Bu Pazar günü yapılacak görüşmelerde; Joe Bıden’e karşı Başkanımızın eli güçlü olacaktır. Çünkü ABD’nin yaptığı işlerin Türkiye ile olan müttefiklikle alakası olmadığı kendisi de çok iyi bilmektedir. Türkiye Rusya’dan S-400 almadan önce Türkiye’nin çevresi ateş çemberiyle kuşatılmıştı. Bir taraftan Suriye’den Türkiye atılan toplar, diğer taraftan Türkiye karşı PKK ve YPG’e eğitim ve bedava silah verirken, Türkiye Halkıda kaygı ve korku içinde olayları izliyordu. o gün her an savaş olabilirdi. Bunun için Türkiye’nin tüm ısrarlarına rağmen parasıyla bile Türkiye’ye silah satmıyorlardı. Bu konuda Türkiye’ye tüm kapılarını kapatmışlardı. Amaç: Türkiye’nin Savunmasız bırakarak eski Türkiye gibi isteklerini kabul ettirmekti.  ABD’nin amaçlarından biride Suriye gibi Türkiye’yi de ateş topuna çevirmekti. Bunu gerçekleştirilmeleri içinde her taraftan zayıflatılmış bir Türkiye’nin olması gerekirdi. Bu düşünceyle hareket ederek, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalıştılar. Başkanımız diğer konularda olduğu gibi cesaretle halkın beklentisi olan savunma güvenliğini güçlendirmek ve ülkenin bekası üzerinde kara bulutlar gibi dolanan bu tehlikeyi bertaraf etmek amacıyla, Rusya ile yapılan görüşme neticesinde S-400’lerle hava savunmasını güçlendirecek bir girişimde bulundu. Buna rağmen yine de ABD’ de seç çıkarmadı. Onlar Türkiye’nin cesaret etmeyeceği düşüncesi içerisindeydiler. Ancak Başkanımız onların o düşüncesini boşa çıkardı. Rusya ile anlaşarak S-400’leri satın aldı.

 Bu görüşmelerde bu gündeme gelecektir. İşte yukarıdaki süreci kısaca anlattım. Başkanımıza S-400 sorulduğunda bunları gündeme getirecekti. Belki BIDEN onu söylerken sıkılacaktır. Bununla ilgili ABD’nin Türkiye’nin lehine düşünecek bir şey olmaz bence. Bu konu her iki lider tarafından geçiştirilecektir. Çünkü geri dönüşü olmayan bir durumdur. Eğer ABD gerçek müttefik ise Türkiye’nin güçlenmesi onların yararına olacaktır. Ancak bu düşünce olmadığından dolayı Türkiye için S-400’den daha iyi bir alternatifi sunmazlarsa bu işi zamana bırakacaklar. Yanı bu konuda yapılacak bir şeyin olmayacağını tahmin ediyorum.           Bu soru Türkiye’ye sorulduğunda Başkanımızın eli güçlendirilecektir.

    Fetö, PKK, YPG Türkiye’ye karşı desteklemesi ve kışkırtması ve bunlara tüm desteklerin sağlanmasına karşı BIDEN –Başkanımıza ne cevap verecektir.

Ayrıca Ermeni konusunu uluslararası tarihçilerin araştırarak karar vereceği bir konu olmasına rağmen, BIDEN; Ermeni meselesinde uluslararası hukuku çiğneyerek kendisinin karar vermesi hangi gerçekle ve hangi müttefiklikle bağdaşır. Buna ne cevap verecek acaba?

   Tüm bunları düşündüğümüzden ERDOĞAN-BIDEN görüşmesi ortamı yumuşama babında bir görüşme olacağını tahmin ediyorum. Diğer konuları zamana ve ilgililere havale edeceklerini düşüncesindeyim. Kısacası görüşmenin notlarını zaman bırakacaklar. Özet olarak ortamı yumuşatma görüşmesi olarak kayda geçecektir.