Bugun...


Av. Elvan KILIÇ

facebook-paylas
CORONA VİRÜSÜ İLE İŞ HUKUKU KAPSAMINDA HAKLAR -1-
Tarih: 11-10-2020 18:54:00 Güncelleme: 11-10-2020 18:54:00


Corona virüsünün (COVID-19) ülkemizde de görülmeye başlanması ile birlikte iş hayatının sekteye uğraması durumu ortaya çıkmıştır. Bu sebeple de çalışanların karşılaşabileceği sorunlar ve bu sorunlara yönelik çözüm önerileri herkes tarafından merak ediliyor. Bu yazımda 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında çalışanların karşılaşabileceği sorunlara, kanunun sunduğu çözüm önerilerine ve her iki tarafın yükümlülüklerine değindim.

1) Karşılıklı Bildirim Yükümlülüğü :

Çalışanlar, virüsten dolayı enfekte olmuşsa yahut böyle bir risk altında ise bu durumu derhal işverene bildirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülük, çalışanların işverene sadakat yükümlülüğü kapsamında hem İş Kanunu’nda hem de 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 19. Maddesinde belirtilmiş ve düzenlenmiştir. Bu yükümlülük çalışanların, hem kendi hareketleri ile hem de diğer çalışanların eylemleri ile sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü olmaları anlamına gelmektedir. Bu yükümlülük sadece çalışanlar için değil toplumda bulunan her birey için geçerlidir. Böyle bir durumun gerçekleşmesi ihtimalinde ise işverenin işyerinde virüs veya başka bir salgın hastalık konusunda yapılacak ve uyulacak talimatlarla ilgili bir eğitim vermesi gerekmektedir. Çünkü çalışanlarının sağlıklarını tehdit edecek bir durum olduğunda işveren çalışanına sağlıklı bir çalışma ortamı yaratmakla yükümlüdür. Aynı şekilde çalışılan iş yerinin enfekte olması halinde de işveren çalışanlarına bu durumu bildirmekle yükümlüdür. Çalışanın virüse ilişkin olarak işverence verilen talimatlara uygun davranmaması halinde hakkında disiplin cezası uygulanabilir ancak bu hususun İşyeri Disiplin Yönetmeliği’nde öngörülmüş olması gerekir.

2) Çalışmayı reddetme hakkı:

Çalışanın, iş sözleşmesindeki görev tanımını yerine getirme yükümlülüğü ve bu yükümlülüğünü yerine getirememesi halinde mazeretini ispatlamak için rapor ibraz etme zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sebeple de çalışanın, işlerini işveren ile kararlaştırılan şekilde yerine getirmesi gerekmektedir. 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 13. Maddesi uyarınca, yalnızca çok istisnai durumlarda verilen görevlerin ifasından kaçınmak mümkündür. Bu maddeye göre işyerinde Corona virüsü olduğu teyit edilmiş veya bir çalışanda virüs olduğu tespit edilmiş ise, diğer çalışanlar ağır risk içeren bu gibi durumlarda gerekli tedbir alınana kadar çalışmaktan kaçınabilir. Bu kapsamda, çalışanların çalışmaktan kaçındığı dönemdeki ücreti ile kanunlardan ve iş sözleşmesinden doğan diğer hakları saklıdır.

Çalışanların toplantı veya iş seyahatlerine katılmama yönündeki talebi toplantı veya iş seyahatinin yurtiçinde yahut yurtdışında gerçekleştirilecek olması yönünden ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Ülkedeki mevcut durum dikkate alındığında virüsün genelde yurtdışı ile teması olan kişilerde tespit edildiği ve yurtiçinde yapılacak seyahatler bakımından büyük bir riskin mevcut olmadığı görüldüğünden yurtiçine yapılan seyahatlerin iptali işverenin takdirindedir. Yurtiçi toplantı ve seyahatlerine katılmayı reddeden çalışanın, sözleşme ile belirtilen ve yapmakla yükümlü olduğu işi gereği gibi ifa etmediği hususu gündeme gelebilmektedir. Bu nedenle, işveren 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II (h) hükmü gereğince iş sözleşmesini haklı nedenle ve derhâl feshedebilecektir. Ancak bu yola başvurulmadan önce, çalışana en az 2 veya 3 defa yazılı uyarı yapılması ve görevini ifa etmesi gerektiği hatırlatılmalıdır.

Ancak, yurtiçinde gerçekleşecek bir toplantıya katılacak olanlar arasında yakın zamanda yurtdışına çıkmış ve 14 günlük karantina süresini henüz tamamlamamış başkaca kişilerin de iş yerinde hazır bulunması ihtimalinde çalışan, somut durumun şartlarına göre bu toplantıya katılmama hakkını öne sürebilecektir. Çünkü bir çalışan, yurtdışına çıkmış ve enfekte olma riski var ise diğer çalışanların toplantıya katılmama hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle yurtiçinde gerçekleşecek toplantıların ve iş seyahatlerinin de her somut durum bakımından ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir.

3İşyerinde Faaliyetin Kısıtlanması veya Durdurulması

İşverenin temel yükümlülüklerinden biri de iş sağlığı ve güvenliğini sağlamaktır. Bu nedenle işyerinde hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiği takdirde, tehlike oluşturan durum giderilinceye dek işyerindeki faaliyetlerin durdurulması gerekmektedir.

İşverenin faaliyetlerin durdurulması kapsamında yapabileceği çalışmalardan biri de telafi çalışması olup bu çalışma türü, İş Kanunu’nun 64. Maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre, zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi ya da çalışanın / işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi mümkündür. Bu durumda, işveren duyurulacak tarihler arasında işin durdurulduğunu, hangi tarihte işe başlanacağını, hangi tarihler arasında ve kaçar saat telafi çalışması yaptırılacağını ilan etmelidir. Bu durumda işveren 2 ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. Burada dikkat edilmesi gerekilen husus çalışılmayan süre boyunca çalışanlara ücret ödenmesi gerektiği hususu olup daha sonra yapılacak telafi çalışmaları, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmayacaktır.  Ancak telafi çalışması, günlük çalışma süresi olan 11 saati aşmamak koşulu ile günde en fazla 3 saat yaptırılabilir ve tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz. (DEVAM EDECEK)



Bu yazı 98 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI