Tüm gaye; sabrı anlamak ve yaşantımıza yerleştirebilmektir.

                      Sabır: Zor koşullar altında cesaret ve metanetini yitirmeme duygusudur. Sabırlı insan uzun süreli gecikmelere ve tahriklere rağmen moralini bozmadan doğru bildiği ve inandığı, yoluna devam eder veya beklemesini sürdürür. Sabır: Kur’an-ı Kerim’de “Erdem” olarak da geçmektedir. Sabır kavramını anlamak ve bu kavramın gereğini yapmak için her şeyden önce Rabbine tam teslimiyet ve ahiretin varlığına tam inanmakla olur. Olay ve durumlara karşı sabır göstermek ve nefsimizin bize zarar veren duygularına karşı direnç göstermek için yaşam üslubumun Allah’ın istediği istikamette olması gerekmektedir. Aksi takdirde olay ve durumlara karşı sabırlı olma iradesini gösteremeyiz. Yani Allah’ın istediği yaşamı değil de arzularımızın ve şeytanın istediği bir yaşantıya tabi oluruz. Sabır inandığı ve doğru bildiği dava yolunda önüne çıkan engellere karşı sarsılmaz, yorulmaz ve bükülmez bir irade ortaya koymaktır. Bu ruha ulaşmak için sağlam bir zemine ihtiyaç vardır, işte bu zemin Allah’a olan imanımızın güçlü ve bu gücün bize sağladığı koşulsuz teslimiyettir.

                    Bir kadına aşık olan kişi, aşkı için her şeyi göze alabilir, zorluklara katlanabilir, aşkına kavuşma yolunda önüne çıkan engellere karşı var gücüyle direnebilir, mücadele eder, Tüm bu iradeyi niçin gösterir? Çünkü ruhu ve bedeni ile aşkına inanmıştır. Aşkına ulaşma yolunda onu engellemeye çalışan sözlü ve davranışsal tepkilere karşı bu inanmışlığın vermiş olduğu güçle, sabırlı olma iradesini gösterir, çünkü teslimiyetin zeminidir inanmışlıktır. İşte insanda sabrı oluşturan ve sabrı güçlendiren nedenlerden bahsederek bir örnek ile de açıklamaya çalıştık.

                          İşte Kur’an-ı Kerim’den bir örnekle sabır kavramını daha iyi öğrenerek pekiştireceğimizi düşünüyorum. Kul; Rabbine karşı sarsılmaz bir inançla bağlı kalarak onun emirlerine, reçetesine, talimatına uygun olmayan sözlü ve davranışlara karşı rahatlıkla sabır edebilecek bir erdemliğe ulaşabilir. İşte o zaman her şeyi Allah için olacaktır. Öfkesi, sevgisi, kızgınlığı Allah için olacaktır. Başka bir kul için olmayacaktır. Hele istek ve arzularına göre hayatına yön vermeyecektir.  Hayatımız ve yaşantımız Allah için olacaktır. İşte böyle kullara ne mutlu onlar gerçekten takva sahipleridir. Allah’ın sevdiği kullarıdır.   DEVAMI GELECEK