Ülkenin ikinci sırada bulunan siyasi partinin liderine ABD’ den bir kişinin danışman olarak transfer edilmesi öncelikle CHP’nin siyasi kadrosu açısından küçük düşürücü bir uygulamadır. Diğer taraftan Türkiye’nin Üniversitelerinde yetişen akademi kadrolarına ise bir hakaret sayarım. 

                     Bir futbol takımında transfer konusunu anlarım, bir şirketin teknik kısmına bir yabancıyı transfer etseniz anlarım, sanayi sektörünün teknik bölümüne birisini transfer ederseniz onu da anlarım. Ama bir ülkenin idaresine talip olan bir siyasi kadro ve altılı masadaki liderler kendi siyasi kadrolarını elinin tersiyle iterek, diğer taraftan da asırlardır ülkemize zarar vermek için plan üstüne plan kuran, ülkemizin yok olması için çalışan bir ülkeden bir akademisyeni kendine danışman olarak ataması, bir ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Aynı zamanda hem siyasi kadrosuna ve hem de o partiye gönül veren akademisyenlere yapılabilecek en büyük hakarettir. Bu durum kendi kadrosuna ve kendisine gönül veren Türkiye akademisyenlere “siz yapamazsınız, siz bunun kadar bilemezsiniz” anlamı ve mesajı taşımaktadır. Yalnız bununla da kalmamakta, Aslı Baykal bu konuda twıtter hesabından ki söylemi önem arz ettiği için buraya alıyorum, “Kılıçdaroğlu seçime ABD’li danışman Jeremy Rıfkın ile gidiyor, kazayla kazanırsa, seçimden sonra kapitülasyonları da ilan eder.”  notunu paylaşmış. Bunun anlamı daha önce olduğu gibi ipimizin ABD’nin eline geçmesi demektir. İpimiz ABD’nin eline geçtiği zaman perde arkasında hacivat ve karagöz oyunu gibi bizleri de oynatırlar. Daha önce yaptığı gibi gençlerimizi yine birbirine düşman ederler. Etnik guruplar oluşturarak ülkeyi bir savaş alanına çevirirler. Nuri Demirbağ’ın uçaklarını gömdükleri gibi bizim Selçuk BAYRAKTAR’ ın yaptıkları; İha, siha ve diğer savunma araçları rahatlıkla yere gömerler ve yerini de kapatırlar ve her konuda ABD’ye bağlı hale gelirsiniz ve bir daha iki yakanız bir araya gelmez.

                     Bir millet Allah’ın yardımlarını dikkate almazsa Allah da onları unutur. Tarih sahnesinde milletlerin isimlerini görebilirsiniz; ama cisimlerini göremezsiniz. Kur’an kıssalarından da tarih sahnesinden silinen milletlerin isimlerine rastlarsınız ama cisimleri yok olmuştur. Biz de toplum olarak Allah’ın verdiği aklı Kur’an’ın rehberliğinde kullanmazsak sapıklığa giden yoldan gidersek, hakkı, hukuku adaleti gözetmezsek, kul hakkına dikkat etmezsek, millet olarak aşırıya kaçarsak kendi sonumuzu hazırlamış oluruz. Bu ya Rıfkın ile ya da başkasıyla olur. Onun için her şeyden önce toplum olarak her konuda aşırıya kaçmamalıyız. Rifkin’ın ajandasında planlar varsa Allah’ın da bir planı vardır. 

                      Danışman olarak gelecek kişinin ajandasında neler var bilir misiniz? ABD’nin yönetim kadrosunun bugün en büyük rakibi Türkiye’dir. İnsan rakibini zayıflatmak için bütün imkânlarını seferber eder. Dolayısıyla “Türkiye’nin mevcut iktidarını düşürmek için muhalefete destek vereceğiz” diyen bir ülkeden, ana muhalefet partisinin liderine danışman olarak bir kişi geliyor ve bu kişi ajandası boş olan bir kişi değildir. Ama Türkiye eski Türkiye değildir. Bu ülke liderlerin ve kahramanların ocağıdır. Bu ocak tütmüştür. Savunmada Selçuk Bayraktarlar nasıl çıkmışsa, siyasi kadrolarda da Selçuk Bayraktarlar çıkar. Yeter ki milli olma gayesi hedeflensin, kendi insanına fırsat tanınsın ve onlara güvenip önü açılsın. Ancak Siz Nuri Demirbağ’ın yaptığı uçağı dikkate almazsanız devletin desteğini vermezseniz, ABD ve İngilizlerin söylemlerini dikkate alırsanız, bir asır sürecek bir bağımlılığa boyun eğmiş olursunuz. Yanı her emrine amade olursunuz. 

                   İşte bu danışmanın atanmasının arka bahçesinden de bu bağımlılığa benzer ayak sesleri geliyor. Bunu bilmemek ve düşünememek zekâdan ve bilgiden noksan olmak demektir. Çünkü ABD hiçbir zaman Türkiye ve Müslümanlara karşı dürüst olmamıştır. Onlara nasıl bir zarar vermek isterse onu en kısa zamanda uygulamaya geçirir. Zira Ortadoğu’yu ateş yumağı haline getiren ABD’dir. Tüm terörlerin ağababası olan ABD’nin bizzat kendisidir. Dolayısıyla ABD, Türkiye’nin kalkınması için sana danışman gönderemez; ancak mevcut gelişmeyi nasıl durdururum araştırması içindedir.   Ali LALE