Bugun...


Abdurrahman SEVGİLİ

facebook-paylas
Sözde Müslümanlık
Tarih: 25-01-2021 00:01:00 Güncelleme: 25-01-2021 00:01:00


Bizim esas sıkıntımız, ana meselemiz, İslamın hayatımızdan çıkmış olmasıdır aziz dostlar. Malumunuz İslam Dininin temel kaynakları Kuranı Kerim ve sünneti Resulullahtır. Bunlara iman noktasında sıkıntılarımız olsa bile, bu oran çok büyük değildir. Lakin ümmet olarak  inandığımızla amel etmek, ya da başka bir ifadeyle inandıklarımızı hayatımıza geçirmek konusunda çok büyük problemlerimiz vardır maalesef. Halbuki İslam, sadece iman değildir.

İslam OKU diyor biz neredeyse hiç okumuyoruz. İslam,  düşünmeye ve tefekküre ısrarla davet ediyor, fakat biz zamanımızı boş işlerle heba ediyor düşünmüyoruz, tefekkür edip üretmiyoruz. İslam İNFAK et, paylaş diyor, biz zekattan, infaktan, sadaka ve paylaşımdan gittikçe uzaklaşıyoruz. Sadece Zekat ibadeti bi hakkın uygulansa, muhtaç hiç kimse kalmayacaktı İslam coğrafyasında. İslam AKRABAYI, KOMŞUYU ZİYARET ET, SILA-İ RAHİMDE BULUN  diyor, biz ihmal ediyoruz, yapmıyoruz. İslam FAİZ, KUMAR HARAM dır diyor, inadına sarılıyoruz. Özellikle faiz belası sıradanlaştı, normal hale geldi. Bu örnekleri uzatmak mümkün.   

        Herkesi bir anlık muhasebeye çağırıyorum, murakabe altında olduğumuzu hatırlatıyorum. Hz Ömer (ra) ifadesiyle : “Hesap Günü gelmeden siz kendi kendinizi hesaba çekiniz” buyurmaktadır. Ne kadar müslüman olduğumuzu, İslamı ne oranda yaşadığımızı, Kuranı ve Sünneti ne kadar öğrendiğimizi, yaşadığımızı ve anlattığımızı sorgulayalım lütfen.”Ey İman edenler iman ediniz” şeklindeki Rabbimin talimatı çok anlamlı değil midir? İmanımızı sorgulamamız gerekmez mi? Pratik hayatımızdaki bu büyük problemin, imanın kalitesiyle direk ilintisi vardır diye düşünüyorum. Güçlü bir iman, ibadet ve taatı, infak ve cihadı beraberinde getirir,

muhabbet ve heyecanımızı arttırır. İslamı yaşamak, salih ameller işlemek de imanı takviye eder, inancımızı arttırır. Aynelyakin, hakkelyakin derecesinde ahirete inanan bir mümin, dünya hayatında İslamca yaşar, helal ve haramlara, hatta mekruh ve şüpheli şeylere bile dikkat eder, Kuran’ın hükümlerini, Efendimiz’in sünneti seniyyesini harfiyen tatbik eder. Yaşantımızdaki bu perişanlık direk iman za’fiyetiyle ve dolayısıyla gafletle de alakalı bir durumdur. Bu yüzden başka bir yazımın başlığı : “Ahirete gerçekten inanıyor muyuz?” şeklindedir. Hakikaten Ahirete tam bir idrakla  inanıyor muyuz? Yoksa inanıyormuş gibi mi yapıyoruz. Güçlü, kuvvetli bir inanç aslında pek çok problemin de çözümüdür. Kuran’ın ifadesiyle imanın gönüllere yerleşmesi hemen olmayabiliyor. “Biz müslüman olduk deyin” ancak iman apayrı bir şey. Öyle bir imana sahip olmalıyız ki,  inandığımız gibi yaşayalım, iman ettiğimiz her şeyi hayatımıza geçirelim. Çünkü İslam bir HAYAT DİNİDİR. Yaşanmak için gönderilmiştir. İnandığınız gibi yaşamazsanız yaşadığınız gibi iman etmeye başlarsınız. Ashabı kiramın, Allah dostlarının imanı, hayatlarına  geçmiş bir imandır. İçki haramdır ayeti nazil olunca bütün içki küpleri kırılır, sokaklara dökülürdü. “En çok sevdiğiniz şeylerinizden İNFAK etmedikçe siz BİRRE, iyiliğe, kurtuluşa eremezsiniz “ ayeti nazil olunca Ashabı Kiram (ra) iyilik yarışına girdiler, en güzel bahçelerini İNFAK ettiler, en çok sevdikleri şeylerini vermeye uğraştılar. Çünkü İslam onlar için bir hayat biçimiydi, yaşamak için vazedilmiş bir dindi.

 İman artar mı azalır mı sorusu hemen hemen her dönemde tartışılmıştır. İman, hem artar hem azalır. Dünya sevgisi kalbe girerse İMAN da zafiyet meydana gelir. VEHN diye bir manevi hastalık vardır ve günümüzde bu vehn hastalığı müslümanları kasıp kavurmaktadır. Dünya sevgisinden kaynaklı  ÖLÜM KORKUSU demek olan VEHN hastalığı, İslam Ümmetini korkak ve zayıf düşürmüş, CİHAD ruhunu bitirmiştir maalesef. DÜNYAYI ELİMİZE AHİRETİ GÖNLÜMÜZE koymalıyız diye büyüklerimizin tavsiyeleri vardır.

   Herkesten daha çok çalışmalı, bilgiye teknolojiye ulaşmalı ve ekonomik olarak zengin olmalıyız ümmet olarak.” İki günü eşit olan kişi ziyandadır.” Buyurarak çalışmanın ehemmiyetini vurgulamıştır Peygamber Efendimiz (sav) ve tembel tembel oturan kişiye selam bile vermemiştir. Ticaretin en iyisini, en dürüstünü yapmalı ve kimseyi kandırmamalıyız.” Bizi aldatan kişi bizden değildir” buyuruyor Efendimiz (sav). Ancak şükreden bir zengin, bol bol  infak eden ve dünya muhabbetini kalbine gönlüne koymayan bir zenginlik olmalı. Bu zenginlik Sa’lebenin zenginliği gibi olmayacak, Hz Ebubekirlerin, Hz Osmanların, Abdurrahman b Avf’ların zenginliği olmalı. Bizi vehn krizine  düşürmeyecek, cihattan , infaktan alıkoymayacak bir zenginlik olmalı. Dünya -Ahiret saadetini birlikte temin edecek şekilde dengeli ve helal bir kazanç olmalı. İmanı zaafa koyan başka hastalıklar da vardır. Kalbi hastalıklardan uzak durmak, harama, mekruha ve hatta şüpheli şeylere bile bulaşmamak ve kaçınmak imanı arttırır. Zikir, namaz, oruç, infak, Sıla-i rahim, ölüm rabıtası, okumak, düşünüp tefekkür etmek de … imanı arttırır. Rabbim kainatı bir DENGE üzerine kurmuştur. Dünya- Ahiret dengesi dikkat edilmesi gereken çok önemli bir husustur. “ Ey Rabbimiz, bize hem dünyada  hem de ahirette iyilik ver” şeklindeki dua ayeti de, bunun güzel bir örneğidir.

Denge ve iki cihan saadeti kavramları önemli kavramlardır. Dünyayı terk etmeden, dünyadan elimizi eteğimizi çekmeden Hak ile beraber olabilmektir doğru olan yol. Allah dostları :” Halk içinde Hak ile beraber olunuz” şeklinde tavsiyede bulunmuşlardır. İşimizi yaparken Rabbimizden gafil olmamak, ölçüde tartıda hile yapmamak şartıyla ve iyi niyetle yapılan  ticaret, ibadet hükmündedir.

   İslam, yaşansın diye, Rabbimin arzu ettiği gibi bir hayat yaşayalım diye gönderilmiş son ve mükemmel bir dindir. İslam, Kuran ve Sünnetin prensiplerine inanıp yaşamak ve yaşatmaktır. İslam, kulun Rabbine sorgusuz sualsiz  teslim olması ve itaat etmesidir. İslam, toplumu tahrip eden bütün manevi hastalıklardan uzaklaşmaktır. İslam’ın temeli imandır, direği namazdır, zirvesi, çatısı cihattır. iman-salih amel-hakkı ve sabrı tavsiye etmektir. İslam; İLİM-AMEL-İHLASTIR. İslam, ZİKİR-FİKİR- ve ŞÜKÜR dür. İslam,  İNFAKTIR, ADALETTİR. İslam, özetle Rabbimin arzu ettiği her şeye iman etmek, iman ettiklerimizin gereğini yapmak, onu yaşamak ve yaşatmaktır.

 BEN DİYORUM Kİ İSLAMSIZ SAADET OLMAZ, SÖZDE İSLAM,İSLAMSIZ İSLAM HİÇ OLMAZ. Kurtulmak istiyorsak, hem dünya hem ahiret mutluluğuna ulaşmak istiyorsak İslamı hayatımıza hakim kılmak zorundayız. Rabbimize TAM İTAAT, TAM TESLİMİYET, TAM KULLUK GEREKİR.

 İSLAM, GERÇEK HAYATTIR. SÖZDE DEĞİL ÖZDE YAŞAMAKTIR. HAYAT, İMAN VE CİHATTIR VESSELAM.

 



Bu yazı 4936 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
HAVA DURUMU
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
NAMAZ VAKİTLERİ
HABER ARA
YUKARI