escort konya
Bugun...


Celal Yılmaz

facebook-paylas
SESSİZLİĞİN ARDINDAN
Tarih: 10-10-2024 00:02:00 Güncelleme: 10-10-2024 00:02:00




Genelde dünyada, özelde Orta Doğu’da ve daha da özelde ülkemizde yaşananları düşünelim. Uluslararası krizler, bölgesel savaşlar, cinayetler, ekonomik krizler vesaire.  Bunlarla birlikte şunu da düşünelim: Sessizlik…
***
Sessizliği çoğu zaman uğursuzluk ile ilişkilendiririz. Bununla birlikte ses de yer yer hoş karşılanmaz. Örneğin “Dolu küpün sesi çıkmaz.” yahut “Söz gümüşse sükût altındır.” şeklinde atasözlerimiz vardır.  Ancak tüm bu atasözleri, bir olgunlaşma sonucu tercih edilmiş sessizliği ifade eder. Aynı zamanda atasözlerimizdeki sessizlik, gelecek ile birlikte düşünüldüğünde bir felaketi anımsatıverir. “Fırtına öncesi sessizlik” deyiminde olduğu gibi…
Bu gibi durumlarda sessizlik, derin bir iç huzurun değil, aksine duyulmamış, bastırılmış ya da görmezden gelinmiş bir çığlığın yansımasıdır. Tarih boyunca en büyük felaketler, öncesinde sessizlikle kuşatılmıştır. Bir toplumun adaletsizlikler karşısında sessiz kalması, hakikatin üstünün örtülmesi ve ahlaki çöküşün gizlenmesi, aslında yaklaşan büyük bir belanın tohumlarıdır. İnsanların sessizliği, çoğu zaman korkunun ve umutsuzluğun bir ürünüdür ve bu türden korkular ve ümitsizlik, tehlikenin boyutlarını anlamamızı engeller.  Bu sebeple ümitsizlik dinimizce yasaklanmış, bu sebeple İslam ve istiklal şairimiz, “Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun / Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!” demiştir.
Sessizliğin bir diğer çağrışımı da bekleyiştir. Çünkü bekleyişin en yoğun anları, sessizlik anlarında gerçekleşir. Beklenenin ne olduğuna dair belirsizlik, sessizliği ağırlaştırır, adeta sabrın ve sabırsızlığın kesiştiği bir noktada yeniden var olur. Ancak bekleyiş çoğu zaman bir sona ya da felakete işaret eder gibi görünse de bazen en büyük müjdelerin öncesindeki sükûneti taşıyabilir. Tıpkı karanlık bir gecenin ardından doğan güneş gibi, uzun bir sessizlik müjdeyle de sonuçlanabilir.
***
Sessizliği ve alametlerini yazımızın başından bu yana düşünüyor, tartışıyoruz. Şimdi tekrar dünyada, Orta Doğu’da ve ülkemizde yaşananları düşünelim. Kudüs Tufanı’nın yıl dönümünde yaşanan onca gürültüye rağmen içten içe hissedilen derin sessizliği anlamaya çalışalım. Din-i mübinin emrince ümitsizliğe düşmeden - bütün olabileceklerin farkında da olarak - umalım ve dua edelim ki yaşanılan bu sessizlik atmosferi bir müjde doğursun müminlerin dünyasına. Benden şimdiden koca bir “âmin” bütün okuyuculara.

Celal Yılmaz



Bu yazı 1116 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YAZARLAR
ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ
HABER ARA
YUKARI