Şehir şehir manzaralar aynıdır, Diyarbakır'dan farksız.

Önceki gün partilerin adayları ve encümenleri listeleri Seçim Kurulu'na verildi.

Kimi partinin ilçe adayını ve listesini, seçim kurulunun Diyarbakır'da olduğunu bilmemesi sebebiyle son dakikaları kaçırdığı duyumlar arasında.

Seçimin start alması adayların kesinleşmesiyle resmîyet kazandı.

Seçim Kurulu, müracaatlara itiraz olup olmadığı kesinleşince , partilerin dosya eksiklikleri tamamlanınca gereken onayı verecek.

Vatandaşın bir oyu var.

Buna kimsenin itirazı yok.

Siyasî partiler, bunu yeterli bulmuyor. Her bir kişinin beş oyu partiye kazandırmasını ister, durur.

Bir dönem gazeteler, kupona  promosyon dağıtırdı.

Bu yerel seçimde promosyon dönemi de seçimle başladı.

Dernekler ve vakıflar gözde.

Siz partiye gelin biz, derneğinizle vakfınıza gelelim.

Biz bize kurban biz bize heyran kimi derneklerle vakıflar.

Hepsini bu kapsamda değil de bir kısmı bu doğrultuda.

Bize gelen duyumlar, kimi derneklerle vakıfların futbol kulübü taraftarı gibi bu seçim öncesinde kendilerini ziyarete gelen her partiyle partiliyi çok güzel karşılaması...

Her şey iyi ve güzel de her derneğe ya da vakfa üye olan, belirtilen parti ya da partilere oy mu verecek?

Buna sendikaların tümü dahil.

Kişinin üye olduğu dernekle vakıfla kopmaz bağları mı var, sandığa giderken?

Kimi dernekle vakıf, bu şehrin temsilcisi midir?

Kimi dernekle vakıfla seçim mi kazanılır?

Kimi dernek ve vakıf desteğiyle seçim kazanımı olsaydı, kimi derneklerle vakıflar şimdi neden ilk ziyaret yerleri?

Gidilecek, oy istenecek vatandaştır.

Bir toplantıda bir sivil toplum kuruluşu yetkilisinin misafirinden Ramazanda üç kamyon değil, üç tır gıda paketi istediği söylendi.

Biz de bu toplantıya davet edildiğimiz için yalanlanacak bir duyum değil.

Bir şehirde gerçekten faaliyet gösteren dernek ve vakıf sayısı belli.

Dernek ve vakıf tüzükleri belli.

Kimi derneğin ya da vakfın üye sayısı belli.

Basın toplantıları yapılır da yapılır.

"Kanaat Önderleri" denince aklımıza şehrin sözü dinlenen ak sakallı büyükleri gelirdi.

Şimdi "Kanaat Önderi" denince oy deposu olduğunu iddia eden kimseler var.

Eğer bir parti, kimi dernek ve vakıf desteğiyle seçimi kazanmayı ümid ediyorsa burada durmak ve düşünmek lazım.

Onbinlerce oy ağırlığına sahip dernek ya da vakıf mı var, bu şehirde?

Bir Cum'a Namazı'na herkes gelir, hutbeyi dinler, namazını kılar.

Buna kimsenin itirazı olamaz.

Fakat....

Fakat, namaza gelen aynı partiye, partilere oy vermez.

Bunu kabullenemeyeler var.

Bırakalım, siyasî zevat yerinde otursun, kimi derneklerle kimi vakıflar siyasî partiler için oy toplasın.

Kırk günlük kimi derneklerle kimi vakıfların doğrusu sahada olmasını isteriz.

Derneklerle vakıflar, siyasî yakınlık duydukları parti mensubiyeti olabilir de tüzüklerinde yer almadıkça siyasî faaliyet içinde bulunamaz. Olsa olsa üyelerine telkinde bulunur, bulunuyorsa.

İsteriz de özgül ağırlığı olmayan kimi derneklerle kimi vakıflar bir anket yapılırsa vatandaş tarafından ne kadar tanınabilme oranına sahip?

Otuz üyesi olup, çoğu üyenin eş-dost ısrarı sebebiyle nezaketen üye olduğu STK da dernek, istense yüz bin üye bulabilecek STK da dernek.

Unutmayalım ki kimi taziye evleri de Cami güzelleştirme ve yardımlaşma toplulukları da birer dernek ya da vakıf.

Seçim boyunca kimi dernek ya da kimi vakıf, ihtiyaç sahibi olan vatandaşa yardım paketi dağıtıp oy isteyeceğine yardımda bulunacak siyasî parti ya da partiler, kendilerince kurulan ya da yakınlık duydukları bir-iki dernekle vakıfla bu yardımları doğrudan yapsın.

Yardımların Ramazan Ayı içinde yapılırken, her parti kendisine yakın dernek ya da derneklere kendisi yardım etmeli, bunun gideri partililer tarafından karşılanmalı.

Neyi nasıl söylediğimiz unutulmasın.

Kimi derneklerle kimi vakıflar, futbol kulübü taraftarı değil, maçlarda takımları desteklesin.

Hak, adalet ve ehliyet...

Başkasının verdiği ile palazlanan kimi derneklerle kimi vakıflar, helâl ve haram noktasındaki sınırları biliyordur, izah etmeye gerek yok.

Helâl ve haram sınırı bilinmiyorsa otuz üyelik dernek de bin kişilik dernek de aynıdır. Bu kimi vakıflar için de geçerlidir.

Yoksula, yetime, öksüze, yaşlıya, hastaya, yolda kalmışa, dula, bekâra, işsize, engelliye, ilim tahsil edene yardım esasken...

Siz, buna tahmin ettiğiniz ve bizim de duyumlardan  edindiğimiz kimi derneklerle vakıfların durumlarını gözden geçirmeleri gerektiğini ifade edelim.

Hakk rızası mı siyasî rant mı?