müslümanlar; Allah’ın ipini bıraktılar, emirlerine sırt çevirdiler, içlerine tefrika girdi, birliktelikleri bozuldu. Dünya malı ve menfaatini rab edindiler. Onlar Allah’ı unuttukları gibi Allah’ta onlardan yardımlarını kesti. Küffarın kalbinden Müslümanların heybetini ve korkularını giderdi. Dünyada gücünü ve heybetini kaybettiler. Bu konumuzun daha iyi anlaşılması ve pekiştirilmesi babında Hz. Muhammed(sav) Hadisi şeriflerini buraya alıyorum. ”Ümmetim dünyayı gözlerinden büyüttükleri zaman kendilerinden İslam’ın heybetini çekilip alınır.” şerefi başkalarının kapıkulu olmakta buldular. Özgür olma yerine tutsaklığı, uşaklığı tercih ettiler. Filistin olayı ile Rabbim tüm Müslümanların başına balyoz vurarak uyandırmaya ve yeniden dirilmeye davet ediyor. Ancak uyanmaya tekrar Allah’ın ipine yeniden bağlanmaya, ne inancı ne cesaretleri ve nede gayretleri kalmıştır. Onun için İsrail ve yandaşları yavaş yavaş ejderha gibi Müslüman ülkeleri sırayla yutmaya çalışmaktadırlar. Onlar ise hiçbir şeyin farkında değildir. Çoğunun başındaki yöneticiler küreselcilerin sadık kişileri olarak belgelenmişler. Bunlar başta oldukça yeniden diriliş kolay olmayacaktır. Müslümanın görevi nerede olursa olsun Allah’ın rızasını kazanma gayesi olmalı ve bunu fiiliyata dökmelidir. Çünkü Dünya’yı Allah bir imtihan yeri etmiştir. İnsanların bu imtihanı kazanmak için onlara rehber ve kılavuzlar göndermiştir. İşte Müslümanın imtihanı ve imtihanı kazanması Kur’an ve hadis ışığında yol haritasını belirlemeli ve ona göre hareket etmelidir. Allah tüm Müslümanlara şuur versin imtihanı kolay kılsın
Rabbim elbette ki bu zalimlerin başına bir bela getirecektir. Ancak toplumunda Allah’ın yardımını hak edecek çaba ve gayretin içinde olmalıdırlar.
Ali LALE