AB Adalet Divanı Avrupa’da yaşayan Müslüman kadınların başörtüsüne yönelik Kamu da ve özel şirketlerde çalıştırmama yetkisine sahip olduğuna dair hukuki olmayan bir karar verilmiştir.

Hukuk insanları mutlu etmek, herkesin güven içinde yaşamasını sağlamak için vardır. İnsanın mutlu olması için insanların kültürel ve sosyal yapısı dikkate alınarak hukuk yapılır. Eğer siz insanı kültürel, psikolojik ve sosyal yapısını dikkate almadığınız zaman; insanı, insan değil de robot olarak değerlendirilmiş olursunuz. Yanı Allah’ın bazı özelliklerle donatmış olduğu insanın özelliklerini görmezlikten gelerek verilen kararlar hukuki karar olamaz, insanı mutsuz edecek, Allah ile karşı karşıya getirecek hukuk, hukuk olamaz hukuksuzluğu ve faşistliğin ta kendisi olur.

AB Adalet Divanı demek aslında uygun bir isim değildir. Çünkü Müslümanlığa karşı düşmanlık üzerine kurulan bir teşkilat olduğunu verdiği kararla kendisini ispatlamaktadır. O zaman kuruluşun başına  “Adalet kavramı getirilmez. “ bu verilen karar yobazlığın İslam’a olan kinin bir yansımasıdır. İnsanı değerleri ön plana almayan ve inanca karşı olan kininden dolayı, bireyin inandığı gibi yaşama özgürlüğünü elinden almaya cüretini gösteren ve özellikte İslam karşıtı kararlarıyla tanınan ve Allah’ın kullarını, Allah’a karşı gelmeye zorlayan bir teşkilatın Adalet başına getirilmez. Ancak başlığına İslam karşıtı divan, ya da zorba ya da Faşist divan olabilir. Onun için batıda yaşayan Müslüman kadınların başörtüsü için verilen bu karar, hukuki bir karar olamaz olsa olsa birey ’in hukukunu çiğneyen bir karar olur. Bu kararın hukuksuz olmasından dolayı kınıyorum. Bu çağda birey hürriyetini kısan, bireyi robot gibi gören, bu kararın batı ülkelerinden Müslüman kadınlara karşı uygulaması ve kararın verilmesi, İnsanın hürriyetini ve dini inançlarını, özgürlüğünü baskı altına alan bu kararla o kurum hukuk açısında kara bir leke almış olur. İnsanlık adına kınıyorum. Bu teşkilatın başına “Adalet kavramı yerine başka bir kavram getirmeniz lazım ki bu kararı veresiniz. Yoksa bu kararı kâinatın en şerefli varlığı olarak yaratılan insana ve yaratıcısına karşı saygılı olmayan hiç bir karar hukuki ve insani olamaz.      

Bu konuda; Evrensel kadın hakları savunucularına ve İnsan hak ve özgürlüklerin savunuculuğunu yapan sivil toplum kuruluşlarında bir sınavıdır. Bu karara karşı çıkan ve insanlığa karşı verilen bu kararın geri çekilmesi konusunda kınamada bulunan sivil toplum kuruluşların kimliğine uygun davranmış sergilemiş olacaklardır. Kınamayanlarda insanlık sınıfında, sınıfta kalmışlardır.